BÖTE’ci, Bilgisayar Öğretmeni, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmeni, Bilişim Uzmanı, Öğretim Teknologu... daha da uzatabiliriz aslında bu bölümün adını, ancak uzatsak ne uzatmasak ne, sağından solundan, önünden arkasından darbe alan bu bölüme şuan itibariyle ne desek boş...
21.yy’ın başından itibaren en az tıp bilimleri alanı kadar ihtiyaç duyulan bu bölüm nasıl oldu da çok kısa bir süre de tepe taklak oldu anlam vermek zor, açıklamak imkansız. Olaya ilk önce meslek lisesilerindeki Bilgisayar Bölümünden başlamak gerek. Sen meslek lisesini en kötü halde bitirmiş olsan bile, sonuçta konu alanı hakkında diğer bölümde okuyan arkadaşlardan kat be kat fazla donanımlı oluyorsun. Orta düzeydeki başarı ile liseyi tamamladıysan lise mezunu olarak bile piyasa da işe başlayabiliyorsun. Hele ki ileri derece de bir başarı ile bitirdiysen okulunu, zaten didik didik piyasada iş aramazsın, bırakırsın güzel bir cv internet üzerinden gerekli yerlere, artık senin peşinden koşarlar...
Evet sen meslek lisesi bilgisayar bölümü mezunusun, ancak sakın düşünme bilgisayar mühendisi olacağını, o bölüm senin değil, konu alanında yeterli alt yapıya ve donanıma sahip olmayan ve sadece Türkçe Matematik Fen bilimleri yapan ve yine sadece en iyi üniversiteye yerleşmede bunlardaki başarıya bakan saçma sapan sistemin genel lise ya da meslek lisesi dışından mezun olan öğrencilerin hakkıdır, o yüzden meslek liseli, sen dur orda ve sıranı bekle. Önce türkçe çöz, ama yetmedi hadi bakalım şimdide matematik çöz, buda yetmedi yaa sen en iyisi fen bilimleri de çöz nede olsa mezun olduğun okulda bu dersleri sen hakkıyla aldın hersene(!) genel lise mezunu arkadaşlar kim ki, onlar bilgisayar alanı hakkında hiç birşey bilmiyor, dolayısıyla sen ÖSYM sayesinde bir adım öndesin(!)
Evet ne diyorduk BÖTE, evet evet BÖTE... bu bölümü okuyan insanların ne amaç uğruna bu bölümü okuduğunu bilmediği bir bölümden bahsediyoruz. Hatta sağolsun bazı arkadaşlarımız röportaj yapmış BÖTE ne demek diye, verilen cevaplar mı? Ben birşey söylemek istemiyorum bu konuda, video yu arama motorarından birine böte’yi insanlara sorduk diye yazın karşınıza çıkacak ilk videoyu izleyin. 6 dakikalık videoyu izlediğiniz de attığınız kahkaları duyar gibi oluyorum sanki, durum bu yani.
Neyse şuanda böte dediğimize göre hepimiz üniversitelerin böte bölümlerinde okuyoruz ya da en azından üniversitelerin bölümleri arasında böyle bir bölüm olduğunu artık biliyoruz her ne kadar ne işe yaradığını bilemesekte. Sözüm O’na biz BÖTE’ciler neyiz? Teknik eleman mı? Getir götür işleri yapan vasıfsız eleman mı? Word ‘de Excell ‘de basit bir veri giriş çıkışı yapacak eleman mı? Sahi yaa biz neyiz biri bunu açıklayabilir mi?
Allah, bazı üniversiteler de bulunan hocalarımıza, kendi okulum dan örnek vereyim, çaresiz kaldığımız bu dönemlerde bize tecrübeleri ile ışık saçan ve farkında olmadığımız niteliklerimizi gün yüzüne çıkartarak bizlere bunun farkındalığını hissettiren YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ BÖTE bölümündeki tüm hocamlarımdan razı olsun. Aslında özel sektör de çalışmak isteyen arkadaşlarımız için BÖTE bölümü kesinlikle bulunmaz bir hint kumaşı değerinde, ancak bırakın halkı iş dünyası bile BÖTE’nin ne iş yaptığını bilmemekte. BÖTE nedir? Bunun farkında değiller, aslında BÖTE nin ne iş yapacağını bilseler, kendi bünyelerindeki açıklıkların farkında olacaklar ve kendileride işlerin daha rayına oturmuş bir şekilde ilerlediğini görebileceklerdir. Ancak ne yazık ki özel sektör BÖTE’yi bilmiyor. YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ sayesinde BÖTE bölümü özellikle özel okulların ihtiyaçları konusunda, kendilerine BÖTE nin anlamını her defasında vurgulamakta ve her geçen gün BÖTE nin anlamı diğer kolejlerce öğrenildiği için BÖTE’cilere duyulan ihtiyaç ve BÖTE’cilerin nitelikleri, onlarında dikkatini çekmekte ve artık ÖĞRETİM TEKNOLOGLUĞU adı altında BÖTE mezunu aramakta. Şunun özellikle altını