Başbakan Erdoğan Türkmenistan'a yapacağı bir günlük ziyaret öncesi açıklamalar yapıyor.
Bir günlük ziyaret için Türkmenistan'a hareket edecek olan Başbakan Erdoğan'ın Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı açıklamaların satır başları şöyle:
"Biz inandığımız doğruları söylemediğimiz sürece ayakta kalamayız. İnandığımız şeyleri söylemeye devam edeceğiz. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" dedi.
BAZI MEDYA GRUPLARI...
Askeri darbenin sonucu olan sürecin farklı bir yönüne şahit olduk. Demokrasi mücadelesinde kendi oylarının akibetini öğrenmeye çalışan Mısırlılara karşı askeri yetkililerin çok açık katliam yaptığını izlemek durumunda kaldık. Burada bazı bizim medya gruplarımız bunları saklamak, hatta Müslüman Kardeşlerin silah kullandığını söylemek talihsizliğini yaşamıştır. Tepkiler üzerine bunları internet sitelerinden daha sonra kaldırdıklarını gördük.
300'ü aşkın insanı öldüren sözde yönetime adeta sahip çıktılar. Biz ilk günden itibaren buna darbe dedik ama Batı bunu diyemedi, müdahale dedi. Dün bütün bu gelişmelerden sonra bu darbeciler sonunda OHAL ilan ettiler. Bir ay süreyle neredeyse ülkenin genelinde böyle bir karar aldılar. Bunlar işleri çözer mi. Ben buna inanmıyorum. Şehadete inanmış insanlar er yada geç Mısır'da demokratik haklarının neticesini kazanacaklardır.
MUHALEFETE ELEŞTİRİ
Batı ülkeleri bu konuda gerekli adım atmazsa sanıyorum artık dünyada demokrasi sorgulanacak. Bizim muhalefete de bakıyorum. Bunu bile nasıl oy devşirebiliriz diye saçma sapan açıklamalar yapıyorlar. Burada samimi olun, ortak ne yapabiliriz diye düşünelim. Ne yaparsanız yapın bizi köşeye sıkıştıramadınız, demokratik olmayan yollardan
AK Parti hükümetini vurmaya çalıştınız ama halkımız buna hiç itibar etmedi.
HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR
Mısır'daki katliamla ilgili konuda sağlıklı bilgi almakta zorlanıyoruz. 70 yıl otokratik bir rejimle idare edilmiş Mısır, 2012'deki devrimle bu süreçten kurtulmuş. Artık halkın iradesi egemen olacak diye düşünürken 1 yıl bile geçmeden, içeride bu işe alet olan bir kesimle batılı ve İslam dünyasındaki "kısmi" ülkelerin destekleriyle Mısır yönetimine karşı böyle bir darbe yapılmıştır. Burada şunu söylemek zorundayım, doğruları söylemediğimiz sürece ayakta kalamayız. Çünkü haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Zira bizim önümüze şehitlerin resimleri geldiğizaman, o tabloları gördüğümüz zaman burada zerre kadar duygulanamıyorsak. Tavır koymak için sorumluluk hissedemiyorsak bizim varlık nedenimiz ortadan kalkar. İnandığımız doğruları her zaman her yerde söyleyeceğiz.
İSLAM DÜNYASINA TEZGAH KURULUYOR
İslam dünyası üzerinde devamlı olarak bir tezgah çalıştırılıyor, tuzaklar çalıştırılıyor. Bu tuzaklar bizler için de geçerlidir, Türkiye için de geçerlidir. Onun için şunu unutmayalım, güçlü Türkiye'yi kimse istemiyor. Onun için biz güçlü olmaya mecburuz. Önce kendi içimizde birbirimizi sevmeye, dayanışma halinde olmaya mecburuz. Bunun için biz tırnaklarımızla kazıyacağız, çalışacağız ve inşallah güçlü olan Türkiye'yi de bu şekilde inşa edeceğiz" dedi.
BATININ HER ZAMAN BU İKİ YÜZLÜLÜĞÜNÜN BİR YANSIMASI”
Demokrasi tabiatı gereği ortaya çıkan sorunların yine demokrasi içinde çözülmesiyle olgunlaşır. Dünyada bugüne kadar yapılan darbelerde demokrasiyi kurtarmak mazerettir. Bu darbe olayında da ne yazık ki, asker Mısır’da güya demokrasiyi kurtarmak için böyle bir yola tevessül etmiştir gibi bir bahaneyle karşımıza çıktılar.
