30 Ağustos 2013 Tarihinde Ulusal TV’ye katılan Türkiye Caferi Lideri Selahattin Özgündüz, Suriye’de “Alevi Katliamı” yapıldığını iddia etti. 3 Ağustos 2013 Tarihli Taraf Gazetesi’nde Suriye’den Türkiye’ye gelen “Alevilerin” kamplara alınmadığını iddia eden bir haber yayınlandı. Suriye’ye müdahale tartışmaları yapılırken Fatih Belediyesi; Taraf Gazetesi’nin tamamen yalan bir habere imza attığını beyan ederek haberi yalanladı. Taraf Gazetesi’nin bu haberi gayr-i meşru Suriye Yönetimi Dışişleri Bakanı Muallim’in; “Türkiye’nin iç dengeleri sarsılır” tehditlerini akla getirdi. Evet, birileri Türkiye’de Alevi-Sünni Savaşı istiyor.
3 yılda 120.000 müslümanı öldüren, çocukları yakarak öldüren, kadınları öldürmeden önce tecavüz eden bir rejimden bahsediyoruz. Rejimi savunanlar yüzsüzce “muhalifler katliam yapıyor” sözlerini söylüyor. Şimdi de bütün bölgeyi yakacak bir oyunun parçasılar.
28 Şubat Darbesi, Türkiye’de Baas Tipi bir düzen kurmak için tasarlanmıştır. Jakoben Kemalistler için “Alevilik” İslam’ı Protestanlaştırmak için önemli bir araç olarak görülmüştür. Alevileri sevdiklerini iddia etmek mümkün değildir. Zira Dersim’de kadın ve çocukların üzerine bomba yollayan jakoben Kemalistlerdi. Anadolu veya Türk İslam’ı tezlerinin arkasında Aleviliği payanda olarak kullanma arzusu yatmaktadır.
Suriye’ye egemen olan Nusayrilik zihniyeti, İslam’ı mahkûm eden ve Allah’ı ilah olarak bile kabul etmeyen bir zihni paradigmaya sahiptir. Kendilerini Müslümanlara yakın gösterebilmek için kullandıkları kavram “Arap Aleviliği” kavramıdır. Alisiz Alevilik dediğimiz zihniyetle Alevilik farklı olgulardır. Zira Ehl-i Sünnete mensup her müslüman, Hz. Ali (ra)’ı sever ve halifesi olarak görür. Dahası Ehl-i Sünnet müslümanlar Ehl-i Bidat olarak görse de Şii İnancını genel olarak tekfir etmez ve onları yanlış yolda giden müslüman olarak görürler. Buna rağmen İran Yönetimi; Hz. Ali’yi ilah gibi gören ve İslam’a düşman olan Nusayrileri “Alevi” gibi gösterme gayretine girişmişlerdir. Bununla bir değil birden fazla amacı gerçekleştirmek istemektedir.
Birincisi: İran ve Jakoben Kemalistler, “Nusayri”leri Alevi gibi göstererek içlerindeki müslüman düşmanlığına karşı Alevileri payanda olarak kullanmak istemektedirler.
İkincisi: İran ve Jakoben Kemalistler, Türkiye’de “alevi-Sünni” savaşı çıkartarak, Türkiye’yi zaafa uğratmaya çalışmaktadırlar.
Üçüncüsü: İran ve Jakoben Kemalistler, Alevileri İslam’dan tamamen kopartıp kendilerine asker yapmak istemektedirler.
Son zamanlarda piyasada arz-ı endam eden “Ateist Aleviler” gibi ucubeler, jakoben Kemalistlerin ve Esedcilerin ortaya çıkarttığı öncü kuvvetlerdir. CHP Milletvekili Hüseyin Aygün gibi isimlerin “Alevilik ayrı bir dindir” söylemleri de aynı amaca hizmet etmektedir. Sadece Aygün değil, AB Ülkeleri de “Aleviliğin ayrı bir din” olarak görülmesi için gerekli maddi ve manevi fedakârlıktan kaçınmamaktadırlar.
Suriye’de halen gerçekleşen “müslüman-kâfir” çatışmasını mezhep savaşı seviyesine indirgemeye çalışan İrancı, Esedci ve Ulusalcı Medya, bu sefer Hatay Merkezli Alevi-Sünni çatışması istemektedir. Baas İstihbaratı uzun zamandır Hatay civarında çalışmaktadır. Taksim Hadiselerinin Akdeniz Bölgesindeki merkezlerinden birisinin Hatay olması tesadüf değildir. Propaganda şudur: “Suriye’de Sünniler, sırf Alevi oldukları için Suriye Yönetimi’ne isyan etmekte ve oradaki mezhepdaşlarınızı öldürmektedir. Öldürme hadisesindeki en büyük destekçileri de AK Parti Hükümeti’dir. Sizin de bölgenizde silahlanmanız ve olası bir Türkiye müdahalesinde Türk Ordusunu arkadan vurmanız zaruridir.” Hatay’da 1 Eylül 2013 tarihinde ellerinde pankartlarla “hepimiz Esed’iz hepimiz Şebbihayız” tehditleri ile bir avuç azgın gösteri yaptı.
Yukarıdaki propagandaların yalana dayandığı ve jakoben Kemalistler, İran ve Esedci güçlerin “Alevileri” ateşe atmaya çalıştıkları ortadadır. 3. Köprü’nün ismi bile Alevi Hassasiyetinin kaşınması için kullanılmaktadır. CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Taksim Hadiselerinde bir polis öldürüldüğünde “intikamımız alındı” mesajı çekmiştir. AK Parti onlara göre sadece muhalif bir parti değil, yok edilmesi gereken bir düşmandır.
İran Dini Lideri Hamanei, 750 adet Alevi Dedesi’ni Tahran’da ağırlamıştır. İran’ın tarihi boyunca amacı Alevileri kullanmak istediği malumdur. Onların İslam’la bağlarını kopartmak ve Türkiye’ye karşı silah olarak kullanmak istemektedir. Türkiye’de olabilecek “Alevi-Sünni” mücadelesinde İran, Jakoben Kemalistler ve Esedcilerin ortak çıkarları söz konusudur.
Baas Çetesi, Türkiye’deki Alevileri kullanarak rahatlamak istemektedir. Türkiye bu konuda dikkatli olmalı ve İran ve Suriye’ye çalışan etki ajanlarını deşifre etmelidir.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.