Yaşamı boyunca birtek kayığı birde deniz kıyısında tek gözlü bir çatı altı olan ve her gece bitap duygular ile uyuyakalıp,hep deniz kokulu sabahlara uyanan yaşlı Chosniel,
yine düşlerinin üzerini örttüğü bir gece yarısı rüyasında, bulutların yağmuru adeta ağladığı fırtınanında bu damlacıkları silercesine gövde uzattığı bir tufanda denizin ortasında
yalnız kalıp,gecenin karanlığı ile yoğrulan korkutucu tufandan çıkarken yorgun düştüğü halini görür,bir yandan rüyasında ki vakur halinden kurtulmak için çırpınırken öte
yandan gerçek dünyada hissettiği korkuyu rüya sonrasında uzuvlarında gördüğü yaralardan sonra anlar,çok uzun ve meşakkatli bir kabus olmuştur artık bu onun için
bir geceyi bitirmiştir o kabusta ve ilk defa rüyada da olsa farklı bir sabaha uyanmıştır,fırtına onu hiç bilmediği bir adaya sürüklemiş kayığı,iki küreği ve birtek el
oltası ile başbaşa koskoca adada olanı biteni çözmeye çalışırken,kıyıya sadece kendisini vurmadığını ona ispatlayan bir orkinos ilişmiş gözüne,
koşarak yanına gidip hala yaşadığını görünce,o anki imkanları ile kayalıkların dibinde kıyıya yakın bir yere küçük bir havuz yapıp onu yaşama bağlamaya çalışırken öte
yandan kayığında sabah av için hazırladığı yemleri gelir aklına nefes nefese alıp gelir ve havuzun içerisine serper,orkinos bi zaman sonra suda süzülüşünü düzeltir ve ‘sahip ben kendime geldim özgürlüğümü geri ver artık’ dercesine kendince edalarda bulunur,yaşlı Chosniel de anlar bu durumu ve bir tutkuyla yaptığı havuzu yıkmaya başlar,içerisinde ki suyunda kuvveti ile orkinos denize doğru süzülmeye başlar,beline kadar suyun içerisinde kayalıkların arasında orkinosun yolunu bulmasına yardım etmeye çalıştıkça inatla orkinos yaşlı Chosniel’in etrafında yüzer ve sanki ‘bu tarafa gel beni takip et iyiliğini karşılıksız bırakamam’ dercesine ileri gidip gidip gelen orkinosu takip etmeye başlar yaşlı Chosniel,adanın kuzey tarafına doğru yaklaşık bir saat yüzdükten sonra kayalıkların arasına itelenir orkinos tarafından ve etrafında milyonlarca inci mercanı olduğu görür heyecandan iki kaya arasına sıkışıp kalır yine orkinos kurtarır sıkışmış sol bacağını,büyük bir şaşkınlıkla gördüğü şeylerin gerçek olduğuna ispat ararcasına çıkar hemen denizden ve bir mercan alır eline kayalığın üzerinde bir çırpıda kırar açmaya üşenircesine ve çıkan inciyi öper öper ve haykırır, avucunda inciyi sımsıkı tutarak. Biraz açgözlülükle biraz da yılların hezeyan dolu yokluğuna sığınarak alabildiğince inci alır üzerine ve kıyıdan koşarak kayığına doğru giderken uzakta kayığının olmadığını görür önce şaşırır yanlış yönemi koşuyorum diye,döner ters istikamette ilerlemeye başlar oysa butaraf ta hiç görmedeği yerlerdir,birden orkinosu inci mercanların arasında unuttuğu farkına varır onu bulursa kayığına geri götüreceğini düşünerek mercanlara doğru koşmaya başlar bu seferde vardığında ortada ne mercanların ne orkinosun olmadığını görür,gece ki tufandan kalma bariz bir korku sarar bedenini yaşlı Chosniel’in,kıyafetine sarıp sarmaladığı incileri çıkartıp bakar sadece bir tane kaldığını görür,onuda sol avucuna koyup yırtık gömleği ile eline sarmaya başlar ardından neler olup bittiğini anlamak için adayı keşfe çıkar gözlerine inanamaz,güney burundan ada sular altında kalarak kayboluyor telaş ile ormana girer ve koşmaya başlar,kırılan bambuların çıkardığı sesle yoğrulan denizin adayı ele geçiriş sloganı adeta ‘rüyadan uyanma vakti geldi Chosniel kaçma kendini benim serin sularıma bırak bu uyanışın bir farklı olacak’ diyordu. Bir bambuya sarılıp kendince ilahını son kez anmaya başlayan yaşlı Chosniel kurtulamayacağını anlayınca salıverdi kendini öfkeli suya.Bu uzun ve çetrefilli rüyasında korkuyu,heyecanı ve şefkati aynı anda yaşamıştı,bunlarla yoğrulan bir sabaha uyandı sonunda,tüm bu yaşanmışlığın şaşkınlığı ile sol elinin yırtık bir oduncu gömleği ile sarılı olduğunu fark etti,hemen bir telaş ile açmaya başladı sarılı elini ve düşünde ki son inci avucuna koyduğu gibi duruyordu,ayrı bir korku sardı bu sefer de bedenini,’hala kabus devam mı ediyor,uyanmadım mı aslında ben’ diye sormaya başladı kendine.
