Bu hafta 12 Mayıs’ta oynanan Galatasaray-Fenerbahçe derbi maçının ardından çıkan ve bugün halen konuşulmakta olan hadiseler üzerine herkesin tartıştığı futbolda şiddet meselesinden biraz bahsetmek gerekiyor sanırım.
Gerek maçtan evvel takımların karşılıklı birbiriyle atışması, gerekse maç esnasında ve sonrasında çıkan takım oyuncuları arasındaki kavga, her iki takım taraftarının çıkardığı hadiseler, bir GS’li futbolcuya yapılan ırkçı tezahüratlar ve nihayetinde maçtan sonra çıkan kavga esnasında bıçaklanıp öldürülen FB’li bir taraftar… Bütün bu rezilliklerin hepsi gûya bir eğlence unsuru olarak seyredilen bir futbol müsabakası etrafında vuku buldu.
Böyle elim bir hadiseye binaen ortalığı yatıştırması gereken kulüplerin yaptığı açıklamalar ise apayrı bir facia… Hangi birinin kusurundan başlayalım desek, kusuru olmayan neredeyse kimse yok! Hadi futbolcuların kendi aralarındaki laf dalaşını anlarım ama kulüp yöneticilerinin resmen tarafdar ağzıyla konuşuyor olup da yangına körükle gitmesine ne demeli!
Mesela Fenerbahçe Kulüp Başkanı Aziz Yıldırım’ın Galatasaray hakkındaki şu sözleri:
“Tiyatro oynuyorlar tiyatro. İşinize geldiği zaman diyeceksiniz ki 'Elimizi uzatacağız kolumuzu uzatacağız'. Ama G.Saray ananesidir, kendileri her şeyi yaparlar sonra ellerini uzatma numarası yaparlar. Sonra yine aynı dönerler.”
Bu denli çocukça ve holigan vari bir konuşmayı sıradan bir tarafdar yapsa anlaşılır; ama kocaman bir kulübü temsil eden ve başkan sıfatını taşıyan bir şahıs eğer râkibi hakkında böyle üslupsuz bir konuşma yapabiliyorsa 12 Mayıs’taki maçta meydana gelen hadiselere hiç hayret etmemek lazım… Dolayısıyla spor yorumcularının klişe haline getirdiği “futbolda şiddet” tartışmaları her şekilde gündemi işgal eder.
İyi ama 14 Nisan 2011’de TBMM, Sporda Şiddet Yasası’nı yürürlüğe koymamış mıydı? Hatta bunun ardından 3 Temmuz’da Şike Operasyonları başlamadı mı? Bir dizi gözaltılar yapılmak suretiyle bir dava süreci izlenmedi mi? Cezalar verilmedi mi?
Evet, sporda şiddetin ve haksız rekabetin bitirilmesi için bunların hepsi yapıldı. Ta ki Aralık 2011’de yine aynı meclis Sporda Şiddet Yasasını düzenleyen (!) kanun teklifini Cumhurbaşkanına bile muhalefet ederek alelacele yürürlüğe sokana kadar…
Sporda Şiddet Yasası ne kadar işe yaradı?
Sporda Şiddet Yasasını sözde daha makul bir hale getiren ama esasta şike sanıklarını alenen cezadan kurtaran bu düzenleme maalesef hem futbol mafyasının temizlenmesi, hem de şiddetten arınmış bir spor kültürünün oluşması yönündeki bütün umutları heder etti! Spor camiasından mutlak temizlenmesi gereken bazı isimler, bu yasa değişikliğiyle beraber daha da güçlenerek kahraman edasına büründüler.
Başbakan’ın “kişiler ve kurumlar” ayrılmalı sözüne dayanarak bir takım şike sanıklarına yapılan bu hukuki iltimasların üzeri tamamen örtüldü. Uzun lafın kısası 3 Temmuz sürecinden bu yana futbolda gerek şiddet, gerekse haksız rekabete yönelik hiçbir şey değişmedi! Aksine, son derbi maçından da anlaşılıyor ki, daha da berbat bir hale gidiyor…
Bugüne kadar Ergenekon’la, Balyoz’la, bilcümle derin devlet unsurlarıyla tavizsiz mücadele eden hükümet böylesine basit ama spor yönünden oldukça mühim bir süreçten hangi sebeple geri attı bilmiyorum. Ama şu oldukça sarihtir ki devlet, spor hukukunu bu şekilde cılız ve suiistimale müsait bir vaziyette bırakmaya devam ederse şuan yaşanan şiddet hadiselerinin çok daha fazlası vuku bulur…
Tekrardan mahut derbi maçına dönecek olursak bir kulüp başkanı râkibi bu denli tahrik etmeye yönelik sözler sarf ediyorsa bu cesareti nereden almaktadır?
Maç esnasında birbiriyle kavga eden oyuncular yaptıkları açıklamalarda alenen nefret söylemleri kusuyorlarsa bu rahatlığı nereden bulmaktadırlar?
Bir tarafdar siyahi bir oyuncuya muz uzatmak suretiyle ırkçı tezahürat yapıp sonra da basın toplantısında yaptığı bu karaktersizliğe bahane uyduruyorsa ve bu tarafdara da 100 küsur senelik bir spor kulübü sahip çıkıyorsa bu cesareti nereden almaktadır!
Bütün bu rezillikler, futbolu bu şekilde yozlaştıran ve kulüplerin de namını kirleten şahıslar zamanında tasfiye edilmedikleri için yaşanıyor… Ve kimse kimseyi kandırmasın ki Sporda Şiddet Yasası’nın ne kadar samimiyetsiz ve fonksiyonsuz olduğu bu örneklerle müsecceldir…
Bu şekilde futbol da medenileştirilmez, spor da şiddetten arınamaz.
Son olarak şahsıma dair bir izahat ile bitireyim. Bütün bunları bir tarafdar gözüyle yazdığımı veya bir kulübü hedef göstererek düşmanlık beslediğimi düşünen olabilir. Ama şunu izah etmek isterim ki benim ne fanatizmle, ne tarafdarlıkla hiç alakam yok... Sade adet yerini bulsun diye takım tutanlardanım; yani bir takıma bağlılığım hayatta bundan öteye geçmez. Lakin 2011’den günümüze süregelmiş şike sürecini biraz teferruatlı takip etme imkânım oldu. Onun için bu süreçte yaşanan bütün rezillikleri ve bunların üstünün nasıl örtüldüğünü kronolojik bir şekilde hatırlıyorum.
Bu şekilde futbolda ne şikenin, ne şiddetin son bulmayacağını söylememdeki sebep, futbolu medeni bir şekilde, severek izleyen ve bu spordan keyif alan insanların iyiliğini düşünmektir.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
aziz yıldırım ı cezaevine tıkmadıkca futbolda bu siddet olayları bitmez. bütün tahrikleri yapan adam kendisi.