Ülke dönülmez bir viraja girdi. Bilindiği üzere adına “çözüm süreci” denilen bir sürece girdik ki, ilerisi ne olur ancak Allah bilir. Umarız ki korkulan olmaz. Ancak gelişmeler bizi yanıltacak gibi görünüyor. Bu kapsamda “akil adamlar” adında bir grup oluşturuldu. Yaşananları hep beraber gözlemledik. Halkın tepkisini toplamaktan gayrı her bir şeyi başarıyla yerine getirdiler. Kutsallarımıza mı sövülmedi, dağdaki hayvandan aşağı seviyede olduğumuz dahi ima edildi. Misyon ve vizyonlarını fazlasıyla tamamladılar. Akil değil akıllı olduklarını da ortaya koydular.
Şu noktada inanın sayın başbakan adına çok üzgünüm. Durumun vahametine çok üzülüyorum. İnanın onun yerinde olmak istemem. Allah yar ve yardımcısı olsun. Birileri ona dayatıyor O’da dönüp millete dayatıyor. Bunca gerginliğin tek kelimeyle açıklaması budur. İşte 23 Haziran 2013 İzmir’de bir mitingde konuşan bu ülkenin meclisinde bulunan bir milletvekilinin talihsiz açıklamaları;

“Mitingde konuşan BDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, çözüm sürecine ilişkin olarak, “Süreç geri dönerse hepimiz bunun altında kalırız. Sürecin geri dönmesinin anlamı ne kadar devrimci, demokrat Kürt varsa, ne kadar Türkiye’de devrimci güç varsa hepsinin cezaevlerine girmesi demektir. Onun için çok söylüyorum, süreç geri dönerse emin olun ben de dağa çıkacağım. Bu kadar açık, bu kadar net söylüyorum. Çünkü göz göre göre insanların ölmesine kimse göz yumamaz. Şimdi kimse bunu şöyle anlamasın; kimseyi tehdit etmiyorum. Bu bir tehdit değil. Herkes aklını başına toplamalı ve bu süreci desteklemelidir” dedi.”

Başbakan bu süreç öncesinde baldıran zehiri içeriz diye bir beyanda bulunmuştu. Baldıran zehirini içiriyorlar eyvah. Bu dayatma neyin nesi sayın vekil? Nereye kadar, daha neleri dayatmayı düşünüyorsunuz? Çok fazla meraklanmayın bu süreç geri dönmez, inanın doğru yoldasınız. Her şey kıvamında dayatın dayatabildiğiniz kadar. Hiçbir devrimci, demokrat Kürt varsa, ne kadar devrimci güç varsa inanın hiç birisi içeri girmez aksine içeridekiler hep beraber dışarıya çıkarlar. Süreç geri dönerse dağa çıkacağını söylüyorsun. Otuz yıldır dağlardasınız çözüme ulaştınız mı? döktüğünüz kanların hesabını verdiniz mi? göz göre göre insanların ölmesine kimse göz yumamaz diyorsun, çok güzel bir söylem resmi açıklamalara göre otuz beş bin kişi ölmeyi hak etmiş miydi? Bugün demokrat kesilmenizi neye borçluyuz acaba? O canların toprağa düşmesine neden göz yumdunuz, herhangi bir mahsuru yoksa sorabilir miyiz?
Kimseyi tehdit etmiyorum, konuşmalarını nasıl yorumlasak acaba? Barış elçisi olarak yorumlayalım. Çözümü herkesten çok siz istiyorsunuz. Aktivist başına özgürlük verilmeli. Zaten adam hiçbir kişiyi öldürmediğini söylüyor. Bunca yıl babasının hayırına yattı. Bırakın siyasetini yapsın adam. Dağdan indirdiklerinize mağduriyet primi verin, her birini işe yerleştirin.

Her başı sıkışan dağa çıkacaksa, çözümün yolu dağa çıkmaktan geçiyorsa hepimiz dağa çıkalım. Şehirleri harap edeceğimize kozlarımızı dağda paylaşalım. Gücü gücü yetene diyelim. Böyle bir dünya var mı kardeşim? Yazık ediyorsunuz vatana. Herkes aklını başına almalı. Evet herkes aklını başından da yukarı almalı. Bu vatanı kaybedersek kahr-ı perişan oluruz. Yanı başımızda cereyan eden olaylara bakmalı ve herkes ibretini almalı. Dış mihrakların oyununa gelmeyelim. El adama akıl verir ama ekmek vermez der atalar. Bu millet çok badireler atlattı. İnanıyoruz ki bu günlerde gelip geçecek. Birbirimize düşman gözüyle baktığımız anda kaybederiz.

Her şeyin bir sınırı vardır. Sınırı aştığımızda sonuçlarına katlanmamız gerekir. Dün yanlış yapılmışsa bugün yanlışların daha büyükleri yapılmakta.Terörle Kürt sorununu karıştıranlar yanlış yapmaya devam edeceklerdir. Anayasayı tanımayanlar, silahlı mücadeleye girenler, terörle hak elde etmeye çalışanlar bugün kalkıp demokrasi havarisi kesilemezler. İşte bu noktada millet incinir. Devlet zarar görür. Başka TC yok. Bu Cumhuriyete kolay sahip olmadık. Okuma yazmanız varsa açın tarih okuyun. Yarın bu davranışlarınızla tarihe altın harflerle geçeceğinizi zannediyorsanız yanılgı noktanız burasıdır. Tarih maalesef sizi aklayarak anlatmayacak. Terör olaylarını masum hak arama mücadelesi olarak göstermeyecek.

Herkes edebi ölçüsünde bu ülkenin nimetlerinden yararlanmalı, adam gibi yaşamaya gayret etmelidir. Günlerdir yapılan eylemler kimleri sevindirdi acaba? Dosta düşmana maskara olduk. Can kayıplarının oluşu, maddi ve manevi kayıplarımızı kimler tazmin edebilir? Biz bu ülkenin eski huzurlu günlerini özlüyoruz. Huzurumuzun bozulmasına izin vermeyelim. Kürt-Türk kardeştir, bu ülkenin huzurunu bozmaya çalışanlar kalleştir.