ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Ahmet Davutoğlu’na Kurulan Tuzak

Salih Turnagül

01 Kasım 2013 Cuma 05:55
  • A
  • A

İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, Türkiye ziyaretinde Cumhuriyet Gazetesi’nde röportaj vermiş ve Batı Dünyası’nı uyararak “cihatçılar dibimizde” demiştir. İran, müttefiki Rusya ve Çin ile birlikte Suriye’de İslami keyfiyete bürünen muhalefetle savaşmaktadır. ABD, İslami muhalefeti durdurabilmek için Esed’in kimyasal silah kullanmasına bile göz yummuştur.

Son zamanlarda dışta ve içte Türkiye’de AK Parti İktidarı’na yönelik Suriye meselesinde “terörizme destek verdiği” konusunda ciddi bir propaganda faaliyetleri yürütülmektedir. 23 Eylül tarihli yazımızda Zaman Gazetesi Yazarı Ekrem Dumanlı üzerinden bu faaliyetlere değinmiştik. Şimdi o yazıdan bazı alıntılar yapalım:

“Hükümeti Suriye siyaseti konusunda hata yapmakla suçlayanlar bu hatanın ne olduğunu kapsamlı ve kaçak güreşmeden açıklamaları beklenir. Esed’in birkaç haftaya kadar gideceği ön görüsü adı üstünde öngörüdür. Buradaki temel soru şudur: Halkına bu kadar zulüm yapan Esed’e karşı durmak hata mıdır yoksa meziyet midir?

Son zamanlarda ulusalcılar ve CHP mahfillerinden “hükümet Suriye’de silahlı terör örgütlerini savunuyor. Bütün dünya bunu bilmeli. Hükümet, tüm dünya tarafından terörü destekleyen ülkeler sınıfına alınmalı” açıklamaları yapılmaktadır. Bundan bir süre önce PYD Başkanı Salih Müslim, “Suriye’nin Kuzey’inde şeriata karşı savaşıyoruz. AK Parti Hükümeti, El-Kaide Teröristlerine yardım ediyor” açıklamasını yapmıştı. Hatta Salih Müslim İsveç’in başkenti Stockholm’de AK Parti Hükümeti için; “Bir yandan bizimle görüşmeler yapacaksın öte yandan da kendi köpeklerini, çakallarını ve tilkilerini üzerimize salacaksın. Kendine gel. Biz kendi savunmamızı özgür irademizle, halkımızla yapacağız ve zafere ulaşacağız” açıklamasını yapmıştır.

Oyun açık: “Sağcısı, solcusu, Gezicisi ve PKK’sıyla hükümeti terör örgütlerine yardım ve yataklıktan suçlamak ve hükümeti gayr-i meşru ilan etmek.” İddiayı dile getirenlerin amacı seçimle deviremedikleri AK Parti zayıflatmak veya yıkmak ve Suriye’deki mazlumları hamisiz bırakmaktır.

Terör Kelimesinin anlamının muğlâk olduğu malumdur. Ekrem Dumanlı’da bu kelimeyi kullanarak meseleye girizgâh yapmaktadır. Ve Dumanlı, hükümetle terör örgütleri arasında bir irtibat kurma çabaları olduğunu ve böyle bir oyunun sahnelendiğini hatta bunun bir tezgâh olduğunu söylüyor. Ama tezgâha; “umarım bu çabayı teyit edecek bir hata yapılmamıştır” cümleleriyle omuz veriyor. Çünkü Ekrem Dumanlı şöyle devam ediyor:

“Kanlı rejimin ömrü uzadıkça Türkiye’deki kimyanın bozulduğunu görmemek için ülke gerçeğinden kopuk olmak gerekir. Mesela Suriye’deki silahlı örgütlere açıktan destek verildiği, hatta onlara silah temin edildiği iddiaları bazıları için bugün meşru gibi görünse de yarınlarda çok büyük bir sıkıntıya dönüşecektir. “Esed’i devirsin de kim devirirse devirsin” demek bugün bazıları için mantıklı gelebilir; ancak radikal örgütlerle silahlı ilişkiye girmenin faturası çok ağır olur/olacaktır.”

