ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Bilinci taşıyıp aşılaması gerekenler

Selçuk Üzüngel

14 Mayıs 2013 Salı 22:23
  • A
  • A

Bilinci Taşıyıp Aşılaması Gerekenler

Bilinci taşıması ve aşılaması gerekenler görevlerini yapmazsa kötülerin galip gelmesi şaşılacak bir durum değildir.

Veda Hutbesi’nde bilinci taşıması gerekenleri Sonsuz Nur(sav) belirlemiştir. Peygamberimiz(sav)’in Veda konuşmasındaki seslendiği topluluklar bilinci taşımadaki önemi gösterir.Çünkü insanlar gerçekleri anlatma gayretine girmezse şeytanın oyunları kazanır hale gelir. Son 200 yıldır düşüşümüz bilinci taşımadığımız veya taşıdığımız halde aşılamadığımız içindir. Şu iki durumdan da kurtulmak gerekir :

1) Bilinci taşıyanlara yobaz dememek
2) Bilinci taşıyıp ve aşılayanlara “beyin yıkıyor” sıfatını takmamak

Yobazların durumu bellidir; teknolojiye karşı çıkarlar, İslam’ı öcü gösterirler, Cennetten köşk satarlar(!), İslam ilerlemeyi emrettiği ve her şeyi maiyetine aldığı halde dünyadaki meydanı kafirlere bırakırlar… “Beyin yıkıyor” sıfatını hakiki taşıyanlar da bellidir; bilinçaltımıza medyayla simgelerini yerleştirirler, ırkın üstünlük getirdiğini söylerler, ALLAH’ın olmadığını dile getirip tesadüfe inanarak bunu ispat(!) etmeye çalışırlar, kurmuş olduklarını düzende hayvanca yaşamanın medeni(!) olduğunu gösterirler ve ölümü unutturarak dünyanın ebedi olduğuna inandırmak isterler.

Bilinci ilk taşıması ve aşılaması gerekenler Sahabeydi ki hakkıyla yerine getirdiler. ALLAH’ın Sevgilisi(sav) “Ashabım” ifadeleriyle başlayan sözlerinde İslam’ın ilkleri, Peygamberlerden sonra en yüksek dereceli insanlara İslam’ı hatırlatmıştır ve onlara “Burada olanlar, olmayanlara ulaştırsın” sözleriyle sahabeden sonraki müslümanlarda cahiliye dönemine ait durumların yaşanmamasını belirtmiştir. Sahip olduğumuz adetler eğer İslam’a uymuyorsa bunlar kaldırılmıştır. Kan davasının kaldırıldığı gibi… ALLAH’ın hükmü sorgulanmaz ve ALLAH’ın hükümleri insanların mutluluğu içindir ki hükümleri insaflı bir şekilde düşündüğümüzde ALLAH’a hamd ederiz.Faiz bir kişiye fayda sağlar gibi görünse de binlerce kişiyi sömüren bir sistemdir. Faiz esenlik getirmez zulüm getirir…

Sahabeden sonra bilinç yeterince taşınmadı ve aşılanmadı. Alemlere Rahmet(sav), “Müminlere” seslenerek onlara ALLAH’ın kitabını,Peygamber sünnetini ve İslam kardeşliğini hatırlatmasıyla yapılması gerekenleri belirtmiştir. Sultan 2.Abdülhamid’in “Bizi yükselten dinimize duyduğumuz büyük aşktır” ifadesi Veda Hutbesi’nde yer alan “Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız.” İfadelerini anlatır. Müminler ne zamanki hem ALLAH’ın kitabını,Peygamber sünnetini hem de "Müslüman müslümanın kardeşidir ve böylece tüm müslümanlar kardeştirler.” Hakikatını taşıyıp aşılamışsa İslam ülkeleri zirve yapmıştır. Yol şaşırmaktan kasıt sadece ahirete bakmaz. Çünkü Cebrailin kendisiyle emin olduğu(sav) : “Bugün hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışınız” buyururlar. Müminler ne zamanki sadece bu hakikiatı taşımayıp veya taşıyıp aşılamamışsa bizler yoldan saptık.Yolumuz zirveydi zirveden düştük, yolumuz Peygamberimiz(sav)in yoluydu sahte kahramanların yolu oldu, meydan bizimdi meydanı yobazlara-İslam düşmanlarına bıraktık, kardeşliğimiz vardı lakin kanı üstün gördük birbirimizi dünyevi sebepler yüzüne öldürdük kardeşliğimize zarar verdik... Oysa Veda Hutbesi’nde Peygamberimiz(sav): “Bir Müslüman'a kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır.” Buyurmuşlardır keza ihanet çoğaldı “Aldatan bizden değildir” gül kokulu sözü unuttuk. Müminler uyanmalı, 200 yıldır yerin dibine geçmemizin ana sebebi kendileridir. Vergi aldığımız devletler bizlere şu an bazı noktalarda izin vermiyorsa düşünülmelidir, ırkçılık tohumu bizim aramızda ağaç olmuşsa kardeşliğimiz unutulmuş demektir, ALLAH’a ve Peygamberine hakaret edenler kahraman(!) ilan ediliyorsa suç kendimizde aranmalıdır, daha dün yuvası olmayan yahudiler bugün dünyaya ajanlarıyla el atabiliyorsa ve dünyaya barış getiren bizlerin yeterince konuşmaması anlatılmadır…