Yıllar önce kartalların tekrar dirilişi hakkın da okuduğu bir kitap geldi aklına o anda. Belirli bir yaştan sonra kartallara yaşam iki seçenek sunar ya öleceklerdir ya da yeniden dirileceklerdir,ölümü seçmek en kolay yoldur hepsi için ama yeniden doğmak güç geldiği için kimse seçememiştir ta ki içlerinden yaşlı bir kartal bu seçimi yapana kadar.O yaşlı kartal öleceğini anlayınca,bir mağaraya kendini beş aylığına kapatır ve taşlara vura vura önce gagasını kırar,sonra her bir pençesini tek tek kayalıklara sürterek söküp atar ve en son devasa iki kanadını acılar içerisinde yolar atar,tam beş ay sonra yeni gagası yeni pençeleri ve kanatları ve bunlar ile harmanlanan kırk yıllık yaşam tecrübesi ile mağaradan dışarı çıkar,yeniden doğuşun uçuşunu yapmadan önce o mağaraya ilk girişini hatırlar ve özgürce salıverir kendini gökyüzünün benliğine,artık daha güçlü daha riyakar ve yaşanmışlık tecrübesi ile tüm kartallardan bir kanat daha önde uçar durur her zaman,ölümün kendisi için henüz erken olduğunu düşünen yaşlı kartal yaşam sevincini tekrar kazanır ömüründen beş ay vererek.
Bu hikayeyi anımsar yaşlı Chosniel, birden yeniden doğuşun bir uyanışın gerekliliği yer eder kafasına ve atlar kayığına çeker küreklerini okyanusa doğru açılır, inanır geride bıraktıklarına değer bir yaşamla karşılaşacağına, karanlık bastırdığında kabusunda ki gibi bir fırtına sarar dört bir yanını, korkmaz,yüreğini bir an olsun ölüm korkusu sarmaz,cesaret ve şevkle dolan bedenini bırakıverir fırtınanın kollarına ve avucundan bir an olsun bırakmadığı incisine sımsıkı sarılır ve fırtına seferinin onu götüreceği yaşamı beklemeye başlar,sabaha tıpkı düşünde ki gibi bir adaya vurmuş bir şekilde uyanır,rüyasında ki gökyüzü ve sahil,gözü hemen orkinosu arar ve evet oda sere serpe uzanmış ilerde duruyor,koşarak gider yine yanına,’sana geldim,senin için geldim’dercesine sarılır ona ama orkinos bu gelişi kabul görmez kaçmaya çalışır ondan,yaşlı Chosniel yine düşünde ki gibi bir havuz yapmaya ve onu kendine getirmeye çalışırken,yaklaşmaz orkinos ama.
Açar avucunda ki inciyi gösterir ona, düş ile gerçeğin bağdaştığı nokta da yaşanmışlığın ispatını serer önüne, hiç oralı olmaz orkinos ‘beni düşünme artık kendine iyi bak’ edalarında uzaklaşmaya başlar orkinos, durmaz onunla yüzmeye başlar yaşlı Chosniel, derinlere inerler birlikte, orkinosu onu karanlık sulara çekerken yaşlı Chosniel’da renkli mercanlara doğru çeker onu hemfikir olamazlar bir türlü ve karanlıklara doğru sürüklenirler okyanus akıntısı onları gün ışığının tükendiği kuytulara sürükler ve Chosniel artık yeni bir doğuşun aslında ölüm olduğunu,o ölümünde kaçınılmaz bir heyecan olduğunu anlamaya başlar, cevaplamak istediği onca sorgu varken ve daha yaşanacak bir o kadar an, mutlu uyanacak birçok sabah varken ölüme koştuğunu biliyordu aslında ama duygularını ertelemek istememişti hiçbir zaman, orkinos ise düşlerinde yaşadığı bir sahibin ölümünü görmeye dayanamayacağını bilip, düşten gerçeğe akan bir ölümün olma arzusu ile sürüklemişti peşinden.Yaşlı Chosniel her şeyi anlamıştı her yaşanmışlığı biliyordu fakat anlamlandıramadığı bir şey vardı,avucunda ki inci.
Bu yolda onuda heba etmek istemiyordu,hemen iç çebinden rengarenk olta mantarını çıkardı ve inciyi içine yerleştirdi ve salıverdi gün ışığına doğru,bu inci orkinos ile arasında ki sadakatti, bu duyguyu yitirmek istemedi ve o sadakati özgür bıraktı.Ardından son bir kez orkinosun gözlerine baktı artık sadakatleride yoktu tutunamayıp kendini salıverdi kör karanlık sulara,yaşlı Chosniel’in önce gözleri kararmıştı sonra yüreği,o okyanusun derinliklerinde göz yaşlarını hissetti ve umut dolu dünyasına,orkinosuna hoşça kal dercesine kaldırdı sol elini ve veda seremonisini gerçekleştirip kapadı gözlerini bu artık asla uyanamayacağı uykusuna.Orkinos’un korkutuğu olmuştu ama gözleri sahibin ölümünü seyretmişti o vakur bir duyguyla kalakalmıştı karanlık suların içinde renkli umutlarıyla.Bu durumu hazmedemeyip Chosniel’in sessiz ve bir o kadar da riyakar bedenine sardı kendini onunla ölüme razı geldi,çok erken geç bulduğu sahibi çok erken yitirmenin pişmanlığına sığınarak yaşamına son verdi.
Düşle başlayan bir gerçeğin riyakarlığına yenik düşmüştü iki sadakat kurbanı ama yitiremedikleri tek şey vardı o da gerçeğin sularında hala gece-gündüz dolaşıyor güneşe ve aya her döngüde Yaşlı Chosniel ve Orkinosun tutkusunu anlatıyordu o inci hala yaşıyor..
Yaşlı Chosniel’in tutkusu..
17.03.2013
Frunze/Bişkek
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.