Erbakan, hastanedeydi. Son günleriydi. Abdüllatif Şener’i yanına çağırmıştı. O’na bir takım vasiyetlerde bulunuyordu: Milli Hükümet tavsiyesi. Parti’nin ileri gelen toplarından Oğuzhan Asiltürk’te Erbakan gibi rahatsızdı ona göre “ordudan tasfiye edilenler millici subaylardı.” Yine Asiltürk’e göre Esed, meşru bir liderdi ve ona silah çekmek kesinlikle tasvip görecek bir iş değildi.
Milli Görüş Hareketi’nin asla vazgeçemeyeceği çizgi, devletçilik çizgisi. Onlar bir gelenek adamıdır. Bu sebeple Erbakan, “Atatürk yaşasaydı bize oy atardı” demiştir. HaberX’e röportaj veren Mustafa Kamalak da; “Atatürk en büyük Milli Görüşçü’dür” ifadelerini kullanmıştır. Zamanında Erbakan, Ergenekon operasyonlarına en çok karşı çıkan isimlerden biridir.
Milli Görüş Hareketi’nin Esed’e hayranlığı aslında hiç de şaşırtıcı değildir. Çünkü Esed, Ortadoğu’nun denge unsurlarından biridir. Cumhuriyet’in kurucuları da öyle. Bu dengenin içerisinde Milli Görüş Hareketi, bütün mevcut değerleri kabul ederek “milli ve manevi değerlere” uygun bir siyaset üretme çabası göstermek. Ama kırmızıçizgi asla, mevcut dengelerin değişmemesi. 28 Şubatçı Bürokratların şimdi dizlerine vurarak “Erbakan’ın kıymetini bilemedik” diyerek ağlamaları boşuna değil. Hiç şüphesiz Milli Görüş egemen olsaydı, şimdi Esed’e karşı namuslarını korumaya çalışanlar buna cesaret edemezlerdi.
Tayyip Erdoğan, Milli Görüş gömleğini çıkartmasaydı zalimlere karşı durabilir miydi? Hiç sanmam!..
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.