Ülkemizin geldiği şu günlerde gündem o kadar yoğun iken, her şey tepe taklak, allak bullak iken nerden çıktı bu asma kesme işi demeyin. Her ne kadar gündem gerisinde kalmış olsa da gezi eylemleri, bu ülkeye ve insanına çok dersler verdi. Madalyonun her iki tarafında da ders alınması gereken çokkkkkk şeyler var. Ülke gezi olaylarını, gezi tepkilerini yaşamak zorunda mıydı. Evet yaşanması gerekiyormuş ki yaşandı.
“Eski Cumhuriyet savcısı, Gezi eylemleri ile ilgili olarak hazırlanacak iddianamede sanıklar için müebbet hapis cezasının istenebileceğini ifade etti.”
İşte yazımızı bu cümleler üzerine kuracağız. Bravo doğrusu , müebbet az gelir, asalım hepsini! (asamazsın, neden mi sahi bu ülkede idam kalkmıştı tüh unuttuk gitti.) bunlar hükümeti devirmeye kalktılar. Bu hakkı nereden alıyorlar çapsız herifler…Allah aşkına böyle bir mantık var mı ya??? Demokrasi…eyvallah, ancak ,işte ancakı var bu işin. İnandığınız demokrasi \%50 olan demokrasi mi acaba? O halde \% 50’ye hükmedin kalan yüzde elliye yaşam hakkı tanımayın gitsin…Sayın yetkili suç varsa ceza da olmalı. Hukuk devletinde yöneticiler hukuka müdahil olmamalı, bu ülkenin hakimleri, savcıları ne iş yaparlar ya? Tahammül sınırlarını aşmayınız lütfen. Suç duyurusunda bulununuz kanunlar gereğini yapsın. Ah keşke aynı hassasiyeti PKK terör örgütü için de gösterebilseydiniz yüreğimiz yanmazdı…
Bu hukuk denen şey bir gün herkese lazım olacaktır. Yüce peygamberin şu mübarek sözünü asla unutmayınız: “Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır.” Gezi eylemlerinin neden ve niçinlerini oturup analiz etmeniz gerekirken çözüm yolunuza hayran kaldık doğrusu…Yine sözümüzdeyiz müebbet az gelir hepsini asalım gitsin. Hiç olmazsa bir daha ayağınıza dolaşmazlar.
Yıkarak, dökerek, söverek sayarak, tencere tava çalarak hak aranmaz ki yani…Hak aramanın farklı yolları olmalı… Üzülüyoruz, kahroluyoruz. Bütün bunları hak edecek ne yaptık? Canım ülkemiz bu hale mi gelmeliydi? Kısır döngü içerisinde adeta kör dövüşü yapıyoruz. Yazıktır, günahtır. Bu ülkenin kaynaklarına , güzelliklerine kıymayınız. Ortak müştereklerde buluşarak birbirimize tahammül etmek zorundayız. Aklın yolu bir ise o biri bulmak herkesin boynunun borcudur.
Doğu ve Güneydoğu’dan yine şehitler gelmeye başladı. Bırakın anaları, babalar, kardeşler, bacılar, eşler, çoluklar çocuklar ağlamaya başladı. Gezi için hassasiyet gösterenler neredesiniz? Halkın can ve mal güvenliğinden sorumlu devlet yöneticileri ya siz neredesiniz? Bıçak kemiği falan geçti canlarımızı almaya başladı. Barışın, açılımın adı bu mudur? Kırmak, dökmek, yıkmak, asmak, kesmek çözüm olsaydı bu güne kadar bütün sorunlar çözülmüş olurdu. Geri teptiğine göre doğru yola yöneliniz beyler.
Göğsünde zerre kadar iman olan, vatan millet aşkı olan güzelliklerimize kıymaz, ihtirasları doğrultusunda hareket etmez. Şu günlerde yaşadığımız milli acılar hepimizi derinden üzmüştür. Ülke güvenliği için nöbet tutan askere, polise kurşun sıkmanın çözüm ile alakasını kuramıyoruz. İnsanlık bu mu? Kardeşlik bunun neresinde? Çözüm için her iki tarafın da samimi olması gerekmez mi?
Özlemini duyduğumuz ülke bu değildir. Müreffeh ve mutlu bir ülke hayalimizdir. Şu kadarcık mutluluğu bu çilekeş millete çok görmeyin. İnsan haklarına saygılı, hukuk çerçevesinde adam gibi yaşamak istiyoruz.
Bırakın da yaşayalım…
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.