Zamanın cümlesinde insanlar virgüller gibi yer alırlar, sense onu durdurmak için hareketsizleşirsin.
Anılar biriktirir,yıllar eskitirsin.Fotoğraflarda kalır anılar ve bir daha aynı hüzne aynı gülümsemeye sahip olamazsın. O andır herşey , bir kaç saniyeden ibarettir hayatın. Hataların ve doğruların; kazandıkların ve kaybettiklerin o karenin içindedir.Yaptığın seçimler, bu seçimlerin etkilediği hayatlar ve seçimlerini etkileyen insanlar tesadüfen varolmamıştır hayatında. Bu kişiler kimsenin, kimsenin külüne muhtaç olmadığı anlarda çıkagelmiş, tercihlere vazgeçişleri zorlamıştır cümlelerini. Bazen de yarı yolda yapayalnız kalırsın, aslında hiç yürümediğin yolları, hiç yanında olmayanlarlar eskitmişsin, kelebeğin rüyasını, üç günlük ömrü için kanatlanma telaşını anlamamaya başlamışsındır.
Kendini tanımak , değerlerini kaybetmeden yaşamak çok da zor değildir aslında, insan kendini biraz tanışmışsa eğer.Ne zaman nerede ne yapacağını kestirebilen insan ,her engebeyi büyük bir ustalıkla karşılar ,yaşar.Hayallerinin ihanetini de , başarının ağırlığını da taşıyabilir.
Ya kendini tanımayanlar ? Başka bir pencereden, başka bir hayata , bambaşka duygu ve düşüncelerle bakar. İçlerinde derin bir boşluk oluşur ve uyanmak için uyumak zorundadırlar. Ne kadar sancılı olursa olsun, güneşin doğması için karanlıkları giyinmeli, umudun eşliğinde gökkuşağını giyinmeliler yağmurlarla ıslanarak..
“İnsan, insanda tanır kendini” demiş Goethe.Kırıp dökersen karşındakini, kendini de parçalarsın. Birisine taş atarken , ilk önce kendi kolun yorulur. Damıtarak değil , dağıtararak anlamaya çalırsan insanları,onların göz çukurlarına ,gamzelerine yerleşen yaşam izlerini görmezden gelirsen; değerlerin çoktan değişmiş ve sen umursamamayı tercih etmişsin demektir.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.