çizmek istiyorum, neden diğer okullar değil de özel okullar ve kolejler bu durumu anlıyor? Cevap çok basit aslında, kolejlerde aslında bilgi yarışı ve rekabeti vardır, nerede eğitim üst düzeyse orada başarı yüksektir. Bilginin kişiye nasıl aktarılacağını, kişiden kişiye nasıl farklılıklar gösterebileceğini, kişinin kendi öğrenme hızına göre nasıl ilerleyip başarı gösterebileceğine biz BÖTE ciler en iyi kararı verebiliyoruz. Böyece öğrenmeyi kolaylaştırabilecek materyallerin hazırlanmasında ve bu imkanları en iyi şekilde kişilere sunma da bizler en iyiyiz. Bu işi bizden başka hiç bir öğretmen yapamayacağı gibi hiç bir insan da yapamayacaktır. Çünkü bununla ilgili ne bir alt yapısı vardır ne de öğrenme kuramları adı altında teknolojiyi öğrenmeye uyarlamayı, öğrenmenin zorluk çekildiği alanda görsel uyarıcıları etkin hala getirerek teknolojiyi nasıl etkileşimli hale getirmeyi sadece bizler biliyoruz. Size soruyorum BÖTE’ci arkadaşlarım, şuana kadar okuduğunuz bölümde her hangi bir randumana sahip olmadığınızı düşünüyorsunuz ancak birde şöyle düşünün bakalım, öğrenmeyi teknojiye uyarlamak, entegre etmek, bunu yerine göre eş zamanlı yerine göre kişinin kendi hızına göre ilerleyebilme durumuna dönüştürülmesi, öğrenmeyi iyileştirecek araç ve gereçleri kullanabilmeyi sizden başka kimler yapabilir? Eğer siz bunların farkında olmazsanız, birilerinin umrunda zaten olmazsınız. Sesinizi duyurmazsanız, haliyle aaa BÖTE ne ki ilk defa duyuyorum cevabını alırsınız.
Yıldız Teknik Üniversitesi Böte bölümü hocalarım sayesinde bizler BÖTE’nin ne kadar gerekli olduğunu öğrendik ve hocalarımız çalışmaları sayesinde özel sektörde ismimizi en iyi şekilde duyurma çabasındalar, her birine tek tek teşekkürlerimi sunuyorum. Şimdi gelelim BÖTE bölümü mezunları neden okullarda ihtiyaç olarak görülmüyor? Neden okullardaki bilişim dersleri halen seçmeli dersler statüsünde? Neden öğretmen olma yolunda engeller koyuluyor bu sorulara cevap arayalım. Aslında MEB şuna inanıyor, herkesin evinde bilgisayar var, herkes bilgisayar biliyor, ne de olsa teknoji çağındayız, bilgisayar bilmeyen birey olamaz. Ancak işin komik tarafı aslında herkes Facebook biliyor, Twitter biliyor, yanlış anlamayın bunlara sadece üye olmayı biliyor, üye olduktan sonra giriş yapmayı biliyor. Örneğin; Facebook piyasaya çıkarıldığında amaç neydi? Şimdi ne oldu. Benim bildiğim iletişim ağının yetersiz kaldığı durumlarda Facebook sayesinde geçmişteki bilgilerini doğru bir şekilde yazarak, geçmişteki arkadaşlarına ulaşabilmedir. Peki amaç buyken neden şimdi Facebook tanışma platformu oldu, neden oyun oynama, ülkeyi kurtarma gibi eylemlerin yapıldığı bir alan oldu? Heee demek ki neymiş, bilgisayar kullanılabiliyormuş ancak etik kuralların dışında kullanılabiliyormuş. Ya da zaman öldürmek için oyun oynamak, ülkeyi kurtarmak için provokatörlük yapmak için, e haliyle birileri tarafından bu durum bilgisayar biliyormuş gibi izah ediliyor. Ne yazık!!! Piyasada word’de 2 kelime yazmakda bilgisayar biliyor anlamını taşıyormuş. Hatta ve hatta 6 aylık bir sertifikasyon eğitimi sayesinde 4 yıllık BÖTE’cilerin önüne bile geçilebiliyormuş, Vay Anasını... Yahu neden bazı konuları derinlemesini düşününce komik duruma düşüyoruz anlam veremiyorum. Denizi görmeyen bir adama sen denizi anlatsan adam ne kadar anlayabilir ki, neyse sen anlattın diyelim yapay gölleri bu adam deniz sanmaz mı? Ya da barajları? işte bu yüzden BÖTE bir süreç işidir. 6 aylık bir süre ile BÖTE’nin yerini almaya çalışamazsın, şayet aldırırsan şimdiki nesil, 10 sene sonra Denizi Göl sanacak haberin olsun. Hatta o göl 15 sene sonra baraj, 20 sene sonra dere, 25 sene sonra heralde damla su bulamazsın ve kuraklaşırsın.
Lafı daha fazla uzatmayacağım, ancak ben bilgisayarı artık herkes biliyor ve bu yüzden ilk ve orta öğretim düzeylerinde bilişim derslerini koymuyorum ya da kısmen zorunlu hale getiriyorum diyen yetkilere şu soruyu sormak istiyorum. BÖTE nedir? BÖTE’ci ne iş yapar?