Müslüman Kardeşler’e karşı Anglosakson ittifakı
Mursi’ye karşı darbe yapan generallerin ABD Savunma Bakanı Hagel ve Genelkurmay Başkanı Dempsey’le telefon görüşmesinden hemen sonra harekete geçtiği artık herkesçe bilinen bir gerçek.
Mursi, canlı yayında havai fişekler eşliğinde, demokrasi havarilerinin gözleri önünde silah zoruyla iktidardan uzaklaştırıldı.
İşgallerle İslâm ülkelerine sözde demokrasi götürmeyi görev bilen egemen güçler Mısır’da ise halkın yarısından fazlasının desteğini alan meşru hükümetin devrilmesini teşvik ettiler.
İleri sürülen bütün argümanlar berhava…
Hüsnü Mübarek diktatörlüğüne 50 yıl dayanabilen Mısır halkı, Mursi’ye 1 yıl mı tahammül edemedi?
Anglosakson ittifakı senaryoyu yazmış, şimdi tıkır tıkır o senaryo vizyona konuluyor.
Dönemin ABD Dış İşleri Bakanı Colin Powell’in Irak’ta kimyasal silah ve Saddam’ın El-Kaide bağlantıları bahanesiyle işgal öncesi yaptığı açıklamayı ve aynı Powell’in işgalden aylar sonra bu iddiaların gerçek dışı olduğuna dair özrünü hatırlayın bir.
Başkanı kim olursa olsun ABD aynı ABD.
O zaman ABD, Irak’a saldırmak için gün sayıyordu, fakat işgal için ellerinde ikna edici argümanlar olmadığı için devreye dünyanın en büyük halkla ilişkiler şirketi Hill and Knowlton’u sokmuşlardı. Başta CNN olmak üzere ABD medyası gerektiğinde sipariş haberlerle manipülasyon yapıyor Saddam, Hitler’e benzetiliyordu.
Kamu Dürüstlüğü Merkezi’nin tespitlerine göre 2003’te Başkan Bush ve ekibi tam 935 yalan açıklamada bulunmuşlar.
Garip değil mi?
Ardından da demokrasi götürmek için işgal…
Bir milyonu aşkın Müslüman katledildi orada. Sahabe türbelerinin, ilim merkezi külliyelerin bulunduğu cânım Bağdat, yerle bir edildi. Yüz binlerce Müslümanın namusu kirletildi ve Irak’ta taş üstünde taş bırakılmadı. Hâlâ Irak’ta kan akmaya devam ediyor, kaos sürüyor.
Tıpkı Afganistan’da, Çeçenistan’da, Pakistan’da, Türkistan’da Müslüman kanının akıtıldığı gibi.
Şimdi de Mısır’da Müslüman kanı akıtılıyor.
ABD talimatıyla darbe yapan Mısır ordusu Süveyş ve Güney Sina illerinde olağanüstü hal ilan etti bile.
Bütün dünyanın gözü önünde yapılan bu operasyonu şimdi Vatikan kutluyor, İsrail ise memnun.
ABD, AB, BM, Batı sus pus, tek satırlık kınama yok!
Bugün olup bitenler, Batının yüz yıllık uzun senaryosunun, büyük fotoğrafın küçük bir kesiti.
Cetvelle çizdikleri haritalar üzerinde şimdi diledikleri gibi operasyon yapıyorlar. Başsız kalan İslâm âlemi ise 200 yıldır belini bir türlü doğrultamıyor.
Bölünmüşlük, parçalanmışlık, tefrika bizim için çok büyük bir tuzak, ciddi bir tehlike.
“İpi kopan tesbihim / Dağılmış tane tane / Acı ama teşbihim / Hani nerde imame / Taneleri toplayın / Hak ipine derleyin / Bir imame bağlayın / Tevhid gelsin meydane…”
Bugün İslâm dünyasının içinde bulunduğu sorunların kaynağını da, çözüm yolunu da üstad Necip Fazıl Kısakürek’in bu mısraları ne güzel ifade ediyor.
Birkaç yılda yüz binin üzerinde Sünni Müslüman katledildi Suriye’de…
ABD samimi değil, sözünde durmuyor.
Bugün Esad’sız bir Suriye beklerken Mursi’siz bir Mısır’la karşı karşıya İslâm dünyası…
Milletçe Siyonizmi, Batı’yı, Haçlı ittifakını iyi bilmemiz, iyi analiz etmemiz gerek.
Gezi’de Batı destekli küresel provokasyon başarılı olamadı.
Ama hasarı ortada…
Milli şuurdan yoksun, her an kandırılarak dış destekli marjinal örgütlerin oyuncağı haline gelebilen, kolayca yönlendirilebilen bir gençlik var karşımızda.
Ortalığı yakıp yıkarak terör estirenler gençliğimizin ne kadarını temsil ediyor bilinmez, ancak bu memleketin tek bir evladı bile Siyonist tezgâhın parçası haline gelmemeli.
Reçete; Başbakan Erdoğan’ın son grup toplantısında vurguladığı gibi: “Köklerimizde, özdeğerlerimizde, geleneğimizde, birliğimizde, bütünlüğümüzde, ahlâk ve maneviyatımızdadır.”
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.