Bu yazımda, Türkiye ne kadar gelişmiş olursa olsun dünden bugüne bu farkı değişimi görmüş olsak bile benim de başıma gelen ve bizzat şahit olduğum; devlet kurumlarındaki memurların başını çektiği tatsız olaylara, yaşatmış oldukları çileye değinmek istiyorum.
21.yüzyıl yıl 2014 medeniyetlerin beşiği olan Anadolu’nun kişiliğine yakışmayan, köklü zengin kültürüyle tüm dünyaya örnek teşkil edecek soylu milletin, vatandaşının hak etmediği davranışlardan bahsetmek bile benim için utanç verici. Şuan bu psikolojik durum içerisinde yazmakta olduğumu belirtmek isterim.
Bu yazıyı yazma kıvılcımını bende ortaya çıkaran sadede gelelim. Bugün adını vermek istemediğim bir devlet kurumuna halletmem gereken kişisel bir sorunumu çözmeye gittim. Benden önce gelen birkaç kişiyi beklemek zorunda kaldım. Türkiye’de yaşayan herkesin hiç değişmeyen zorunlu olduğu sıra bekleme çilesi, bir süre sonra yaşlı bir amcanın birden gür bir ses ve öfkeli tavırlarıyla dışarı çıktığını gördüm. Birileri sakinleştirmeye çalıştırıyordu. Yaşlı adam bir sandalyeye oturtuldu kendine sual sorulmaksızın anlatmaya başladı, çevresindeki kalabalık insan topluluğuna ‘’ Ben babası yaşında adamım. Kaçıncı kes oldu yanına gideli işimi halletmeyip beni uğraştırıyor. Neden benimle öyle konuşuyor ?‘’ cümleler kullanıp içindeki öfkesi dışarı atıyordu.
Neyse ki sıra bana geldi. Kapıyı çalıp içeri girdim. Girer girmez yüzüme öyle bakıp, benim içeri girdiğimden bile habersiz bir şeylerle uğraşmaya çalıştı. Hemen neden geldiğimi izah ettim. Yüzüme bile bakmadan sert bir üslupla burası geleceğin en son yer, şimdi gidiyorsun. Bize getireceğin evrakları getir. Öyle yaparız senin işlemleri. Şu an bir şey yapamayız dedi. Yarın getirsem olur mu? Cevap vermesini bekledim. Bir süre sonra tekrar sordum. Yarın getirsem olur mu? Olur olur dedi. Çık dışarı artık dercesine. Çıkarken adamın ters gününe denk geldik diye içimden geçirdim. Az önceki tatsız olaydan olsa gerek bu kadar gergin olması diye düşündüm.
Ertesi gün yine aynı şekilde, kapıyı çalıp girdim içeri. Yine aynı senaryo tek bir bakış atıp buyurun kelimesini duydum tekrar durumumu izah ettim. Getirdim evraklarımı deyip masasına koydum. Alıp karıştırdı. İki belgen eksik, dedi. Ama nasıl kaba ve kırıcı bir dil kullanarak. Ben de arasında deyince, tekrar baktı. İmza atıp, kaşeleyip hiç yüzüme bile bakmadan gözleri bilgisayarda bana uzattı. Dönüp giderken yaşlı adama hak vermekte geç kaldığımı düşündüm.
Bundan iki hafta önce bizzat benim başrolde olduğum, Benzer bir sahneyi daha anlatmak isterim. Bizim fakültenin öğrenci işlerinin göndermesiyle Rektörlüğe gidip, oradaki öğrenci işleriyle görüşmem gerekiyordu. Kapı açıktı. Çalıp girdim. Evet dedi. İçinde bulunduğum zor durumu beyan ettim. Tam sözümü bittirir bitirmez bayanın biri içeri girdi. Hayde ama yemeğe gitmiyor muyuz? Adam da tamam deyip, geçen gün gittiğimiz yere gidelim. Dün gittiğimiz yeri hiç beğenmedim. Diye cevap verdi. Sıranın kadına geçmesi, adamın konuşması, tekrar kadına söz hakkının geçmesi falan derken tam 10 15 dakika bekledi mi hatırlıyorum. Bu kadar umursamamazlık , değer vermeyip, karşındaki kişiyi ciddiye almamak yemekten çok daha önemli olan devlettin sana verdiği görevi yerine getirmemek nasıl bir sorumluluk akıl edemiyorum. Dışarı çıkarken dönüp büyük harflerle yazılan ‘’ÖĞRENCİ İŞLERİ’’ yazısına baktım. Ne kadar doğru yazılmışsa, artık.
Bu vermiş olduğum sadece iki misal, her gün binlerce insanın yaşamaya maruz kaldığı. Her zaman görmekteyiz, bu alışılmış Sonucu bazen hiç iyi bitmeyen Türkiye’nin acı gerçeğini.
Bu yazıyı okuyan memur arkadaşlarımız olabilir. Eminim şunu diyecekler. ‘’her zamanda suçlu biz oluyoruz, bu kadar milletin kahrını çekip bilmeden yazıyorsunuz ‘’diyebilirler sizi çok iyi anlıyorum. Söylemekte gayet haklısınız. Ben sadece yaşayıp gördüğüm, tanık olduğum bu davranış ve hareketlerin, ne benim vatandaşımın hak ettiği; ne de benim memur kardeşime yakıştırmadığım davranışlar olduğunu düşündüğüm için bu yazıyı ele aldım…
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
baştan sona kendimi gördüm adeta, türkiyenin gerçekleri çok güzel anlatılmış
gerçekten Türkiye de bürokrasinin halleri somut bir şekilde anlatılmış .