ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

“Ya Esefa Ala Yusuf”

Nail Kaya

03 Mart 2014 Pazartesi 22:47
  • A
  • A

Yusuf’u kaybetti ama içinde. Sarılamıyor, fecisi ölmediğinin farkında.

Her saniyesi ay hükmünde geçen yıllar sonra;

“Ya esefa ala Yusuf” dedi ve gözlerine ak düştü. Yutkunuyor, yutkunuyordu.” (Yusuf Suresi: 84)

“Ya esefa ala Yusuf”; Yusuf, Yusuf, ah Yusuf, yetti artık.

Esefa; gam, hüzün, hicran, hasret… Hasretle yanmıyor bu daha cehennemî.

Hicran dışarıda durup yakmıyor gönlü. Bizzat yakan ve yakılan kalbi.

Kalbi ile hem dem. Kalbi; Yusuf artık. Küçük Yusuf uzakta evladı Yusuf sinesinde. Yüreğine sesleniyor: “Yusuf, Yusuf, ah Yusuf, yetti artık.”

“Eee artık yeter Yusuf.”

Gam, gözüne de dadandı. Kördü. Çevresi tarafından ise divane…

Ağlıyor, ağlıyor, ağlıyor…

Hz. Muhammed (sav) oğlu öldüğünde; “Kalp hüzünlenir göz yaş döker” buyurdu. Kızı Ümmü Gülsüm’ün kabrinin başında ağladığının herkes şahidi.

Cebrail (as) der ki: “Yakub’a yüz şehit sevabı var. O, Allah’a bir an suizan etmedi.”

Ama…

Lakin derler ki; Yakub’a şu ayet inmediğinden perişan oldu:

“Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman: “Biz Allah’a aidiz ve sonunda O’na döneceğiz” derler.” (Bakara Suresi: 156)

Bu ayet mi?

Her şey ve her yer Allah’ın… Ama gamı olana…

“Ya esefa ala Yusuf” diyene…

Dönüş Allah’a diyor. Her yer O’nun iken.

Allah, musibetten kendini uzak tutuyor.

Acı; imtihanın cilvesi fakat Allah’ın şanından değil.

O, kullarına hep güzellik hep mutluluk verir.

Sabreden… Allah’a hüsn-i zan ile yaklaşanlar…

Ve hep umutlu olanlar…

Sevdikleriyle ahirette buluşacağına inananlar…

Görecek…

Görecek…

Nasıl bir yaratıcıya sahip olduğunu…

Allah, verecek, verecek.

Hep verecek.

Yusuf’u da. Diğerlerini de.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.