Bu sayfadaki yazımız EHLİ SÜNNET İTİKADI 7 Adlı yazı dizisinin devamıdır , bu ilimler ders niteliğinde olduğu için lütfen sayfa sıralarını gözeterek sırayla okuyunuz .
SAYGILARIMLA
Elacizül fakir
garibül hakir ozan şahin
İTİKAT 8.KISIM
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHIYM
SORU : Fiili sıfatlar ne demektir
CEVAP: Allah-u Teala’nın kainatla olan münasebetini en açık bir şekilde ifade eden ve O’nun kainatı yaratış ve idare edişini oldukça ayrıntılı bir biçimde anlatan sıfatlardır.
Allah-u Teala’nın: Tahlik (icat etmek, yoktan yaratmak), Terzik (rızık vermek), İhya (diriltmek), İmate (öldürmek), Ten’im (nimet vermek), Te’zib (azap etmek) gibi bütün filleri, Allah-u Teala’nın subuti sıfatı olan: “Tekvin” sıfatına raci (dönücü) dür.
SORU : Matüridiler, Allah-u Teala’nın subuti (zati) ve fiili sıfatları hakkında ne demişlerdir
CEVAP: Bu sıfatların hepsi Allah-u Teala nın zatı ile kaim (zatında) olup kadimdirler.
Zira kulların görme, işitme gibi sıfatlan onlardan ayrılır. Allah-u Teala’nın sıfatları ise O’ndan ayrılmaz.
SORU : Bu sıfatların kadim olmasının manası nedir
CEVAP: Allah-u Teala’nın zatının evveli (başlangıcı) olmadığı gibi, zatıyla kaim olan bu sıfatların da evveli yoktur.
Zira kadim (evveli olmayan) zatın, kadim olmayan (hadis; sonradan olan) sıfatlara mahal olması (onlarla vasıflanması) düşünülemez.
Selefiler ve Eş’ariler de, subûti (zati) sıfatlar hakkında Matüridilerle aynı görüştedirler, ancak Eş’ariler, fiili sıfatların hadis olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Onlar, ilim sıfatına kudret ve iradenin eklenmesiyle fiili sıfatların tamamlanabileceği görüşündedirler.
Onlara göre Matüridilerin fiili sıfat olarak kabul ettikleri sıfatlar, doğrudan sıfat olmayıp ilim, kudret ve iradenin taallüklarını temsil ederler. Kadim olmayıp hadistirler. Dolayısıyla hadis olan bu sıfatlar Allah-u Teala’nın zatıyla kaim değildirler.
SORU : Allah-u Teala’nın subûti ve fiili sıfatlarının zatı ile olan münasebeti nedir
CEVAP : Allah-u Teala’nın bu sıfatlan, zatının ne aynı ne de gayrıdır.
SORU: Bir şey diğer bir şeyin aynı değilse gayri olması, gayri değilse, aynı olması lazım gelir. Buna göre yukarıdaki ifade çelişkili değil midir?
CEVAP : Çelişkili değildir, çünkü “Şerhu-l Emali” de belirtildiği üzere Ehl-i Sünnet alimleri: “Sıfat zatın aynı değildir.” derken, sıfatları zatın aynı kabul etmek suretiyle, onların mevcudiyetini ortadan kaldıran bazı Mutezili kelamcılarla İslam filozoflarının hatasından kurtulmuşlar, “Gayrı değildir.” derken de, bu sıfatların “Kulların sıfatları” gibi olduğu düşüncesinden kaçınmışlardır.
Veya: “Gayri değildir.” derken sıfatı zattan ayırıp beşer seviyesine indiren ve Isa (Aleyhisselam) bedeninde maddileştiren Hıristiyanların yanlış inançlarından kaçınmak istemişlerdir.
İNANÇ YÖNÜNDEN İNSANLAR
SORU: İnanç bakımından insanlar kaç kısımdır
CEVAP : İnanç bakımından insanlar üç kısımdır ;
1 Mü’min,
2 Kâfir,
3 Münafık.
SORU : Mü’min kime denir
CEVAP : İslam dininde kesin delillerle sabit olup “Zaruriyat-ı diniye” diye isimlenen esasları ve hükümleri kalp ile tasdik edip kabullenen kişiye denir.
SORU: Kafir kime denir
CEVAP : İslam dininde kesin delillerle sabit olan hükümlerin hepsini veya birini kabul etmeyip inkar eden kişiye denir.
SORU : Münafık kime denir
CEVAP: İslam dininde kesin delillerle sabit olan hükümleri kalben tasdik etmediği hal de diliyle “tasdik ettim” diyen kişidir.
Münafıkların İslam’a zararı kafirlerinkinden fazla olduğu için Münafıkların azabı Kafirlerden daha şiddetli olacaktır.
SORU: Kafirler genel olarak kaç kısımdır?
CEVAP : Kafirler bir çok kısımlara ayrılmakla beraber yaygın olanları şunlardır;
Tabiatçılar: Bu kısım kafirler, kainatı yoktan var edenin Allah-u Teala olduğunu inkar edip, bütün mahlukatı zaman ve tabiata dayandıran kişilerdir.
Putperestler: Kainatı yoktan varedenin Allah-ü Teala olduğunu kabul etmekle beraber, Allah-u Teala’nın bir olduğuna inanmayıp, bir çok yaratıcı ve mabudun varlığına inanan kimselerdir.
Felsefeciler: Kainatı yoktan vareden Allah-u Teala’nın varlığını ve birliğini kabul etmekle beraber, Peygamberlik müessesesini ve onların tebliğ ettiği şer’i hükümlerin hepsini veya birini inkar eden kimselerdir.
Ehl-i Kitap: Yahudi ve Hıristiyanlar. Bunlar Allah-u Teala’nın varlığını ve birliğini, Peygamberliği ve Şeriatı kabul etmekle beraber, bir kısım Peygamberleri inkar eden kimselerdir.
DERS NİTELİĞİ TAŞIYAN BU MÜHİM YAZIMIZIN DEVAMINI EHLİ SÜNNET İTİKADI 9 ADLI SAYFADAN TAKİP EDEBİLİRSİNİZ
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.