Batının her zaman bu iki yüzlülüğünün bir yansımasıdır. Darbeyi gerçekleştirenler milli iradeyi katletmekle kalmamış, milleti katletme girişimlerini başlatmışlardır. Mısır’da ortaya çıkan manzara, otoriter ve baskıcı rejim günlerini aratan bir ihtivaya yürümüştür.
“ONLAR SİLAH KULLANMAMIŞLARDIR”
Dikkatinizi bir noktaya çekiyorum. Bütün tahriklere, kışkırtmalara rağmen, darbeye karşı haklı tepki sarf edenler şiddete başvurmamışlardır. Onlar silah kullanmamışlardır. Onlar sadece ölüm anında bile, bakıyorsunuz zafer işaretleri yapmışlardır. Bütün bunların hepsini artık ekranlarda izleme fırsatını gördük. Mısır’da son derece haklı şekilde darbeyi protesto edenler, şiddet tuzağına düşmemiştir.
Tahrir Meydanı’nda toplanan bir avuç insan bahane edilerek darbe yapılmış, ama milyonlarca insanın demokratik barışçıl eylemleri ağır katliamlarla bastırılmaya çalışılmıştır.
SESSİZ KALANLAR KATLİAMIN ORTAĞIDIR
Bu katliamı işleyenler kadar sessiz ve tepkisiz kalanlarda bu cinayetin, katliamın ortağıdır. İnsanlar kefenlerini giyip sokağa çıkarken, bu insanlarlar tanklarla, toplarla tüfeklerle öldürülürken sessiz kalanlar bu cinayetin ortağıdır.Darbeye darbe deme onurunu gösteremeyenler o masum çocukların katlinde pay sahibidirler. Mısır'da sorun öyle bir noktaya gelmiştir ki bu katliamı işleyenler kadar artık bu katliama sessiz ve tepkisiz kalanlar da bu cinayetlerden sorumludur. Dünyanın gözü önünde binlerce masum insan ölürken, masum kadınlar, mahsun çocuklar alçakça katledilirken, insanlar artık meydanlara kefenlerini giyip çıkarken, bunu görmezden gelmek, duymadım, görmedim, bilmiyordum demek doğrudan doğruya bu cinayetlere ortaklık etmektir
BİZE NİYE KARIŞIYORSUNUZ DİYORLAR
"Darbenin yapıldığı 3 Temmuz'dan bugüne Türkiye olarak bu darbeyi eleştirdik. Darbeye karşı yapılan barışçı gösterileri hep destekledik. Bizi 'Mısır'ın iç işlerine niçin karışıyorsunuz' diye itham ettiler. Bize 'Arapların iç işlerine niye karışıyorsunuz' diyorlar. Suriye olunca neden Türkiye'den destek istediniz, Suriye, Arap değil mi? Mısır da bizim komşumuz. Medeniyet ve kültürel olarak bağlarımız var" dedi.
Mısır'da sadece demokrasi değil insanlık hedef alınmıştır. Mısır'da demokrasiye ölümcül bir darbe vurulmuş ardından insanlık can çekişmeye başlamıştır. Bir ülkenin ordusunu, askerlerini, polisini, ağır silahlarını kendi halkına çevirmesi, meydanlarda adaleti beklemekten başka hiçbir şey yapmayan kendi halkını toplu halde katletmesi içişleridir diyerek asla görmezden gelinemez
DAHA NE KADAR SUSACAKSINIZ
Filistin'de Gazze'de sustunuz. Suriye'de yüzbinler öldü, sustunuz, Mısır'da sustunuz, susuyorsunuz. Ne hakla artık demokrasi, insan hakları diyeceksiniz, kimi inandıracaksınız. İnsanlar öldürülürken, bunu durdurmak elinizdeyken bir şey yapmayarak kimi inandırabileceksiniz.Mısır'da artık insanlık ölüyor, vicdan kuruyor.
BİR MUSA ÇIKAR, FİRAVUNU YIKAR
Tarihte hiç bir diktatör, zalım zulümle abad olamamıştır. Mısır Firavun'lara bile kalmadı.Sonunda bir Musa çıkar, o Firavun'u yıkar, kurtarır.
SORULARI YANITLADI
Erdoğan bir gazetecinin Mısır katliamına ilişkin diplomatik temasları sorması üzerine çok sayıda ülkenin lideriyle telefon görüşmeleri yapıldığını söyledi.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.