Bilindiği üzere bir barış sürecine girmiş bulunmaktayız. Şu ana kadar muhalefet partilerinin itirazları ve yaşanan bir takım provakatif olayları saymazsak sorunsuz bir şekilde ilerlediğini görmekteyiz. Ne yazıkki bu ülkede kargaşanın ve ölümlerin bitmesini istemeyen şer odakları, bir örgütün pasif olmasıyla yeni bir terör örgütünü piyasaya sürüyor. Mesala yunanistanda kampları olduğu bilinen dhkp-c , pkk nın pasif olmasıyla hareketlenmeye başlamıştır. Güzel olan ise istihparat teşkilatımız ve polis güçlerimiz bu oyunu hemen anlamış ve üstüste operasyonlar yaparak , dhkp-c nin bir nebzede olsa belini kırmışmıştır.
Geçen gün Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nde hizbullah ve kürt solu grupların çatışma haberlerini izledim. Olayın şöyle yaşndığı söylendi, kutlu doğum haftası için bildiri dağıtmak isteyen sağcı gruplara solcu grupların itirazı sonucu, üniversitede taşlı, sopalı ve satırlı kavga çıkmış ve polislern müdahalesiyle olayın büyümesi şimdilik engelenmiştir. Bu olaya bu kadar basit bir sağcı solcu kavgası gibi bakmak, biraz cahillik olur.
Çünkü sosyal medyada yaptığım araştırmalarda, pkkya yakın sayfalar, kavgaya karışan sağcı kişilerin fotoğraflarını göstererek :
- Kürtlere saldıran bu hizbullahları nerde görürseniz yok edin, hesabını sorun.
Gibi cümlelerle bölge halkı çatıştırlmaya çalışılıyor. Kutlu doğum haftası için üniversitede bildiri dağıtmak da şüpheli bir durum gibi geldi bana. Çünkü bu güne kadar bölgede kutlu doğum günleri için bildiri dağıtanlara ben rastlamadım. Her yıl islam ümmetinin sorunsuz bir şekilde kutlandığı kutlu doğum haftası, bu defasında henüz başlamadan çatışmaya dönüşmesi araştırılacak bir durumdur.
SONUÇ : Gerçekten islama himet etmek isteyen, peygamberini seven insanlarımızın bildiri dağıtırken bir oyuna alet olup olmadıklarına dikkat ederek, titizlikle hareket etmesi lazım. Kutlu doğum haftasını kutlamak için, bildiri dağıtmaya gerek olmadığı gibi, yerel gazeteye verilen ilanlarla veya büyük hoperlorler takılmış arabalarla yerel halk, kutlu dğum haftası kutlaması için bilgilendirilebilir. Nitekim bu güne kadar hep böyleydi.
Aynı şekilde kendillerini solcu diye hitap eden türk, kürt veya herhangi bir etnik grupta, aynı hassasiyeti gösterip girmiş olduğumuz bu barış sürecinde, kesinlikle oyuna gelmemelidir. Ülkesi, halkı veya dini için yaşadığını idda edenler, ülkesinin ve kendilerinin geleceği ve kimsenin zarar görmemesi için, kendilerine şunu yapın bunu yapın diyen insanların neden böyle söylediklerini iyi kurcamalı ve hiç bir şekilde oyuna gelmemelidir...