Sosyal Hayattaki gelişmeler bir anda meydana gelmez. Yavaş yavaş meydana gelir. Bir ayet-i kerime’de durum şöyle izah edilmiştir:
“Ayetlerimizi inkâr edenlere gelince, biz onları, bilemeyecekleri yönlerden derece derece düşüşe yuvarlayacağız. Ayrıca ben onlara mühlet de veririm. Fakat benim tuzak kurup helak edişim pek çetindir.” (Araf Suresi: 182-183)
İran İslam (!) Cumhuriyeti’nden bahsediyorum. Şu haberi beraber okuyalım:
“İran, sınır muhafızlarının silahlı gruplarca öldürülmesine misilleme olarak bu sabah hapishanedeki 16 mahkûmu idam ettiğini bildirdi.
İran devlet televizyonu, Pakistan sınırındaki Sistan-Belucistan eyaletine bağlı Seravan ilçesi kırsalında 17 sınır muhafızının dün gece silahlı guruplar tarafından öldürüldüğünü açıkladı. Yaşanan çatışmada 6 askerin de yaralandığı kaydedildi. Kimleri henüz netlik kazanmayan saldırganların olay sonrası Pakistan'a kaçtığı belirtildi. İran olaya misilleme olarak eyaletin merkezi Zahidan hapishanesindeki 16 mahkûmu asarak idam ettiğini bildirdi. Sistan-Belucistan eyaletinin adli yetkililerinden Muhammed Mazriye, "Sınır muhafızlarını öldürülmesine misilleme olarak bu sabah rejim düşmanı örgütlerle bağlantılı 16 isyancıyı idam ettik" açıklamasında bulundu. Sünnilerin ağırlıklı olarak yaşadığı Sistan-Belucistan eyaletinde, bu eyaletteki Sünnilerin haklarını savunduğunu ileri süren örgütler zaman zaman İran güvenlik güçleri ile çatışıyor.”
Böyle bir hukuk var mıdır? Ama İran daha önce kaybetti. Ta Humeyni zamanında Hama Katliamı’nda Baba Esed’le beraber müslümanları keserken… Irak’la emperyalist bir savaşa girerken… Ama o zamanlar daha İran’ın maskesi tam olarak düşmemişti. Şimdi Suriye’de tam olarak düştü. Tedirgin tabii. Komşusu Afganistan ve Pakistan’dan dolayı tedirgin… Oralarda ABD ile işbirliği yapıyor. Türkiye’den dolayı tedirgin… Tasması elinde olan PKK’yı Türkiye’nin üzerine salmaya çalışıyor. Irak’ta tedirgin… Oradaki müslümanların kendisine saldırmasından çekiniyor. Bu sebeple sürekli Irak’ta bombalar patlatıyor. Suriye’den korkuyor. Bu sebeple Hizbullah Militanları eliyle bebekleri katlediyor. Son olarak kendi içinde tedirgin… Halk bir gün uyanır da sahtekârlığımı yüzüme çarpar diye… Hali aynen şu:
“Yahut onların durumu, gökten boşanan, içinde karanlıklar, gök gürlemesi ve şimşekler bulunan bir yağmura tutulmuşun hali gibidir. Yıldırımlardan ölmek korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Oysa Allah, kâfirleri tamamen kuşatmıştır.” (Bakara Suresi: 19)
Yıldırım yere düştükten sonra sesi gelir. Ses müjdedir aslında: “Tehlike geçti.” Ama bunlar kulaklarını tıkıyorlar. Zavallı halleri var… Şimdi Suriye Muhalefeti, Cenevre 2’de istemiyor. Her yerde nefret dalgası İran’a karşı geliyor. O, Barack Obama ile aynı yatağa girmenin kendisini kurtaracağını zannediyor ama bütün mazlumlar İran’ın alçaklıklarına karşı kinlerini arttırmış durumda. Bu tarihe de miras kalacak bir kin ve İran’ın kurtulması mümkün değil.
Peygamberimiz (sav) Efendimiz, Hendek’te o zor zamanda “İran ve Bizans sizin olacak” sizin olacak dediğinde münafıklar gülüyordu. Ama Peygamberimiz (sav) Efendimiz, hadiselere vahy ve firaset ile bakıyordu. Karanlıklar içinde kalan münafıklar ne bilecekti ki?
“Onların durumu, bir ateş yakanın durumu gibidir. Ateş çevresini aydınlatır aydınlatmaz Allah onların gözlerinin nurlarını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı, artık görmezler.
Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık görmezler.” (Bakara Suresi: 17-18)
Mesele mezhep meselesi değil. Zaten dini oyuncak edinenlerin mezhebi ciddiye alacağını söyleyene ancak gülerler. İnsanların tamamı İran’dan nefret ediyor. Sünni’si ile Şii’si ile…
Dünya menfaatleri için alçakların tarafını kimse tutmamalı… Zira tutsalar da yenilecekler. Ahirette de çetin bir azaba girecekler. İran gidici… Hem de çok yakın zamanda…
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.