Peygamberimiz(sav) tüm insanların peygamberiydi.Kendisinden önceki peygamberler yalnızca kavimlerine, Sonsuz Nur(sav) tüm insanlara gönderilmişti.Alemin Üstadı…Yaratılmışları, yaratılmışlar arasında en iyi bilen Gül Sultan(sav)dır. Bu sebeple Veda Hutbesi’nde insanlara yönelik sözleri daha derin düşünülmesi gerekir.İslam’da kul hakkı vardır ki “kul hakkı” ifadesi yalnız bizler için geçerli değildir.Keza bir müslüman, kafirin evini soyma,onu suçsuz yere öldürme veya kafirin namusuna kötü bakma hakkına sahip değildir. Çünkü insanların canı,malı ve namusu mukaddestir. Peygamberimiz(sav) Mekke’de yaşayanlara da duyuru yapmıştır. “Ey insanlar! Muhakkak ki, şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız” sözleri Mekke’deki durumu açıklar. Bizim merkezimiz Mekke’dir. İslam’ı korumak istiyorsak Mekke’deki ufak tefek işleri önemsemeliyiz. Topkapı Sarayı’nın duvarı neden yüksek değildir? Peygamberimiz(sav) tüm insanlığa kadın-erkek hakkını anlatmıştır. Kadınlara hakkıyla değer vermemizi belirten Sonsuz Nur(sav)dur ve bizde kadınlar köle değildir. Eğer kölelik olacaksa bir ailede kadın kocasının cariyesidir,erkek de hanımının kölesidir…Bazen televizyonlarda gördüğümüz “Çocuk benim-senin” kavgasına çözümü Selam’ın En Sevgili Kulu(sav) söylemiştir.Keza miras konusunda da… Yahudilerin dünyaya yaydığı kötü düşüncelerden biri olan ırkçılık,renk sorununu çözümü yine Veda Hutbesi’nde görürüz.Hepimizdeki kan ortak Adem’in çocuklarıyız. Üstünlük yalnız takvada… Sevmediğimiz ancak hakkıyla görevini yerine getiren biri mi bizi yönetiyor bize düşen itaattir… Benim suçum senin olamaz, senin suçun bana ait olamaz… Dört şey yapılmalı ki hem dünya hem ahiret mutluluğu gelsin…

Veda Hutbesi,yahudilerin-masonların-dönmelerin ve diğer İslam düşmanlarının oyunlarına karşı uygulanacak en iyi çözümdür ve buna RABBİMİZ şahittir.Veda Hutbesi, bizi insan yapan erdemleri anlatan kısa gibi gözüküp asırları kapsayan müthiş bir bilinç oluşturmadır ve “Kişilerde nasıl bir bilinç olmalı” sorusunun cevabıdır. Bilinci taşımalıyız ve aşılamalıyız ki zirvede biz olalım, düzeni tekrardan biz kuralım…

ALLAH’ın Sevgilisine,Alemlerin Üstadına,Yaratılmış en üstün varlığa binlerce salat ü selam…

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.