KİMİ zaman da, kimi acıları basamak yaparak yürüyor Başbakan…
Altta kalanın daha bir canı çıkıyor o zaman…
***
İsmail Yeşildal, tam 3 yıl önce Gazze’ye yardım götürmek için İstanbul’dan yola çıkan Mavi Marmara Gemisi’nin içindeydi.
Ateş ettiler;
Kurşun belinden girip kasıklarından çıktı.
Araştırdım;
35 yaşında şimdi…
Kurşun girdiğinde ise 32’ydi.
“Acı” dediğim işte bu:
Soyut değil, en somutundan bir “acı” Başbakan’ın bastığı…
***
Yeşildal, Kocaeli İnsani Yardım Vakfı’nın başkanı; dindar, AK Parti’ye yakın…
Fotoğrafına baktım;
Hüzünle karışık bir muktedirlik var;
Yanlış anlamayın…
Bu muktedirlik İsrail’in dilediği özürden kaynaklanmıyor; tam tersi, zerre etkilememiş onu bu özür…
“İnsani” de bulmuyor;
Propagandasına da karşı…
Bu muktedirlik, davasına inancından ve Gazze için beslediği umuttan ileri geliyor.
Kocaeli’de verdiği bir röportajı okuyorum…
Başbakan, AKP’liler, yandaş kalemler… Bu özür sayesinde hükümetin ne kadar başarılı olduğunu ifade ediyor;
“Minnettarız Başbakana” afişleri asılıyor ya ülkenin çeşitli caddelerine…
İsmail Yeşildal ise, olayın AKP’lilerin anlattığı gibi bir “dış politik zafer” olmadığını anlatıyor.
***
Muhabir, “Özür neden dilendi?”diye soruyor Yeşildal’a… “Herhalde” diyorum; “Başbakan’ı övecek Yeşidal”…
Tam tersi, İsrail’in Ortadoğu’da yalnızlaştığı için özür dilediğini, bunun onlar için bir mecburiyet olduğunu savunuyor ve ekliyor:
“Eğer gerçek bu olmasaydı, olay yaşandıktan sonra özür dilenirdi.”
***
Kendisi CHP’li falan değil;
Belirttiğim gibi dindar ve hatta İslamcı… Konuyu Suriye’ye getiriyor:
“Esad’ın elindeki kimyasal silahların İslami grupların eline geçmesi yönünde kaygımız var. Bu sebeplerden dolayı İsrail, istemeyerek de olsa özür diledi.”
Ve asıl önemli cümleye geliyor İsmail Yeşildal:
“Bu özrün, benim için hiçbir kıymeti yok.”
Yetmiyor; bu defa da muhalefetin bolca dillendirdiği bir cümleyi kuruyor:
“ABD Başkanı Obama, Ortadoğu’daki iki müttefikinin ayrı kalmasını istemedi.”
Cümle arasında Yeşildal, kendi inançlarına uygun olan Türkiye Hükümeti’yle İsrail ve Amerika’nın işbirliği içinde olduğunu belirtiyor.
Peki, bu işbirliği siniyor mudur içine?
Sorulsa, eminim ki “hayır” derdi.
***
Haberi okuyoruz; durumu yeniden İsrail’e getiriyor Yeşildal:
“Bu özür insani değil…”
Daha sonra, tazminat istemediğini söylüyor: “Tek beklentimiz, ambargonun kalkması.”
***
Tekrarlayayım;
Kimi acıları basamak yaparak yükselmeye kalkmak, siyasetin en çirkin şeklidir.
Bakınız Yeşildal’a,
Vücudunun içinden bir kurşun geçmiş ve diyor ki:
“Amaç Suriye…”
Ey bu özre “Tarihi bir dış politik zafer” diyenler; ey sokakları “Minnettarız” afişleriyle donatanlar; ey “İşte Türkiye’nin gücü” naraları atanlar; ey aksini diyenleri “İsrailci hain” ilan edenler…
Sorayım: İsmail Yeşidaldal da mı İsrail yandaşı bir hain?
Birazcık “vicdan”, hepimize gerekli…
Çünkü bu özür üzerinden “politik aşırma” yapmak-ki yapılıyor…
Tam manasıyla acıların üzerine basarak yükselmektir.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.