Nereden bakarsan bak, bırak iki ucunu her tarafı pis değnek. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık. Şu geldiğimiz trajı komik duruma bakın.
Bu toplum niçin geriliyor?
Olaylar neden çığırından çıktı?
Bu gerginlik daha nereye kadar gidecek?
Aşağı yukarı 10 günü geçkindir devam eden tarihe de “gezi” parkı eylemi diye damgasını vuran eylemler artık tehlike sınırlarını aşmıştır. Milyonlarca liralık maddi kayıplar yanında en üzücüsü can kaybı meydana gelmiştir. Yaşamını yitirenler bu toplumun evlatlarıydı. Komiser de bizim çocuğumuz, eylemciler de bizim çocuğumuzdu. Allah hepsine gani gani rahmet etsin. Kederli ailelerine başsağlığı diliyoruz. Hepsinin acısını yüreğimizin en derinlerinde hissediyoruz.
İlgili ilgisiz, makam mevkii sahibi, yetkili ya da yetkisiz her kim varsa, hepsinin sağduyulu olması gerekir. Toplumun gerilmesinden rant elde edeceklere o fırsatı vermemek lazım. Toplumu gerenler, buna sebep olanlar bu vebalin sonucuna katlanmak zorundadır. Toplumun provokasyonlara ve provokatörlere karşı çok dikkatli olması gerekir. Ülke yöneticileri itidalli olmalı, halkına müşfik davranmalıdır. Yapılan açıklamalar her ne yaşanmış olsa da tahrikkar ve tehditkar olmamalıdır.
Sayın cumhurbaşkanı ve başbakan yardımcısının açıklamaları oldukça yapıcı ve yatıştırıcıdır. Kendilerini takdirle karşılıyoruz. Ancak sayın başbakanın açıklamaları hiç de şık olmamıştır. Adeta yangına körükle gidilmektedir. Sert ve kırıcı açıklamalar olayların tırmanmasına sebep olmaktadır. Yaşanan bir olay varsa hukuk devleti gereğini yapmalıdır. Muhalifleri “çapulcu”lukla itham etmek ne kadar şık olmuştur söyler misiniz? Muhalefete katlanmak zorunda değil miyiz? Demokrasilerde çoğunlukla iş başına gelen iktidar sahipleri, kendisine destek vermemiş olanları yok saymamalıdır. Çoğunluk azınlığa, azınlık da çoğunluğa tahakküm etmemelidir. Evde bekleyen \% 50, dışarıda tencere tava çalan, lamba söndüren \% 50 karşı karşıya mı gelsinler? Gücü gücü yetene helal mı olsun? Bu kör döğüşü olmaz mı? tansiyonu düşürecek, düşürmesi gereken en büyük mercii sayın başbakandır. Muhalefet, 10 yıldır iktidara tahammül ediyorsa, iktidarında muhalefete tahammül etmesi gerekir.
Başbakanın yurtdışı gezisi dönüşü, karşılamaya giden topluluğun, “YOL VER GİDELİM, TAKSİM’İ EZELİM!” “İŞARETİN YETER!”,”BİZ BURADAYIZ; ÇAPULCULAR NEREDE?” sloganları oldukça tehlikeli ve bir o kadar da ürkütücüdür. Bunu ifade ederken bu tarafta ki eylemcileri ve yaptıklarını masum göstermeye ve haklı çıkarmaya çalışmıyoruz? Bundan kısa bir süre önce ülkücü gençlerin attığı;” VUR DE VURALIM, ÖL DE ÖLELİM!” sloganına oldukça sert tepki gösteren başbakan, kendisini destekleyenlerin attıkları slogana ses çıkarmayışı, tepki dahi göstermeyişi oldukça manidardır. Çözüm sürecinin yaşandığı şu günlerde, “barış” uğruna, kan döken teröristlere (pardon) aktivistlere gösterilen müsamaha “incinmiş” gezi parkı eylemcilerine gösterilmemiştir. “Yapacağımız işleri muhalefete mi soracağız, bir avuç çapulcuya mı soracağız?” açıklaması demokrasinin hiçbir maddesiyle bağdaşmamaktadır. Daha fazla demokrasi bu yapılanların neresindedir?
Gerginlik, bir virüs gibi tüm ülkeye yayılmaktadır. Vatandaşlar tedirgin, dünya alem tedirgin, ekonomi tedirgin, ülkeye gelen, gelmek isteyen turist tedirgin…Bu hale düşmeyi hak edecek ne yaptık? Herkes aklını başına devşirsin. Bu son Türk yurdu, cennet vatanımıza yazık etmeyelim. Benim inancım “sevgi”yi emrediyor.” Birbirinizi sevmedikçe cennete giremezsiniz.” Diyor. Neden birbirimize tahammül edemiyoruz? Buna engel olan nedir? Hani hep empati diyoruz ya…Empati yapalım, empati yapalım.
İçişleri bakanı, eylemci ile provokatörü ayıramayız diyor. Çok talihsiz bir açıklama. 168 yıllık polis teşkilatı bunu ayıramayacak kadar acizse dağıtın o teşkilatı gitsin. Daha öncede belirtmiştik. Polisin eğitime ihtiyacı olduğunu, çalışma şartlarının ağırlığını söyledik. Kim okur kim yazar? Sen söyle sen işit. Bunu siz ayıramazsanız vatandaş nasıl ayırsın? Vatandaşın hepsini provokatör, potansiyel suçlu görmek ne kadar ahlakidir?
Türk milleti provokasyonlardan çok çekmiştir, sonuçlarında ağır bedeller ödemiştir. Uyanık olmakta yara vardır. Hele hele iktidar sahipleri çok titiz davranmalı ağızlarından çıkanı kulakları duymalıdır. Hiçbir kesimi incitmeye hakkımız yoktur. Herkes edebi ölçüsünde, kanun ve nizamlara uyarak yaşamak zorundadır. Kimseyi yok sayamayız, herkes kendi çapında bir değerdir. Yunus misali; yaratılanı sevelim Yaratan’dan ötürü.