Bize Göre ''AŞK''
Canı kim cananı içün sevse cananın sever
Canı için kim ki cananın sever canın sever
Aşkın tanımı çeşitli kişilerce farklı çeşitlerde yapılmıştır.Aynı felsefe tanımı gibi aşkın da aslında belirli bir tanımı bulunmamaktadır.Ben bu konuda İbn Hazm'a katılıyorum.Aşk;yüksek seviyedeki temel unsurlarına göre bu mahlukatta bölüştürülen ruhların parçaları arasında meydana gelen birleşmedir,demiştir İbn Hazm.Bu konu hakkında bu kadarla iktifa ederek asıl konumuza bize göre aşk ne ifade ediyor ona geçmek istiyorum.
Aşk konusu yıllardır tartışılmaktadır ve tüm dünya insanlarının yaşadığı, acı çektiği,hoşlandığı bir olgudur.Fakat son zamanlarda gerek medyanın yönlerdirmesi gerekse sokaklar gibi çeşitli nedenlerden dolayı dindar kesim aşk kavramına kötü bir gözle bakmaya başlamıştır.Sokaklardaki aşırı kız-erkek yakınlaşması,serbestlik,zina bunların temel sebepleridir.Fakat geçmişimizi incelediğimizde aşk kavramının bunları ifade etmediğini çok farklı bir kavram olduğunu görürüz.İşte bende burada bunu incelemeye karar verdim ve bizim aşka bakış açımızın nasıl olması gerektiğini kendime göre inceledim.
Bir insan nasıl aşık olduğunu nasıl anlar?Aşık olduğunuz insan yanınızda değilken hep onu düşünüyorsanız,Onu gördüğünüzde kalp atışlarınız hızlanıyorsa,Ona gelecek kötülüklerin kendinize gelmesini tercih ediyorsanız aşık olduğunuz söylenebilir.Peki aşık insan nasıl davranmalıdır?
Bize göre aşık olan iki insanda utanma duygusu olmalıdır.Yani dışarıda sanki evliymiş gibi dolaşmak,öpüşmek vs. değil tam aksine sevgilisine değmeye kıyamamalıdır aşık.Zaten aksi durum sadece cinsel arzu demektir ötesi değil.Burada Montaigne'nin bir sözü çok hoştur.''Aşk utanma ve sıkılmanın olduğu yerde vardır.''Montaigne gibi batılı birinin bile böyle söylediği bir dünyada bizim gibi düşünenlerin sevgililerine karşı utanma duygusuyla davranması gerekir.Heleki zina gibi haramların en büyüklerinden olan bir günahı kesinlikle işlememesi gerekir.Eğer işlerse aşkının da söndüğünü görecektir.Ayrıca bu durum doğan bebeklerin öldürülmesi gibi iğrenç hallere gidebilmektedir.
Aşkın oluş biçimi de çok önemlidir.İlk görüşte aşk gibi çabuk oluşan aşklar çabuk sönmeye genellikle mahkumdur.Fakat konuşarak birbirini tanıyarak insanlar birbirini severse o genellikle uzun ömürlü olur.Fakat bu tanışma süresince dediğim gibi sınırlı yerlerde sınırlı zamanlarda konuşulması önemlidir.
Bazen de çeşitli sebeplerden dolayı(dışarıdan çekinme,baskı)gibi birbirine aşık olanlar görüşemeyebilir,konuşamayabilir.İşte bu zamanda aşık sabretmelidir.Bu büyük ve ağır bir imtihandır.
Mana maksud terk-i ışk idi veh kim meni hüsnün
Olup gün günden efzun kıldı gün günden beter aşık
(Fuzuli)
Ben aşkı bırakmak istiyorum.Fakat eyvah ki senin güzelliğin günden güne artıp beni günden güne daha beter aşık etti.
Aynen Fuzuli'nin dediği gibi aşık olan kişi sevgilisinden ayrı kalsada ondan ilgi göremesede aşkı azalmaz bilhakis artar.Çünkü ortada bir zorunluluk vardır.Fakat bu bir kinden kaynaklanırsa durum farklıdır tabii.
Aşık ayrıca kıskançtır.Sevgilisini kimsenin görmesini istemez.Ona bakana kıskanır.Onun ekmek aldığı fırnıcıyı kıskanır,bakkalı kıskanır. Kendi sevdiğinin yzüne bile bakamazken diğer insanların rahatlıkları onun canını sıkar.Necati Bey'in şu beyiti konuyu çok iyi bir şekilde özetliyor:
Katı korkardum cemalün göreler düşte diyu
Şükr kim uyhu uyutmaz ah ve efgan kimseye
Yüzünü düşte görürler diye çok korkardum,Şükrolsun ki ah ve feryad sesleri kimseye uyku uyutmuyor.
Aşık bir de aşkını dışarıya sızdırmamaya çalışır.Özellikle yanında kendini anlayamayacak insanlar varsa.kendine arsız denmesine daha çok da sevgilisinin zarar görmesinden korkar.Muhibbi'nin beyiti bu konuda çok hoşuma gider;
Zahida tane idüp aşıka bi-ar dime
Bilmedün ışk nedür mahv olur o şan ezilür
Ey sofu,aşığa çatıp arsız deme.Sen aşk nedir bilmedin,o sanki ezilip mahvolur.
Aşkın bir de insanı Allah'a yakınlaştırması olayı vardır.İnsan sevgilisine kavuşamayınca Allah'a yalvarır,dua eder.Aczinin ve fakrının farkına varır. Hele ki sevgilisi dindar birisiyse hemen farklılaşır.İnanın en olmaz insan namazında niyazında bir insan olabilir.Aşkın böylede bir etkisi vardır.Tabii ki tam zıttı da olabilir.Yine Muhibbi çok güzel söylemiş;
Işkun geleli gönlüme gitdi salah-ı zühd
Çün bir şehirde olmaz imüş padişah iki
Aşkın gönlüme geleli,ne ibadet ne dindarlık kaldı.Çünkü bir şehirde iki padişah olmazmış.
Aşk ile ilgili söyleyeceğimiz sözler tabii ki bitmez fakat yazıyı falza uzatmamak için burada biritiyorum.Ayrıca örnek verdiğim bazı insanlar aşkı ilahi aşk olarak işlemiş olabilir.(Fuzuli gibi).Fakat mana itibarıyla uyduğu için örnek vermekte kusur görmedim.Yazının devamında görüşmek dileğiyle.
KAYNAKLAR
Güvercin Gerdanlığı,İbn.Hazm
Fuzuli Divanı Şerhi,Ali Nihad TARLAN
Muhibbi Divanı,Kültür Bakanlığı
Necati Bey Divanı'ndan seçmeler,Kültür Bakanlığı
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.