ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

TEYAKKUZ FREKANSI/Aforizmalar 10

Ömer Faruk KARATAŞ

07 Haziran 2013 Cuma 16:22
  • A
  • A

Kur’ana dair…
Hayat kitabımız, temel rehberimiz, yol kılavuzumuz, varoluş dayanağımız, doygunluk ve dinginlik reçetemiz, medeniyetimizin temel direği, yürüyüş metodumuz ve gaye kılavuzumuz… Lafız, mana ve maksat insicamının harikulade bütünleştiği ve muhtevasındaki mesaj ve talimatlarını aktarırken rahmet ve hikmeti de ihmal etmeyen alternatifsiz kelam şaheseri… İnzaliyle asırların yönünü değiştirmiş inkılap mihrakı… Sağlam burhanlarıyla adalet, hikmet, denge, onur ve rahmet iksiri… Dibine/derinliğine, ufkuna erişilmez hakikatleri seslendiren, İlahi kabullerle içten bağlantılı hayatı anlamlı kılan, İlahi rehberliğe sevkeden, insanın iç-dış arayışlarına kafi cevaplar sunan, doğru-iyi-güzel-yararlı-gerçek olanlara kanalize eden, hikmetlerle, ulvi derslerle yüklü ilahi manifesto… Karanlıkları aydınlatan, aydınlıkları da sürekli kılan en müessir lisan… Hakikatın esaslı fihristesi, nizam-ı alemin çizelgesi, Allahın hayata ve zamana, tarihe ve insana ilahi müdahalesi ve sapasağlam bildirgesi… İlahi talim ve terbiye müfredatı… Hikmetin, anlamlı ve değerli hayatın reçetesi… Hayatın ihyası için olmazsa olmaz referans… Ruhla bedenin, akılla kalbin hassas muvazenesi, muhteşem bir hayat dinamizmi ve felsefesi… Evrensel manada insanlığın iç-dış dünyalarını/enfus ve afakını, imkan ve kabiliyetlerini ıslah, imar ve inşa için; ilahi irşada davet için, hidayet ve hikmet rehberi olarak indirilmiş; mana ve maksatlarının anlaşılıp hayata aktarılmak suretiyle çok boyutlu huzur ve emniyetler tattıran İlahi armağan. Hayatın, zamanın, tarihin muhatabı ve muarızı olan insanoğluna, kendini kendinden daha iyi bilen, düşünen ve seven mutlak bir otorite tarafından indirilmiş/ikram edilmiş, sarıp kuşatan şifa reçetesi, kurtuluş vesilesi, kutsi teklif. Çok boyutlu muciz ve mu’ciz kelam… Kur’anı konuşmak, Kur’ani düşünmekle; hayatı, zamanı, insanları, varlıklar alemini, olay, durum, sorun/problemleri Kur’an bilgi ve bilinci zemininde anlamakla olur. Kur’an, üzerinden kariyer yapılacak, edebiyatı kurulacak, servet ve şöhrete payanda edilecek, şov için kullanılacak bir malzeme değil; iç-dış kimlik ve karakterini inşa etmek, varlığını anlamlı ve değerli kılmak, ekseninde ve yörüngesinde bir görüş, tavır ve ahlak edinmek için inzal edilmiş, ne olup ne olmadığımızı ölçen ilahi rehberliktir!

Muhalefetin kıymeti ne iledir…
Her şeye muhalefet hiçlerin ve hiçliğin iktidarıdır.

3. sınıf ülkeler…
Mahkum ve zayıf ülkeler zurnaya benzer; içi oyulmuş ve dışı delik-deşik; hangi deliği kapatsan diğerlerinden ses veriyor. Öttür babam öttür…

Benci’ler…
Hizmette benlik güdenler beyhude gider-gelirler...

Teyakkuz frekansları…
Varlığın ve hayatın idrak ve irfanında aklın, zihniyetin ve ruhun frekans ayarları hangi ölçülerle işliyorsa neticesi de ona göre şekillenir.

Çizgi…
Muhabbet ve dostluk güzeldir ama haddini bilmek, çizgi sahibi olmak ve çizgisini her daim koruyabilmek çok daha güzeldir.

Duymak, görmek, bilmek hep istemekledir…
Dünyada olup bitenler: 'Ey Müslümanlar! Safınızı belirleyip sıklaştırmada acele edin!' diyor... Uyku hapı vazifesi gören ve gerçeklerle aramızdaki kalınlaştırılmış ve kanıksatılmış programları kapayıp hakiki hayat haberlerini izlemeyi başarabilirsen eminim sen de nice hakiki hayat sesleri duyacaksın! Çağrışmaları, bağrışmaları, imdat çığlıklarını ve daha neler, neleri…

Irk normaldir, ırkçılık anormal…
Bedavadan ve haybeden dinsel, grupsal, ırsi, ırki/etnik üstünlük dine de, akla ve mantığa da, ahlaka da aykırıdır. Herhangi bir dine, ırka, millete, ekole mensubiyet kimseye asla öncelik ya da sonralık özelliği kazandırmaz; kimseyi üstün ve aşağılık kılmaz. Kimse doğuştan torpilli olarak hidayet ehli ya da günahkar melun olmadığı gibi, bir defa kazanılıp kaybedilmeyen bir şey de değildir.

