ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Azami gayret asgari ücret

Ömer BALIBEY

27 Haziran 2013 Perşembe 08:44
  • A
  • A

Devlet bir yandan asgari ücret uygulaması yaparken öte yandan da azami gayret telebinde bulunuyor. Net olarak ödenen Asgari ücret 803 Türk Lirası.

İşte bu 803 lira ile hükümet hem en az 3 çocuk çağrısı yapıyor ( Başbakan bu çağrısında haklı olabilir ve fakat ücret eşitliğini sağlamadan yapılan bu temenni kadük kalmaya muhtaçtır ) hem de işinizi savsaklamadan yapın talebinde bulunuyor. Çalışanlar olası bir YETMEZ AMA BU ÜCRET talebinde ise işverenler tarafından kapı önüne konuyorlar.

Aslında modern köleliğin bugünkü adı ve karşılığı asgari ücretli çalışandır. Zira bu ücretle çalışan birinin uzaması mümkün değilse de kısalması imkan dahilinde hatta kaçınılmaz bir gerçektir. Ev kirası, mutfak, yakacak, okul, giyecek masraflarını üst üste getirip topladığımızda bu rakamın deve de kulak kaldığını görmemek için kör olmak gerek. Ve bunun akabinde gecekondulaşma, yeterli beslenememe, yoksulluk ve yoksunluk, hastalıklar yaşanası olası gelişmeler.

Bir yandan 800 liraya çalışacak diğer taraftan en az 3 çocukla Asgari Ücretliler Sınıfına yeni askerler kazandıracaklar. Böylece yaşam kalitelerinden taviz vermeyenlerin kaliteli yaşamları azami gayret sarfeden bu gariban kesimin omuzlarında yükselecek hayatları onların ellerinde cilalanacak olup asgari ücret karşılığında azami hizmet almaya devam edecekler.

Derdimizin bu kısmında bir sorun gibi gösterilmeye çalışılan şu soru karşımıza çıkıyor;
Şayet Asgari Ücret arttırılırsa üretim pahalılaşır. Yani 803 Lira değil de 1500 Lira verilirse 15 liraya aldığımız gömleği 20 liradan almak zorunda kalacaz!

Bu SORU/N daki asıl mesele iş verenin karından hiçbir şekilde feragat etmemesidir oysa. Yoksa maliyetlerin artması değil. Şayet işverenler 200 bin lira olan karlarının 150 bin lira olmasına razı olurlarsa böyle bir soru/n yüzlerimizde ancak birer tebessümün oluşmasına yol açacaktır.

Tam da burada değinilmesi gereken bir nokta da var ki o da şu, gelir dağılımındaki eşitsizliği Allah’ın kaderi olarak görmek.

Doktor, Polis, Öğretmen, Asgari Ücretli arasındaki ücret dağılımdaki uçurumun Allah’a ihale edilmesi ve nihai olarak bu konuların konuşulması sonucunda Kader Limanına sığınılması da ayrıca bir muammadır.

Hükümetlerin yapmış oldukları haksız ve adil olmayan ücretlendirmelerin Allah’ın Kaderi olarak adlandırılması zihinsel narkozdan başka bir şey değildir.

Ve tabii ki almış oldukları ücret için de dillerinde Şükrü düşürmeyenlere de hatırlatmamız gereken bir şey var. Allah’a hamd etmemiz Devlete hamd etmemiz anlamına gelmesin. Cümleyi aynaya tutup tersinden söyleyecek olursak. Devlete olan muarızlığımız Allah’a karşı bir muhalefet olarak algılanmamalıdır. Zira Allah’a şükür etmek farklı bir olay Devlete teşekkür etmekse bambaşka bir duruştur.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.