AYASOFYAMIZ NE ALEMDE VE FATİHİN BEDDU’A-NAMESI;
Güzide sitemiz Yazete deki haberleri şöyle bir gezdim ve baktım Güzel ülkemi cehenneme çevirmek için sanki top yekün hareket başlatılması için şer güçleri şerli ve pis ellerini Ülkemizin her tarafına uzatmış durumda, aslında sanki diyorumda fakat sanki sözü biraz basit kalıyor. İşte buna ve bu olaylara bina’en Ayasofyamızın esaretine kayıtsız kalmakdan vaz geçmeliyiz. Niye ve ne al’akamı! Buyrun sabırla OKUYALIM. En sağından en soluna kadar, en iktidarından en muhalefetine kadar ayasofyayı seveni-sevmeyeni olsun tüm türkiyye tek bir yürek olarak ayasofyayı koca sultan fatihin vakf’ettiği şekilde aslına döndürülmeden ve fatihin mirascıları olan osmanlının torunlarının kullanımına devredilmeden, ayasofyanın kapısına vurulan esaret zincirleri, etrafına örülen utanç duvarlar parçalanmadan-dağılmadan, ayasofya a’zad edilmeden, hürriyyetine kavuştutrulmadan, mahalli-yerel olsun genel olsun bu önümüzdeki seçimlere gidilmemesi en sağından, en soluna, en libarelinden en muhafazakarına kadar vel-hasılı kelam partili-partisiz herkesin menfa’atinedir.
Ayasofyamızın kapalı olması, açılamaması, açılmasına hiçbir gücün yettirelememesi güçlü bir devlet olmadığımızın sömürü altında yaşayan küçük bir toprak olduğumuzun ve millet değilde esaret altında yaşayan küçük bir topluluk olduğumuzun göstergesidir, işaretidir. Aksini iddia eden buyursun er meydanına. Kendi bağımsız topraklarımızdaki yapılarımıza-eserlerimizema bedlerimize hür’ce müdahele ve muamele edemediğimiz, arzuladığımız ve istediğimiz yönde kullanamadığımız ve Osmanlı torunlarının duygularına bağımsızca cevap verilemediği ve yine Osmanlı torunları olarak özgür irademizi özgürce kullanamadığımız için Hükümetimizle, ordumuzla, milletimizle topyekün güçlü ve bağımsız millet-devlet olmakdan çok uzağız.
Öyle şöyle güçlü devletiz,böyle kuvvetlü-şuurlu milletiz demeyle peynir-ekmek gemisi yürümüyor.Tüm bunların hepsi ancak ve ancak dışardan gelen baskılara boyun eğmediğimiz,kendi topraklarımızın içindeki yapıları her ne olursa olsun arzuladığımız ve istediğimiz doğrultuda hür’ce kullandığımız ve dışardaki hiçbir baskıya boyun eğmediğimiz ve dik durduğumuz zaman belli olur.
Sevgimize-sevdamıza-davamıza-aşkımıza-hedefimize-gayemize ulaşabilmemiz için, kıldığımız namazların, tuttuğumuz oruçların, yaptığımız ibadetlerin-duaların-hacılıkların kabul olması için Fatihin bedduasından kurtulmamız lazım, bu bedduadan kurtulmak için Ayasofyanın açılması tüm islam aleminin menfa’atına olacaktır.
Sevdasızların sevda bulabilmesi için, aşıkların aşklarına ulaşabilmesi için, işsizlerin iş, eşsizlerin eş, aşsızların aş bulabilmesi için, yeni yuva kuranların mutlu yuvaya sahip olabilmesi için, evden kaçan çocukların-evladların-karıların-kocaların-eşlerin eve dönebilmesi için
İstanbulun fethinde ve bu uğurda giden canların adına, iki kuruşluk terör adına giden nice köylülerin, bebeklerin, mehmedciklerin, polislerin gençlerin ve genç fidanların adına ayasofyamızın açılmasını, bu gizemli kör düğümün çözülmesini, bu milletin fatihin bedduasından ve bu zilletden kurtulmasını isrtiyoruz. Bağımsız-kurtulmuş toprak, parçalanmış devlet veya herhangi bir teröristin, vatan haininin değil üniter-bağımsız devlet yapımızın korunması için ayasofyamızın azadlığını, ayasofyamızın hürriyyetini istiyoruz. Büyüklerin küçüklere şefkat, küçüklerin büyüklere, evladların ana-babalarına saygı göstermesi, Osmanlı torunlarının aile bütünlüğünün sağlanması, Osmanlı torunlarının milli-manev-i değerlere sahip çıkabilmesi için bu milletin ayağındaki gizemli kör düğüm olan ayasofya düğümünü çözmek için muhakkak bir hareket başlatılmalıdır. Ben tek tüfek olarak olarak bu tür yazı şiirlerimle bir hareket başlattım. Sizlerin, bizlerin ve herkesin bu uğurda birşeyler yapması, sürekli gündemde tutması boynumuzun borcudur.
YOK EĞER AKSİ OLURSA İŞTE BEDDU’A-NAME;
oy kullananların;
Allah kendi; Rahmetinden-bereketinden-selametinden, sağlık-sıhhat ve afiyyetinden, yerlerdeki-göklerdeki ka’inatın en ücra köşesine varana kadar her yerde görevli Rahmet Meleklerinin rahmetinden, muhafaza meleklerinin muhafazasından,en başta bizim Peygamberimiz Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi Vesellem olmak üz’re gelip geçmiş bütün Peygamberlerin şefa‘atından, İslamın bayraktarlığını yapmış, Osmanlı devletini ve devamı olan Türk İslam devletini kurmuş ve bu uğurda savaşarak, her türlü şekil ve gaye ile mücadele ederek şehid ve gazi olarak ahırete göç etmiş gelip geçmiş bütüm alimlerin, Ulemaların, velilerin, şehidlerin-şühedaların, meşayıchların himmetinden-şefa’atından Allah mahrum eylesin.
Not: Bu Beddu"a-Name Tarihciler tarafindan da doğrulanmıştır.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.