Ayrılmak zorunda kaldım ama iştiyakın kalbimin müstesna yerinde. Aramızdaki duvar, benden kaynaklanmadı biliyorsun. Seninle birlikte olmak istedim; yüzünü güldürmek ve kalbini ferahlatmak… Lakin engeller yaktı, yıktı beni…. Nefes alamıyorum, boğazım düğümlendi ve gözyaşları… Pişmanlık; birlikte olduğum günlerin kıymetini bilmemek…
Hainim; ilk günlerimizden ayrılık zamanına kadar aşkımıza ihanet ettiğim günler de oldu. Nankörlük ve kadir bilmezlik çağımızın vebası. Anladım ki sadece hain değil çok büyük bir ahmağım.
Gözlerim ağlıyor, kalbim hüzün denizinde… Belki… Kendime söylemek istemiyorum ama belki; bir daha görüşemeyeceğiz. Kalbimdesin; dünyada görüşemezsek de geriye kalan tek umudum, öldükten sonra hiç ayrılmamak üzere birleşme beklentisi. Ahirette; inşaallah cennette. İşte bu nedenle sen ve ben ve de tüm sevdiklerimiz Rabbimize verdiğimiz söze sadakat göstermek zorundayız.
Şimdi tek mesele var önümüzde… Galü Bela’da verdiğimiz ahde vefa ve ölüme rıza. Meşakkatli geliyor mevt. Ya mezardaki hasret… Daracık kabirdeki özlem… Ama Allah, iman edenler için hüzün ve korku yok müjdesi vermiş… Demek kabrin de bir çaresi var nasılını bilmesem de…
Sözlerimi bitirirken, seni çok sevdiğimi bilmeni isterim. Fazla konuşamayacağım. Allah’a emanet ol.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.