Hapishaneler insanların kalacağı bir yer değildir. Esasen süreli hapishanesi bulunan sistemler, insani sistemler değildir. Hz. Muhammed (sav)’in getirdiği dinde süreli hapis cezası bulunmamaktadır.

Halk arasında Nasrettin Hoca’ya bağlanan bir darb-ı mesel vardır: “Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar” diye. Biliyorsunuz Başbakan Erdoğan, şiir okuduğu için dört ay on gün hapis yattı. Geçen günde o günleri yâd ederek Pınarhisar’a gitti. Cezaevinin kendisi için Medrese-i Yusufiye olduğunu söyledi. Ama Başbakan’ın hayat serüveni damdan düşenlerin anlayan birisi olduğunu ne yazık ki göstermemektedir. Demek ki cezaevi, düşenin halden anlamasına da mani olan yerler. Hayatla bağ kesilirse vicdan da sorunlar olabiliyormuş. Sadece Başbakan’a bakarak bile cezaevlerinin kapatılması neticesine varabiliriz.

İktidara gelen Başbakan döneminde binlerce insan, şiir bile okuyamadan hapse düştü. Hele çıkardıkları Terörle Mücadele Kanunu adeta evlerde terör estirdi. Aileler perişan oldu. Çocuklar ise adeta yetim. Kadınlar çaresiz. Ama damdan Başbakan’da düşmüştü. Demek ki, cezaevine düşmek halden anlamak için yeterli değilmiş.

Artık AK Parti Dönemi’ndeki hatta 28 Şubat Dönemi’ndeki hatta İstiklal Mahkemeleri’nden bu yana gelen yargı kararları tartışılmalıdır. Ama genelde tartışılmaz ve iktidara gelen herkes “yüce yargıdan” bahseder. Ama yargı, tüm iktidarların en nihayetinde sarsılma noktasını da oluşturmuştur. Mustafa Kemal’in son anlarında iktidarı İsmet İnönü’ye kaptırdığı rivayet edilir. Menderes, Yargı kurbanıdır. 12 Eylül, 600.000 kişiyi gözaltına attı. 28 Şubat Balyoz gibi geçti, yargı onları yargılıyor. AK Parti döneminde Terörle Mücadele Kanunu yüzünden Türkiye terörden mahkûm olanlar ülkeler sıralamasında dünyanın bir numarası oldu. Erdoğan az kalsın 7 Şubat’ta gidiyordu.

Mustafa Balbay, hapisten çıktı. Bakalım ne olacak? Bence her şey daha kötü olacak. Dört ay hapis yatan bu hale getirdiyse ülkeyi bakalım 4 yıl hapis yatanlar neler yapacak? Netice-i kelam; cezaevine girip çıkan kimseler, damdan düşme halinden anlamıyorlar. Korkarak bekliyoruz.