Kapılarımıza kilit vuruyoruz ardından gizli bir şevkle tokmak seslerini bekliyoruz, Kimse çalmıyor kapılarımızı…Herkes kilitli kendi mabedinde, Hüküm sürüyoruz kendi esaretimizde.Her neyse işte…Yine bir sitem yine bir isyan yine bir hayal benimkisi.Hadi arkadaş hadi eski günleri yad edip İNSAN olmaktan bahsedelim.
Bir yolculuğa, Geleceğimin yolculuğuna…Umudu getirmeliyim, sevecen çiçek türleri getirmeliyim,empatik bir insan türü ile tanışmalıyım.Empatik olmalı ki başkasının canını acıttığında yüreği de acısın.Bulutlardan rahmet emen bu topraklarda kana ve kine dair ne varsatemizlenip yıkansın.Dağ dağa, ırmak ırmağa, başak başağa, çiçek çiçeğe düşman olmaz, Kardeş kardeşe, bacı bacıya, ana anaya düşman olur mu ?
Gözlerimizden Fırat aksın, Dicle aksın, aynı toprağın aynı suyun farklı çiçekleriyiz.Çiçekler de kanla büyümez.Bizler Gözyaşı Medeniyetinden kalma tozlu Harran topraklarında, Bereketle yoğrulmuş Suruç’un topraklarında büyütülmüş, yüreğimiz kadar yufka ekmekler için şükran ilahileri Dayr-ü Zaferan’dan kalkar.Hafız Osman hattıyla yazılmış Kur’an-i Kerim seslerinin yıkadığı Halil-ür Rahman Gölünün kubbelerinde yankılanarak Diyarbakır’da ki Süleyman Mabedinde Kucaklaşmaları çağlar oluyor.Arapça yalvarır Süryanice konuşur Kürtçe ağıt yakıp Kürtçe aşık oluruz.
Biz suyun kenarında geçmişe ve geleceğe böyle bakarız biz bin yıllardır.Suyun tatlı ve berrak dilini dinleriz.Bizi uzaklara götür ey bağrında ateş olan su !!!Harran’a Cudi’ye, Urfa’ya …Yusuf ile Züleyhaların, Mem u Zin’lerin, Leyla İle Mecnun’ların efsaneler toprağına götür bizi.Kalbimi o toprakların taşlarına, kayalarına dikenlerine sürtmek…Hepsinden bir iz kalsın sevginin yedi renkli gün ışığını, yarılmış ayların gümüş parıltısını kalbime serpiştir…
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.