Emek bizimdir.
Hıı hı! Ben de öyle düşünüyordum zaten.
Bu yüzden de İstanbul’a yerleştim yerleşeli bizim olan Emek sinemasına kaç kere gittiğimi düşündüm. Ve sonuçta hiç kere olduğuna karar verdim. Neredeyse yerini bile unutmuştum.
Buna rağmen Twitter da ve Facebook da takip ettiğim protesto haberlerindeki görüntülerde gözlerim doldu. İçinde hiçbir anım olmayan, gençliğimde ve çocukluğumda zerre kadar yeri olmayan bir mekan için üzülüyordum. Orayı kurtarmaya çalışan insanların çabaları için üzülüyordum. Orada yatan hiç bilmediğim tarihe üzülüyordum.
Avm karşıtı ciddi sayıdaki bir kalabalık “Emek bizim” diye yürüyorlardı. Sonra tazyikli sular, biber gazları ve dükkanlara sığınarak arbededen kurtulmaya çalışan duayenler gördüm fotoğraf karelerinde. İçim cız etti etmesine ama takkeyi çıkarıp önüme koymaktan da kendimi alamadım.
Emek bizimdi ama; Evde yayıla yayıla internetten bilet almak dururken, kim gidip gişe önünde bekleyip bilet alacaktı ki?
Emek bizimdi ama; Lüks avmlerin valeli otoparklarına arabayı bırakmak varken kim yüzlerce metre yürüyecekti?
Emek bizimdi ama; Avmlerdeki kokoş kafelerden foursquare ile check-in yapmak Emek’ten check-n yapmaktan çok daha havalıydı.
Emek bizimdi ama; Sanat camiamızın kalbi üzeri residence olan avmlerin gök kafeslerinde atıyordu.
Emek bizimdi ama; Binlerce dolarlık kıyafetler alıp, lattemizi içerek dinleneceğimiz, klimalı lüks salonlarda film izleyeceğimiz yerler avmlerin şaşalı ortamlarıydı.
Aslında Emek bizimdi ama bizim gözümüz her zamanki gibi bizim olmayandaydı. Bu yüzden hepimiz hafta sonlarını geçirmek için, suni hava soluyup fabrikasyon kahveler içmek için avmlere koştuk. Alışverişlerimizi sokaklardaki dükkanlardan yapmak yerine avmlerin havalı poşetleri olan marka mağazalarından yaptık. Salaş bir esnaf lokantasında kuru fasulye pilav fotoğrafı paylaşmak yerine zincir marka haline gelmiş restoranların porçini mantarlı risottalarını fotoğrafladık.
Biz avmlere yığılıp para kazandırdıkça, onlar mantar gibi yayılmaya, şehri ve tarihi ele geçirmeye devam etti. Hepimiz hipnotize olmuş gibi akın ediyorduk bu işgalcilere. Sonra bir gün derinden bir ses duyuldu.
“Emek’i yıkacaklarmış”
Kulaklarımıza inanamadık. Hemen moccalarımızı yarım bırakıp Emek’e koştuk. Çünkü Emek bizimdi.
Tabi biz onu avmlere değişmeden önce…
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.