Değerli okurlar bu yazıyı yazmamın sebebi, geçenlerde haberleri seyrederken IŞİD terör örgütünün, aylardır şahit olduğumuz masum insanları çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden bir insanın en zalim düşmanına bile yapmayacağı şekilde sivil halka, çocuklara tecavüz ederek, kafa keserek tüm dünyanın gözü önünde öldürmesi; aylar önce olan tepkimi görmediğimi fark ettim.
Kanın dökülmediği bir gün var mı ki? Ortadoğu olarak bildiğimiz coğrafya da, neredeyse her gün görmekteyiz. Bu alışılmış dram yüklü film sahnelerine, evet: film sahneleri diyorum. Öyle bir hale gelmişiz ki her gün gördüğümüz zalimlerin vahşet dolu kanlı oyunlarına kör, sağır, dilsiz olmaya böyle devam ederek artık bizim için sıradan bir haber gibi geliyor. Spikerin ‘’ onlarca, yüzlerce kişinin zalimce öldürüldü ‘’ haberi.
Bugün süper güç imajlarıyla bildiğimiz güçlerin, liderlerin ve istihbaratların eli kanlı kurtarıcı güç olarak imdat beklemekteyiz. Yüzleri bize dönük sırtımızda kanlı bıçaklarını görmekteyiz.
Bu kan emicilerin doymadığı yerlerin başında gelmektedir, Filistin. Ölümün olmadığı gün var mı? ALLAH göstermesin; ama böyle demem ettikçe bu terörizm vahşetlerine şahit olmaya devam edeceğiz, maalesef. Taa ki bu topraklar özerindeki çıkarlarını elde etmek isteyenler ve kendi haritasına katmak isteyen İsrail Terör Devletinin elde etmek istediği emellere ulaşana kadar.
Filistin’in bu direnişi çok eskilere dayanmakla birlikte, bugün Suriye’nin iç savaşını fırsat bilerek IŞİD denen bir terör örgütü sahnede rol almaya başladı.
Kimsenin nerden geldiklerini, nasıl oldu da bu kadar kısa bir sürede büyümesine akıl erdiremediği, arkasında hangi güçlerin olduğu konusunda herkesin kafasında soru işaretleri oluşmuş durumda.
Bu terör örgütün, İsrail Terör Devletinin; Filistin’e yaptığı zulmün daha fazlasını çok kısa bir zaman diliminde Yezidileri, Türkmenleri, Arapları, en büyük vahşeti de kobané de Kürtlerin IŞİD’in zalimce katliamı içinde olduklarını görmekteyiz.
Binlerce kişinin komşu devletlerin sınırlarını aşarak bu terör örgütün vahşetine karşı göç yollarına düşmesine sebep olmakla birlikte, mezheb savaşlarının ateşini körüklemekle de Ortadoğu’da kan emiciler için sofra açıyor.
IŞİD’in yaptığı zalimliği tarif edecek kelime bulamıyorum. Bir terör örgütü İslam adı altında tüm dünyaya İslam’a çirkin bir damga vurmakla İslam’ın kan döken, kelle kesen, İslam’ın bir savaş dini olmayı empoze etmekle geri kalmıyor. Elbette bu projeler bir terör örgütünün yapıp uygulamaya geçirdiği şeyler değil. Arkasında büyük güçlerin var olduğunu biliyoruz.
Üzülerek söylemekteyim ki, tüm bunları her gün görmekteyiz ve görüp şahit olduğumuz bu vahşeti bir sonraki güne uyanınca ‘’gün yeniden başlıyor’’ düşüncesiyle hayatta olduğumuz yerden devam etmekle hayatının bir parçası olduğunu beynimize yerleştirmiş durumdayız…
Avunacak söz çok: ikinci bir Musa’nın gelmesini beklemekle, HZ. Muhammed’in son peygamber olduğunu bilmemekten başka bir şey değildir…
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
Aynen gerçekten cok anlamlı bilgine sağlık
Gerçekten güzel ve anlamlı bir yazı..
Etkileyici bir yazı
Çok etkileyici ve güzel yazı okumak için biraz daha uzun olmasıni isterdim
gerÇekten guzEl bir yazIyidi