Öncelikle İbrahim Yazıcı gibi Türk futbolunda devrim yapmış diyebileceğimiz bir insanı kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığımı belirtip, kendisine Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.

Tabi ki de bu ölümle şike sürecini yan yana getirerek ne insanların acısını deşmek , nede başka insanlara iftira atmak değil niyetim. Ancak son zamanlarda Türk futbolundan uzaklaşan isimlere baktığımızda , en büyük isimler hep şike konusunda bir taraf seçmiş olan isimler. Kimdir bu isimler ?

En önemlisi Şenol Güneş. Belkide Türk futbolunun en temiz en dürüst en beyefendi ismidir kendisi.Onun düşüncesi ülkede pis işlerin döndüğü ve bunu yapanların futboldan uzaklaştırılması gerektiği. Gidişi takımın başarısızlığı sebebiyle olabilir. Ancak takımın başarısızlığının sebebi her şey olabilir. İkinci isim hemen Şenol Güneş'in ardından veda eden kişi.

Ertuğrul Sağlam. Hani dedik ya Şenol Güneş için bir sürü güzel laf , o lafların genç , dinamik versiyonudur Ertuğrul Sağlam. Onda durum dahada ilginç ve şüphelen dirici. Onun tarafı da belliydi Şenol Hocayla aynı taraf , benzer düşünceler. Takımı kötü gidiyor diye bıraktı Ertuğrul Hoca ve hakemlerden başı bir çok kez yandı. Ayrıldı Hikmet Hoca geldi Bursa'ya. Birden o aynı kadro çıkışa geçmeye başladı hemde ne çıkış.

Ertuğrul Sağlam'dan sonra hakemde yakmadı Bursayı burasıda ilginçtir.Teknik Direktör değişimi hep bir çıkış getirmiştir ama 2 hafta 3 hafta Bursa'nın ki biraz değişik bir çıkış oldu.Bursalılar beni yanlış anlamasın demek istediğim şey zaten başarılı bir kadro neden puanlar kazanmak için Ertuğrul Hocanın gitmesini bekledi. Yada bekletildi ! Ertuğrul Hocaya selam yolladıktan sonra gelelim üçüncü isim olan , o Trabzonspor dışında tarafını en çok belli eden isim.

Orduspor başkanı Nedim Türkmen. Hector Cuper'e takımı emanet edip sezona Barral gibi Roversio gibi İspanya liginden tecrübeli transferlerle başlayan Orduspor , büyük çıkış yakalayan Stancu'yu da kadrosunda tutmayı başarınca herkesin ilgisini çeken bir takım oldu. Nitekim ilk haftalar fırtına estiren Orduspor ilk sekiz hafta ligin namağlup tek takımı olarak öne çıkıyordu. Fakat bu başarıyı bir tek ben fark etmemişim ki ligin tozunu attıran Orduspor yine ilginç hakem hataları ve medya oyunlarıyla küme düşmüş bulunmakta. Yanlış anlaşılmasın Orduyla kimsenin bir sıkıntısı yok ama şu bir gerçek Ordu güçlenirse Nedim Başkan da güçlenir. Oysa ki futbola yön veren kesimler için Nedim Türkmen'in düşünceleri çok tehlikeli düşünceler.

Ordunun düşmesi konusunda bir de not eklemek istiyorum. Bu hafta düşme potasındakiler ve şampiyonluk maçları aynı saatte oynanırken , düşmesi kesinleşmeyen Orduspor neden iddiası yokmuş , küme düşmüş muamelesi görerek farklı bir gün oynadı maçını. Yoksa bu işleri belirleyenler sekizinci haftadan beri kendilerini alıştırmışlar mı Ordunun küme düşmesine ?

Yanlışlıkla ellerinde önceden bulunan 34. hafta tablosuna bakarak mı hazırlamışlar o programı ?

Gelelim son isme. Bu isim hala çırpınıyor ama boşuna. Oda ayrılıyor takımından ve Türk futbolundan . Onun tarafı da belli aynı taraf. Hatta en çok belli eden.

Bu isimler arasında konum olarak da saygınlık olarak da en büyük olanı o yüzden hala çırpına bilme şansını sürdürüyor. Bu isim de Sadri Şener. Onu yıkmak diğerleri kadar kolay olmadı . İlk sezon sallandı ikinci sezon artık yıkılmak üzere. Fazla konuşmaya gerek yok çünkü ilginç bir şekilde halk arasında sevilmeyen adam konumunda. Neden çünkü mahkemede haklandı , neden çünkü insanlar gazetede okudukları kadarıyla yetiniyorlar.

Hani dizi seyredersin ya dizi sana ne hissettirirse onu hissedersin. Amcasının eşiyle birlikte olur herif , ama dizi öyle bir anlatır ki sen bunu ahlaksızlık olarak görmezsin.

Dersin ki "ne biçim amca çocuklar birbirlerini seviyorlar çekil aradan".İşte bizim insanımız Türkiye'de dönen bu işleri dizi seyreder gibi seyrediyor , Amcaya destek çıkacağına ahlaksız yengeyle , onun aklını çalana destek çıkıyorlar. Şimdi de son isim İbrahim Yazıcı.

O da tarafını belli etti ama diğerleri kadar şiddetli değil. Tabi ki ölümünün olayla ilgisi olmadığını bende biliyorum. Ama şunu da çok iyi biliyorum ki eğer yaşasaydı oda futbola zorla veda edenlerden olacaktı...