Kurtlar Vadisi'nin "derin Rus" karakteri "Tilki Andrei"ye göre Ruslar
"bir adamla vodka içmediysen, onunla asla düşman olma!" demiş.
Anlaşılan artık yılan hikâyesine dönen "Suriye cephesi"nde kimin kimlerle "vodka içtiği"de âşikâr olmaya başlıyor.
Henry Kissenger'ın Suriye'deki muhtemel rejim değişikliğini
"küresel sistemin çöküşü"yle irtibatlandırmasını Türkiye'deki 2014 "Başkanlık Seçimi"yle
birleştirince tablo bu şekilde çok acı oluyor.
Cengiz Çandar'ın "maliyetine katlanacaksınız" aforizmasını onun tıynetiyle açıklayıp; meseleyi "Tayyip/anti-Tayyip" mevzisinden alıp biraz soluklanarak değerlendirmemiz gerekiyor.
Suriye onyıllarca PKK'yı desteklerken Suriye'yi destekleyen küresel düzeni "dış güçler paranoyası"ndan ayrıştırıp anlamaya çalışmadan süreç anlaşılamayacak.
Siyâset tarzı tek kelimeyle "pragmatizm" olan bir Tayyip Erdoğan'ın,
çok basit manevralarla ve birkaç şiir/sloganla milliyetçi oylara oynayarak
"Başkanlığı" garantileyecekken "çözüm süreci"yle hayatının en büyük riskini almasını nasıl yorumlamalıyız acaba?
1908'in "hurriyet dâvâsı"nın neşet ettiği topraklardaki ekonomik dengesizliğin bu "isyan"a katkısını,
İstanbul'un fethinin arka planındaki hristiyan dünyadaki ekonomik çıkar çatışmasını okumadan ne PKK'nın "çeklilmesi" ne Suriye üzerindeki şiddetli "küresel mevzi savaşları" açıklanabilir.
Evet doğru; "ılımlı islâm şerbeti"yle malûl olmadan "kaybettiklerimiz"le yeniden kucaklaşmalıyız..
Ama "12 Eylül rakısı"yla da demlenip bu coğrafyada "var kalma"nın hayallerini kimsecikler kurmasın artık.
Yeni Ahit demiş ki:
"Devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Rabbin krallığına girmesinden kolaydır."
Yâni: ya yeni hâl, ya izmihlal..
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
tayyib erdoğan klasik siyasetçi olsa idi, başkanlığı işin başında albdullah gül'e vermezdi. sizin onu tanıyabilmeniz ancak 40 yıl beklemenizden geçer.