Zina bataklığı…
Zina bir bataklıktır! Tek hak din İslam başta olmak üzere diğer dinlerin, hatta birçok ideolojik yapılanmaların ve zaten fıtratı/özü çamura batmamış her normal insanın kerih gördüğü bir ahlaki bir hastalık. Bireyden topluma en tehlikeli yozlaşma sebeplerinin başında gelen, olduğu yerde kalmayıp maddi-manevi yıkım ve zararları tetikleyen, insani, dini ve ahlaki umursamazlık ve sorumsuzluk. Global düzey ve etkide medyatik, teknolojik, ekonomik teşvikler gören ve seküler dünyanın temel sacayaklarından olan, ahlaki değerleri tarumar eden, en kötüsü bilinçli-bilinçsiz normal bir davranışmış gibi konuşulup yanlışlığının zihinlerde kaybolması için çalışılan, diğer birkaç rantlarla irtibatlı küresel tahrifat ve tahribat malzemesi…

Hurafe…
Hurafe dini, akli, ilmi temele dayanmayan ama din kadar hatta daha fazla sahip çıkılabilen his, fikir, inanç ve kanaat hezeyanlarıdır. Aydınlık zannedilen karanlık… Temelsiz, köksüz, asılsız, esassız anlamsızlıklar alanı… Gerekçelendirilebilir, ispatlanabilir, hak ve hakikatle makul ve meşru bir ilgi kurulamasa da ilme, dine, akla ve muhakemeye ait birtakım bilgi ve yorumlarla bağlantısı sağlıklı ve güvenilir bir zeminden yoksun fasit daire. Bilgi kırıntılarıyla geçiştirilmek istense de sağlam ve kesin bilgilerle, keskin ölçülerle ayıklanması bozulmamış muhakeme sahipleri için çok da zor olmayan, sayısı meçhul saçmalıklar arenası.

Put nedir…
Put, zihinsel bir sapmadır. Taş, tahta, lider, erkek-kadın, gelenek-an-gelecek, ay-güneş, bitki-ağaç, hayvan ve diğer binlerce madde veya varlık vs. asıl put bunlar değildir; bunlar sadece sonuç olup güvenilir, sağlıklı ve tutarlı olmayan bilgi, algı, kanaat ve anlayışların neticesidir sadece…

Ölüm...
Başlanmış sonsuzluğun son başlangıç startı. Zevklere, sahteliklere, griliklere paydos, en ciddi teyakkuz şoku. Ölmeyen, öldürülemeyen güç. Beyhude amel ve emellere hüsran ve pişmanlıkla, hak ve hayır üzere anlamlı ve amaçlı amel ve emellere saadet ve sevinçle cevap veren; bahtiyarların arzusu, bedbahtların kabusu büyük gerçek. Büyük ve devamlı uyanışın hiç de ucuz olmayan geçiş vizesi…

Tevhide dair…
Tevhit kuru bir iddia değil, farkında olunması gereken bir zihniyet ve hayat tarzıdır. Tevhit olmadan özgürlük belki mümkün olabilir ama anlamı ve değeri olmadıktan sonra… Dille yüzlerce, binlerce kelime-i tevhitler çekip zihniyet ve hayat tarzında tevhide yer vermemek, kişiyi imanlı yapmaz. En basit mevzu ve işimizde bile sağlam ve akılcı hareket edip İslam gibi bir müminin en fazla ciddiye alması gereken, en hayati değerler bütünü hususunda kendisinin bile inanmakta zorlandığı basit, ucuz, uyduruk, yanlış doldurulmuş bilgilerle kendini kandırmak, icap ettiren onca lüzuma rağmen rağbetini ve yönelişini Allaha yoğunlaştırmamak kabul edilebilir bir şey değil. Bilmiyor(d)um mazereti, aklından şüphesi olmayan insan için gereksiz, geçersiz ve gerekçesiz bir mazerettir.

Takdir…
Takdirin tahakkukunda tedbirler boşa çıkar, mukadder olan er-geç seni bulur yakalar, sebepler yeterli gelince artık kaçınılmaz olur hep sonuçlar…

Zıtlar…
Islahın da ifsadın da esbabı belli. Belli olmayan hangisini ne kadar istediğimiz veya isteyip istemediğimiz... Fesat, salaha çekili bir silah; hedef de zihinsel, hayatsal veya kurumsal salih daireler ve salihler... Çatışan medeniyetler değil deniyetlerdir. Tahrik tahsildarları er-geç tahrik ve oyunlarının kurbanı olacaklardır.

Kibr-u istiğna…
Kibir ve istiğna yalnız ahlaki değil, ayrıca akli bir hastalıktır. Cazibesi ne kadar çarpıcı ve büyük görünürse görünsün hiçbir dünyalık insana tatmin olmada yeterli olmaz, aksine tatmin boşluğu daha da açılır… Siyasi, ekonomik, ticari, hukuki vs. emaneten sahip olunan tüm nimetler, imkanlar ve kolaylıklar Allah’ın ikramıdır ve O’ndan bağımsız/O’na rağmen anlaşılmamalı, kullanılmamalı ve değerlendirilmemelidir. Hayatın her an, alan ve boyutunda istifade ettiğimiz her nimet veya imkan şükrü gerektirir; nankörlükle karşılık verme durumunda ise nimetler ve imkanlar külfete dönüşecek, ancak başa bela olacaktır.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.