Bir bakarım kekik kokulu bir nisan sabahı koparıp alıverir ben hayattan... Çiçek açmış bir kiraz ağacının hayaliyle yollara düşerim. Toprak alır gönlümün derinliklerini... Derin bir soluklanıp,güne merhaba derim... Bu vakitlerde sanki gitmek sadakattir; kalmak ihanet... Çünkü bahara söz geçiremiyorum. Önünde bir nisan sağınağı varsa geriye dönüp bakası gelmez ya insanın... Sanki ılık bir rüzgar ruhumda ki isyanı okşar. "Hadi sokağa" diye bağıran sirenler çalar içimden... Derinliklerimde tutuşturulmayı bekleyen alevler kıvılcımlanır. Kalbimden havalanan güvercinlere şaşa kalırım. Bir kez çiy düşmeye görsün kış mahmuru bedenlere... Her ilişki, benliğimizde bir kazıdır aslında, her sevdanın da ruhumuzun bir başka yüzü olduğu gibi... Her aşkta kendimizi ararız, o yüzden bulduklarımız benzerimizdir. Resimlerini yan yana koyun sevdiklerinizin ve dikkatle bakın yüzlerine, onların suretlerinden kendi yüzünüz bakacaktır size..
Size de olur mu bilmem; her ölümün ardından yaşamın peşine düşerim ben... Yakın bir dostu toprağa verir vermez, kabrinin çiçekleri kurumadan daha, ihmal edilmiş kapıları çalar, özlenip gidilmemiş adresleri ararım; eski dostlukların tozunu alır, cam gibi parlatırım. İşi gücü boşlar, gecikmiş hal hatır sormaların, dar günde omuz omuza durmaların kapısını aralarım. Sakın ola kalbinize yakın bulduklarınızı çantada keklik sanmayın. Sıkıca asılın onlara, tıpkı hayata asıldığınız gibi... Çünkü onlarsız hayat da anlamsızdır. Hayatınızı asla aşka kapatmayın. Aşkı bulmanın en kısa yolu, aşık olmaktır, korumanın en iyi yolu ise ona kanat takmaktır.
‘’Kaybetme korkum, kavuşma sevincinden ağır bastı hep ve aşk, gurura baskın çıktı bu yüzden her daim... Gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetmedi her zaman... Her gidişte ayaklarım "Geri dön" diye yalpaladı ve ben kendime rağmen döndüm, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
...o halde bugün benim günüm ! Günü yaşamak, gitmeleri bırakmak ve şarkı dinlememek niye? Hiç düşündünüz mü? Engel teşkil eden durumlar, olaylar, olgular-sebepler ne ki mutsuzuz. Mutlu olamayacağımızı bile bile nedendir kör-karanlık yollara koyuluşumuz? Özlem bazen gözbebeklerimize tutunup, beynimize sızar, kalbimize işler ya hani; “İşte ben de tam bunları hissediyordum” dedirtir bize bazen; gözyaşlarımızla tuzlanır tutkularımız. Silkeler ruhumuzun tozlarını, en derine gömdüğümüz yaralarımızı kanatır hani, tutup kelimelerle kabuklarından ve ardından biliyorum ki böyle zamanlarım da yalnız kalınmışlıklardan korkmamalıyım aslen ve alışmalıyım…
İhanetlere, terk edilmelere, bir başına bırakılmalara hazırlıklı olmalıyım...
Yalnızlığa alışmalıyım...
Çünkü “omuz omuza” günlerin vakti geçti.
Dayanışma, günümüzün borsasının değer kaybeden hisse senetlerinden biri artık...
Bireyin keşif çağı, geride kırık dökük yalnızlıklar bıraktı.
Terörün bile bireyselleştiği çağdayım.
Zaman, birlikten kuvvet doğurma zamanı değil;
Zaman, tek başına dimdik ayakta kalabilmeyi becerme zamanıdır...
İşte o yüzden yalnızlığa alışmalıyım..
Soğuk duvar diplerinde sessizce ağlaşmaya da alışmalı,
Kendimle hesaplaşmaya çalışmalıyım...
Gece yastıkla ağlaşmaya, sabah aynayla gülüşmeye,
Yalnız hüzünlenip, yalnız keyiflenmeye hazır olmalıyım...
Hep başını alıp gidebilecek kadar cesur,
Ama hep kalıp savaşacak kadar gözü pek olabilmeliyim...
Sessizliği, sese dönüştürebilmeli,
Ve sırt çantamı her daim hazır tutmalıyım..
Yollarla barışmalı,
Yalnızlığa alışmalıyım..
İnanmalıyım önce kendime benliğime. En cilvelisisin mevsimlerin bahar, afrodizyakların en etkilisi, sevdanın suç ortağısın. Diyebilmeliyim.
Zaten damarlarıma zor zaptediyorum kanımı... Çoktan cemreler düşmüş beynime, yüreğime... Kalbimin buzları erimiş. Göğüs kafesimde ne idüğü belirsiz bir kıpırtıyla geziyorum nicedir... Bir de sen çıldırtma beni bahar diye haykırmayı bilmeliyim.
Bahara inat nisanı kış gibi görmeli,
Gelinciklerin arasında metrelerce kar varmış gibi dolaşabilmeli,
Sen yokken akşamüstlerinde, lakin varmışsın gibi sana da bi sigara uzatabilmeliyim..
Ellerimde ellerin yokken o avuçları terletmeli,
Senden geriye kalan, yara bere içinde de olsa, yana yana, ama doyasıya yaşamış olmanın iç huzuru ve haklı gururu haykıran resimlerimize bakarken,
Gözüme toz kaçtı diyebilmeliyim.
Alelade iltifat cümlelerimi bir tek sana yazıp,
Bir tek sana okuyabilmeliyim..
Yalnızlık yazdıklarımın mürekkebiydi,
Bunu sana anlatabilmeliyim..
05.04.2013
03:26/Bişkek
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.