Önce hatırlayalım 27 Mayıs günü İstanbul taksimde gezi parkında 3-5 ağaç yerinden sökülüyor. Parkın yerine ise AVM veya Topçu kışlası inşa edilecekmiş. İşte olaylar tam bu noktada başladı. Çevreci söylemlerle başlayan olaylar, tam bir canavarlığa, ortalığı yakıp, yıkmaya hatta yağmalamaya dönüştü. Bu noktada söylemler değişti. Sözüm ona özgürlük direnişine dönüştü! Özgürlük isteyenler, başkalarının özgürlüğüne kastettiler. İnsanların işyeri, milletin vergisi ile döşenen parkelerle taşlandı. Peki, sormak lazım özgürlükçülere, “özgürlük bu mu?” diye. İnsanların huzurunu bozmak mı özgürlük dediğiniz şey? Ne yazık ki özgürlük denince her şeyi yapabileceğimizi sanıyoruz diğer insanları düşünmeden. Oya özgürlük; başkasının özgürlüğü başladığı yerde biter değil miydi? Evet, yanılmıyorsam özgürlük denen şey böyle tanımlanıyor.
Peki, konuyu biraz değiştirelim. Özgürlük isteyenler 28 Şubat döneminde neredeydiler? Başörtülü bacılarımız üniversiteden atılırken, dini inanışından dolayı şerefle hizmet ettiği görevinden atılırken, onca insana özel harekât başta olmak üzere; çeşitli birimlerde işkence edilirken ey özgürlükçüler! Neredeydiniz? Doğruya sizi kullananlar o zaman darbecilerle kol kola rahat bir hayat sürüyordu. Bankaların içini boşaltarak; Milleti sömürüyordu. Faiz oranları \%400-600 arasında seyrediyordu. O zaman size gerek yoktu. O yüzden o zamanlar özgürlüğü dondurucuya koymuştunuz veya özgürlük kelimesi size unutturulmuştu. Ne de olsa kaos düzeni vardı ve kaosta özgürlük diye bir şey olmazdı! Ama milletimiz oyunun farkına çok geçmeden vardı. Tam beş yıl sonra yani 2002’de iktidara kendini anlayan, dinleyen, kendisine tepeden bakmayan bir partiyi başa getirdi. Bu parti sadece Millet dedi ve Millet için çalıştı. Bir zamanlar korkarak önünden geçtikleri devlet kurumlarında hak ettiği ilgi ve alakayı gördü bu millet… Adnan Menderes ve Turgut Özal dönemlerinde olduğu gibi… İşte bu ortam birilerini rahatsız etti. Çünkü bu Milletin uyanması, ilgi görmesi, rahata ermesi birilerini rahatsız ediyordu. Tıpkı Menderes ve Özal dönemlerinde olduğu gibi bu iktidarı çeşitli yollarla devirmeye çalıştılar ama başaramadılar. Evet, darbe planlarından, Cumhuriyet mitinglerine kadar, oradan muhtıralara kadar her türlüyü yolu denediler dediğim gibi başaramadılar. Çünkü bu iktidarın temeli sağlamdı, temeli Milleti ve Millet bilinçlenmişti. Ey özgürlükçüler o zaman neredeydiniz? Doğru ya siz iktidarı devirme planları yapıyordunuz.
Bu iktidar çalıştı, çabaladı milletin refah düzeyini yükseltmek için didindi. Başta IMF’ye olan borcu bitirmekle çeşitli projelere imza attı. Yukarda da ifade ettiğim gibi bu, kaynağı dışarda olan bazı güçleri tedirgin etti. Çünkü büyük ve gelişmiş bir Türkiye işlerine yaramaz, onların işine eli kolu bağlı, küçük bir Türkiye yarıyor! Çünkü Türkiye güçlenirse, onların değirmenlerine bu milletin sırtından akan sermaye artık akmayacak! Çünkü Türkiye güçlenirse Dünyada istedikleri gibi at koşturamayacaklar! Çünkü Türkiye güçlenirse onlar zalimliklerine devam edemeyecekler. Bu yüzden ellerindeki tüm imkânları kullanarak, kara propaganda yapıp, milletimizin göz bebeği olan Polis Teşkilatımız üzerinden; içerde hükümeti, dışarda devletimizi itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Yok, Polis orantısız güç kullanmış, yok bilmem ne, bilmem ne… Montaj ve başka ülkelerdeki polis şiddetini sanki polisimizmiş gibi göstererek, milleti galeyana getirdiler. Ülkenin güya aydın takımı, karanlığın yarasalarına hizmet eden aydın takımı, ateşe benzinle yaklaşarak daha da alevlendirdi. Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, anarşiye karşı kolluk kuvvetleri üzerine düşeni yapar. Polisimiz de üzerine düşeni yapmıştır. En basiti Almanya’da böyle bir olay karşısında Alman polisinin tavrına bakın. Kalkmış bir de bize akıl veriyor utanmadan Bayan Merkel! Bunu da hatırlatırsak herhalde her şey belli olur; medyamızın \%65’i Alman bağlantılı. Ama oyunları fazla sürmedi ilki Ankara, ikincisi İstanbul’da gerçekleşen Milli İradeye Saygı mitinglerindeki kalabalığı gördüklerinde bu millete bir şey yapamayacaklarını bir kez daha anladılar…
KARANLIĞIN YARASALARI AYDINLIKTAN HİÇ HOŞLANMAZLAR VE AYDINLIK OLAN YERDE BARINAMAZLAR. BU MİLLET ARTIK UYANDI VE AYDINLANDI. KARANLIĞIN YARASALARININ HOŞUNA GİTMESE DE…
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.