Doğmadan bir gün önce; sevmeye yarım kalmış bir vakitte, şarkılar ile yaşama merhaba…
Hakkın divanına düştüğüm yıl bin dokuz yüz doksan üç,aylardan şubat günlerden on üç..Buğulu bir serüvene merhaba demenin,on sekizinci yılında onca karmaşanın,onca çelişkinin eşiğinde var olma sevincini tadabilmenin,ağlamak gereken yerde gülebilmenin,konuşmak gereken yerde susabilmenin ve sevmek gereken anda sevilebilmenin umut arayışları ile yüz yüze gelişimin on sekizinci yılı.Ne gariptir ki hayat o şubattan bu şubata yine aynı yalnızlık,yine aynı durgunluk ve yine aynı keder ile rutin bir şekilde devam etmekte.Yanlış hayale sapmanın pişmanlığı,doğru hayale koşamamanın riyakarlığı ile eş değer şu günlerde.Bilemiyorum ben miyim yanlışı devasa kılan yoksa yıllar mı zerre umutları parçalayıp beni yok kılan..
İnsan hep dostları olsun, onu seven, koruyup yücelten kollayan birileri olsun ister şarkılara sığındığı anlarda ve onlar kadar umursamaz onlar kadar safiyane davranmak ister mağlup olduğu her duyguda. İki binli yılların ilk on ikisini yaşarken içinin ısınmadığı insanlar; içtenliğe ‘niye’ demeyi bir koşul edinmiş.. seslenişlere ‘efendim’ demeyi çoktan unutmuş.. ‘geldi’ diyemeden yarınlara, ‘hayır’ demeyi ezber edinmiş dünlere, ‘evet’ demeye muhtaç suallere ve ‘empati’ kurmaya ‘hasret’ duygularla yoğrulmuş şu günlere anlam vermeyi es geçip, onları gayelerinden uzak davranışlar sergilemeye yiten bu yalnızlık bir tek onlara mahsus değildir unutulmasın.. Yalnızlığımız hangi katta yücedir ve hangi alfabe ile anlamlandırılabilir.. Doğmak,büyümek,yaşamak... bu üçleme yakışı kalmayan ölüm,oysa ne kadar da yakışı gelir bazen cevabını bulamadığımız suallere ve anlam veremediğimiz duygu serpintili umut kokulu yarınlara.. ‘’Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçesine.. ‘’ derken Nazım, yalnızlığın yüceliğini dile getirmekten çekinmeyip,yalnızız demeyi de kardeçce görmüş,ala.. Peki ya tebessümlerden kaçışan bizler,saati sabahı belli olmadan o duygudan o duyguya atlayan bizler? Ben yalnız değilim diyebilen bir elimin beş parmağına eş değer şu hayatta. Unutulmaya yön tutmuş kavramlar,üzeri çoktan tozlanmış duygular,gün yüzüne hasret davranışlar belirmedikçe tekrardan,insanların yüzlerini görmek değil imkansızlık; ihtimali söz konusu dahi olamayacak bir girdap halini almakta her geçen gün..
‘’ Her şarkının içinde ben seni görürüm, sevdan bir nefes gibi çekmezsem ölürüm.Sabır kalmadı içimde,dertler yaş oldu gözümde,bu yoksulluk denizinde boğulmadan gel..Sensiz isyan ettim her an,dünyam kahır dünyam zindan,yine başım duman duman boğulmadan gel..‘’
Hüzünlenmek elde değil aynı duyguları taşıyorsak, bu koskocaman dünyada hayatı paylaşabilmek ne kadar da güç birlikte görüyoruz mağlum. Neydi şaire bu dizeleri yazdıran,olmazsa olmaz kılan hangi saf duyguydu bizi bu çıkmazlarda yalnız bırakan..
Hayat vardiyasında herkes bir tedirginlik ile üşümekte elbet,zaman geçmekte ve zaman gecikmekte,sıcak bir selam bir kelam ile ısınmayı zor hale getiren soyka olguları neden arındıramaz insanoğlu hayatından..
Şubat on üç;yalnızım yalnızlığım beni dinlemekte,yalan da olsa ne var ki bu şarkıları söylemekte,yalan da olsa içimden bir bulut akıp gidiyor,yalan da olsa mutluyum bu bana yetiyor.. Çoğunuzun göstermeye sakındığı samimiyeti ve içtenliği şarkılarda bulmak çok kolay ve bariz ortadadır ki,asla yarı yolda bırakmayan,hiçbir duygumu ertelemeyen şarkılar maskeyle gezen adı dost olan sahtekarlardan çok çok yakındır bana.. Şubat on üçte benden bir şarkı daha;
‘’Bilmediğim bir şey söyle bana, o çok duyduğum yalanlar olmasın. Bilmediğim bir şarkı söyle sözlerinde ayrılık olmasın. Yeter bu dünyanın cefası derdi, yeter boş yere kaç bahar tükendi, yıllarca kendimi kahrettiğim yetti, gel bana bilmediğim bir şeyler söyle… ‘’
Nazım DİNYA
13 Şubat 2012
2binli yılların ilk 11’inde Büyük Çocuklar,Küçük Erişkinler ve Bizler.. (IV)- Doğmadan bir gün önce; sevmeye yarım kalmış bir vakitte, şarkılar ile yaşama merhaba…
Titrek bir mum alevinin havaya bıraktığı bulanık bir is,ve göz gözü görmez bir siz değildik biz..
-Doğum günümde beni yalnız bırakmayan,tebrikleri ile günümü mutlu kılan,bir günlükte olsa tebessümünü esirgemeyen herkese en içten teşekkürlerimi sunarım..
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.