-1-
ABD Eski Genelkurmay Başkanı Thomas Moorer bir beyanatında şu ifadeleri kullanmıştır: "Şimdiye kadar hiçbir başkanın İsrail'e karşı koyduğunu görmedim. İsrail her zaman istediğini elde eder. Amerikan halkı eğer İsrail'in hükumetimiz üzerindeki etkisini bilseydi hemen ayaklanırdı. Milletimizin neler döndüğünden haberi yoktur."

-2-
Yahudi bankerlerden Robert Moris, Yahudi sermayesinin ABD'yi nasıl tesiri altında tuttuğunu şöyle dile getiriyor: "Wallstreet'te kurulan ve buraya yatırım yapan bankaların hemen hepsi birer Yahudi kuruluşuydu. Kuhn, Loeb, Lozard Freres, Goldman, Lehman Kardeşler, bu Yahudi bankacılardan sadece birkaçıdır."

-3-
Newsweek'de MOSSAD'ın hükumetin içinde ve dışında olan Yahudiler sayesinde ABD desteğini sağladığından ve İsrail'in, ABD'nin vermek istemediği teknik bilgileri ne şekilde ele geçirdiklerinden ABD Savunma Ofisi Eski Müsteşarı David Mc Giffert şöyle bahsediyor: "İsrailliler daha benim masama ulaşmadan belgelerden haberdar olur."

-4-
Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesi (American Israel Public Affairs Committee, AIPAC), 55.000 üyesi bulunan, ABD ile İsrail Devleti ilişkilerini düzenleyen, ABD-İsrail ticaret ilişkilerinin derinleştirilmesine, ortak askeri programların gerçekleştirilmesinde önemli bir etkiye sahip olan bir kuruluştur. AIPAC, askeri yardımlarda çok etkindir. Örneğin,1986'da ABD Dışişleri Bakanı Shultz'un AIPAC'a bizzat yazıyla başvurarak, İsrail'e yollanacak silah türleri ve yardım paketleri konusunda görüş istemesi örgütün gücünü gösteriyor. İsrail'e yapılan yardımlar, 1985'den sonra, AIPAC sayesinde, karşılıksız hale gelmiştir. Hatta AIPAC, Carter'ın Yahudiler lehine güttüğü Arap politikası hakkında Time dergisine şu demeci vermekte bir sakınca bile görmemiştir: "İnsanlar daha önce Yahudi lobilerinin icraatlarını gördüklerini sanıyorlar. Ama henüz hiçbir şey görmüş değiller."

-5-
Eski ABD Başkanlarından Carter, bir röportajında şunları söylemiştir: "İsrail'in başarısı politik bir mesele değildir. Gerçekleşmesi şart olan bir inançtır."

-6-
İkinci Dünya Savaşı'nda Hitler tarafından soykırıma uğratıldıklarını iddia eden Yahudi lobilerinin en büyük destekçisi, Yahudi sermayesinin ABD'yi yönetmesinden ötürü en büyük desteği ABD'den almakta, daha doğrusu ABD'yi ekonomik olarak güdümü altında tutmaktadır. Lakin Yahudi lobisi, İkinci Dünya Savaşı'ndaki etkin çalışmaları sayesinde Hitler'i de bir başka piyon olarak kullanmış, ABD ile Almanya'nın savaşından en büyük payeyi almıştır. Hitler'in savaştaki en büyük destekçileri olan bankaların tamamı Yahudi bankalarıdır. Deutsch Bank, Dresdener Bank, Oppenheim Bank, Warburg Bank ve daha pekçok Yahudi bankası, bankalarının kapılarını sonuna kadar açtıkları gibi, büyük şirketlere de iktisadi baskılar ile Hitler'e destek vermelerini istemişlerdir. Üstelik Krupp ve Baruch gibi Alman ordusunu donatan ABD menşeli silah şirketlerinin sahipleri Aldred Krupp ve Bernard Baruch da birer Yahudi'dir. Kendi halkını, İsrail devletini kurmak için Almanlara öldürtüp Amerikalılara kurtartan Yahudi lobisi, bugün de Ortadoğu'da, kendilerine vaat edildiğine inandıkları topraklarda, yeni bir soykırım yaparken, ABD, her zamanki gibi desteğini eksik etmiyor. Çünkü Büyük İsrail'in kurulması, ABD'nin tek hedefidir.

Bu sapmaz hedef içinde ABD'nin ve Obama'nın açıklamalarının bazı kesimlerce şaşırtıcı olarak yorumlanmasını anlamakta güçlük çektiğim ve bunda şaşılacak bir şey olmadığını göstermek için bu kadar detaylı açıklama gereği duydum. Adı ABD yahut İsrail olsun, hiç fark etmez. İsrail'in hakikati esasen güneş kadar parlak ve aydınlık bir şekilde ortadadır. Ama güneşe çıplak gözle bakanlar, hakikati göremezler.