Önce tezgâh denildi sonra ise Türkiye’nin kimyasının bozulduğu ve teröristlere yardım edildiği ima ediliyor. Sonra muğlâk bir kavramın arkasına saklanarak şöyle devam ediyor Dumanlı: “Terör bir metottur; kirli bir metot. Hedef olarak sunulan kavramın kutsal olması, metodun yanlışlığını ortadan kaldırmaz. Terör söz konusu oldu mu “ama...” diye başlayan mazeretlerin hiçbir önemi yoktur. Bağımsızlık savaşının da demokratik mücadelenin de şartları ve metotları bellidir. Masum insanları katletmenin insanî ve İslamî bir gerekçesi yoktur. Savaşın bile hukuku vardır ama terörün hukuku yoktur. Terör insanlık suçudur; hangi maksada matuf yapılırsa yapılsın zulümdür. Bu nedenle hiçbir gerekçe ve vesile terör örgütü ile (velev ki o örgütler kendilerini İslamî saymış olsun) irtibatlı olmayı meşru saymaz. Allah korusun faturası ağır olur; hem ülke radikalleşir hem de uluslararası arenada inandırıcılığınıza gölge düşer…”

Gezi Terörü Hadiselerinde kimin eli kimin cebinde olduğu malum değildi. Hükümete karşı terör tezgâhında da kimin eli kimin cebinde belli değil. Ama bu tezgâh tutar. Doğru yere tezgâh açılmıştır. Zira uluslararası güçlerin en büyük korkusu İslam’dır. Hükümet aleyhindeki bu tür yalan ve belgesiz haberler, en başta Rusya’yı ve “cihatçılar dibinizde” diyen İran’ı harekete geçirecektir.

Anlaşılıyor ki Mavi Marmara Hadisesinde İsrail’in intikamını almak isteyen 7 Şubat cuntası hala faaliyette. İngilizce yayınlarında Erdoğan’a diktatör diyenler şimdi çok tehlikeli bir oyunun içerisindeler.

Gezi Terörü Hadiselerinde kimin eli kimin cebinde olduğu malum değildi. Hükümete karşı terör tezgâhında da kimin eli kimin cebinde belli değil. Ama bu tezgâh tutar. Doğru yere tezgâh açılmıştır. Zira uluslararası güçlerin en büyük korkusu İslam’dır. Hükümet aleyhindeki bu tür yalan ve belgesiz haberler, en başta Rusya’yı ve “cihatçılar dibinizde” diyen İran’ı harekete geçirecektir.” (http://www.yazete.com/genc-kalemler/salih-turnagul/jurnal-ve-ekrem-dumanli-ve-hukumete-kurulan-muthis-tuzak/3881/)

Dün yapmış olduğu açıklamada Ahmet Davutoğlu; “biz hem Esed’e hem de Suriye’ye dışarıdan gelen radikal unsurlara karşı mücadele ediyoruz” açıklaması yapmıştır. Bu açıklama Davutoğlu’nun tuzağa düştüğünün adeta bir belgesidir. İran, Rusya ve Esed’in üç yıldır yenemediği müslümanları Türkiye yardımıyla yenmenin hesabını yapmaktadırlar. Ama Suriye’deki müslümanlar hiçbir şart altında yenilmeyeceklerdir. Çünkü müslümanlar, bölgede halktır. Belki şu an için maddi imkânsızlıklar yüzünden savaşta zaafa çekiyor olabilirler ama hiçbir zaman yenilmeyeceklerdir. Ahmet Davudoğlu, Suriye’ye dışarıdan gelen müslümanların ümmet şuurunu göz ardı etmemesi gerekmektedir.

Son zamanlarda MİT ve Ahmet Davutoğlu üzerine yapılan kara propagandanın amacı onları yönlendirmek içindir. İran kazanamayacağı bir savaşın içerisine girmiştir ve savaşı kazanmak için Türkiye’ye ihtiyaç duymaktadır. Türkiye, bölgeyi doğru okumalı ve İran’ın saflarında savaşa katılmamalıdır. Çünkü İran’ın veya ona destek verecek herhangi bir gücün savaşı kazanması mümkün değildir. Şöyle düşünmelidir. Bugüne kadar Esed Yönetimi’ne savaş açmamış bir ülkenin “terör bahanesi” ile muhalefete savaş açması oyun değil de nedir? Bu konuya devam edeceğiz.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.