Diyarbakır'ın Lice ilçesinde bir PKK militanının heykeli dikiliyor...
Adı Mahsum Korkmaz...
Agit olarak biliniyor...
PKK'nın ilk silahlı eylemlerini gerçekleştiren, örgütün kendini tanıttığı Eruh ve Şemdinli Baskınlarında bulunan (15 Ağustos 1984), örgütün ilk silahlı akademisini ve birliklerini kuran isim...
PKK'nın ilk kurşununu sıkan ismi...

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde bir HDP milletvekili konuşuyor...
Adı Nursel Aydoğan...
Partinin tek Türk kadın milletvekili...
Baba Bulgar göçmeni. Anne Bursalı. Kendisi de Yenişehir doğumlu. Gıda Mühendisi.
Kürt ve Alevilikten üniversite yıllarında haberdar olduğunu söylüyor...
Diyarbakır'daki Görese Dağı'nda yapılan operasyonların durdurulması için halkı örgütleyip dağa yürümek isteyince tanıtmıştı kendini...
"Barış ve kardeşlik" söylemi ile, eşit halkların eşit haklarından dem vurmuştu...
Silahların susmasını ve toplumsal barışın sağlanmasını, ne askerlerin ne de örgüt mensuplarının ölmesini istediğini, savaşın bitmesi gerektiğini söylemişti...
Ve Mahsum Korkmaz'a ait heykelin açılış töreninde binlerce insanın önünde, askere ilk kurşunu sıkan kişinin heykelinin açılışını yaparak "barış" söylemini bir anda unutmuştu...

Biraz empati yapalım hadi. Diyarbakır'ın meydanına ilk PKK'lıyı öldüren veya da örgüte ilk kurşunu sıkan askerin heykeli dikilse ne olur?
Nasıl tepkiler gelir?
Mesela Diyarbakır milletvekili Nursel Aydoğan ne düşünür? Ne der?
"Biz barış diyoruz, siz ilk kurşunu atan kişinin heykelini dikiyorsunuz." der mi mesela?

Hadi bunu geçtim; 15 Ağustos 1984'te Şemdinli Baskını esnasında şehit olan ilk asker Süleyman Aydın'ın heykeli Şemdinli meydanına dikilse nasıl tepkiler gelir?

Bir kesimin hassasiyetlerini kaşımaya devam ederek yıllardır süren bu kanı durdurmak mümkün olur mu?

Olmadığını gördük. Bir bozuk zihniyetin ürünü olarak tecelli eden heykel provokasyonu, bir sivil Kürt vatandaşının ve bir de uzman çavuş olan askerin hayatlarına mal oldu.

Barış? Belki... Daha ölmedik.