ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Acıyış, umursayış, hırçınlık seli...

Nazım Dinya

10 Nisan 2013 Çarşamba 22:36
  • A
  • A

Büyüklerimizin sürekli bahsettiği ve dikkat etmemiz gerektiğini iğneleyerek dokudukları acı bumuydu yoksa ölümden sonra dayanılmaz tek güç olgu bumuydu, vakur-çaresiz kalış, umrunu yollara serdiğin an ki hüsran?

Neydi bizi böylesine kör eden tutku, alışkanlık mı yoksa aşk mı?
İnanç mıydı yoksa kuşkusuz yaşamak mı?
Ben cevapsız kalıyorum her defasında,sorgulayarak doğruya falan ulaşılmıyormuş bu tezi çürütüyorum sadece, bu değil yaşamak bu değil yarın sabaha uyanma gerekçesi..
Bencillik nedir hiç sordunuz mu kendinize, oysa her gün her anda üstlenmekten çekinmediğimiz bu illet duygu neden var hiç düşündünüz mü?

Karanlık olmasaydı aydınlığın bir anlamı kalmazdı çünkü,siyah olmazsa beyazın olmayacağı gibi..
Nedendir bilinmez anlık mutluluklara bağlı kalma isteğimiz hepte başarıyla sonuçlanmıyordu biliyoruz ki. Hayatımıza soktuğumuz her kişi bizi hep bi adım ileriye götürmek zorunda değildi elbet bunu da biliyorduk geri gittiğimiz adımlardan, hezeyana uğramış birkaç duyguyu diriltmek için çabalarken tokat atmaktan vazgeçmek bilmez bir yaşam, neden her defasın da gelip seni bulur hiç sordun mu kendine?
Hata, yanlış, kusur, üçlüsünün ardından pişmanlık neden var ya da hiç düşündünüz mü?
Hiçe sayılacak kadar gereksiz ise neden var olmuş bu kusur?

Bazen paragraflar ararken sorularına, bi tebessümün cevap olacağını çok iyi bilirsin,

Kusurlarını bildiğin gibi telafilerini de bilirsin,

Umudunu yitirsen bile inancını yitiremezsin hani..

O zaman anlarsın seni yarının daha başka beklediğini, dünlerin ne kadar riyakâr olduğunu ama elin hamur karnın aç kalırsın her zaman kaderin sana biçtiği kaftandan başka çıplaklığına başka bir şey giyemezsin.
Oturur kendi kendini yersin..

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.