Mardin’de okul arkadaşımla dolaşırken bana hâkimlikten atılan bir adam gösterdi. Özellikle devlete dair işlenen suçlarda “beraat” kararı veriyormuş. İki kişi davalı ise aralarında halletmelerine çalışıyormuş. Kanunun adalet sağlamayacağına inanan bir hakim!.. Hâkimlik hayatı boyunca kimseye ceza vermeyen bir hâkim. Çünkü kanunu uygulayarak kimseye zalimlik yapmayan cesur bir hâkim. Ama ona “deli” diyorlardı. Şimdi küçük bir odada dilekçe yazıyordu. Ölmüşse Allah rahmet eylesin.
Kemal Tahir, “Kurt Kanunu” isimli eserinde şöyle der: “Kanunların daha sert değil lakin daha akıllı olmaları zarureti vardır kanısındayım. Akıllı kanun, hislere yer vermeyen kanundur. Kanunların gerçekten yürüdüğü yerde ayrıca acımak bile hiç gerekli değil.”
Kurtlar Kanunu’nda adalet zaten yoktur. “Kurtlukta düşeni yemek kanundur” der, Kemal Tahir. Kanunun pençesine düşerseniz adalet beklemeyin. Zaten Montaigne, “kanunlar doğru oldukları için yürürlükte olmazlar. Sadece kanun oldukları için yürürlükte olurlar. Kendilerini dinletmeleri akıl dışı bir güçten gelir, başka bir şeyden değil. Mistik olmaları işlerine gelir. Yasa koyanlar da, çok kez budala ya da eşitlik korkusuyla haksızlığa düşen kimselerdir. Nasıl olursa olsunlar, insandırlar sonunda, her yaptıkları şey ister istemez sudan ve değişkendir. Kanunlardan daha çok, daha ağır, daha geniş haksızlıklara yol açan ne vardır?” tespitini yapar.
“Kurt Kanunu”, toplumun içerisine koyulan bomba!.. Peygamberimiz (sav) Efendimiz şöyle buyurur: “Bir sürüye salınan iki aç kurdun sürüye verdiği zarar, kişinin mal ve şeref hırsıyla dinine verdiği zarardan fazla değildir.” Kurt, bir sürüye dadanınca sadece yiyeceği koyunları öldürmez. Sürünün hepsini telef eder. Bir de iki kurt olunca!.. Mafya da telef eder. Ama mafya raconları kanun maskesi takmışsa… İki kere telef eder.
Kur’an-ı Kerim’de zina eden bekâr erkek ve kadınlar hakkında verilecek ceza beyan edilirken şöyle buyrulur: “Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, Allah’ın dinini tatbik hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın. Mü’minlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun.” (Nur Suresi: 2) Re’fe, acımak!.. Acımanız tutmasın buyuruyor. Ama “merhametli” olmayın demiyor. Topluma ve o kişilere merhamet, ancak Allah’ın kanunu uygulamakla mümkün olabiliyor.
Bu noktada haklı bir soru… Kanunlarımızın kaynağı Rahman ve Rahim Allah’tan mı olacak yoksa Kurtlardan mı?
Burası Kurtlar Vadisi…
Ve Kurtlukta düşeni yemek kanundur…
Burada düşünmeniz bile terörist olmanıza yetebilir. Adalet Bakanı bile TMK’nın adaletsizliğe yol açtığını söylüyorsa ne diyelim? Sürülerimiz ne yapsın?.. Artık “delilerimiz de” yok. Hepsi kutsal bir iş yaptıklarını zannediyorlar. Ağızlarından salyalar akarak savunuyorlar “müslümanım” diyenler kanunu!..
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.