İnanmak... Nedir inanmak ? Kime, nasıl-niçin inanırız ? Veya neden `inanma` gereksinimi duyarız ? Bir beşeri insanlaştıran `inanç`mıdır ? ... Kafamda bu gibi sorularla yaşıyorum, yaşıyorum ...ve yaşıyorum. İradesi ile bizi yaşatan KUDRET ! Ve yine iradesi ile biz, ebede ulaştırmak için öldüren KUDRET ! Gerçekten bizi ebede ulaştırmak için mi yarattın ? `Ebedi Hayat` dediğimiz unsur , iki bölümden oluşuyor bildiğim kadarı ile. `CENNET ve CEHENNEM`... Peki, ben hangi bölümün ehliyim ? Cehennem ve Cenneti birbirinden ayıran bir perde miyim ? Yoksa ; dökülen yaprakları , dibinde birikmiş bir ağaç mıyım ? Ve beni boğan o yaprakları , dibimden silkeleyecek yeli hala bekleyecek miyim ? Bir karmaşa içerisindeyim. Hem de öyle böyle bir karmaşa değil ! Bu karmaşayı meydana getiren soruyu sormak büyük bir cesaret ister doğrusu. Çünkü sana inanan müminlerimiz bu soruyu -pek alakası olmasa da- şirk olarak sayarlar. `İnsan niçin yaratıldı ? İnsanın yaratılmasındaki amaç ne idi ?` Evet. Sormaya cesaret edemedikleri soruyu, sormaya cesaret eden ben, soruyu dile getirmiş oldum. Bunun cevabı Kutsal Kitapta yok. ...Olmadığına göre SENİN katında yerini koruyor olmalı anlaşılan. Bu duruma, `GÜNAHKAR SORUNUN SIRLI CEVABI` diyebiliriz miyiz acaba ? Elbette diyebiliriz... Lakin bu soruya cevap bulamayan, ``Ateist`` dediğimiz ; kendi güç ve kudretine inanan, tamamen kendine tapan ilahlar türedi. Bu `imtihan` mı , `kader` mi ? İmtihan ise, ne acı halimize... Kader ise , ne etmişiz kendimize ! `Şüphe etmek` ve `Sorgulamak` birbirinden tamamen bağımsızdır bence. Ve ben bu soruları `şüpheci` olarak değil, `Sorgulayıcı` olarak dile getirdim. Zira İbrahim (a.s) de kalbinin tatmin olması , rüşte ermesi için sorgulamıştı. Ateistler ise şüphe eder. Ve bunun için ateistlerdir kendileri. Ben bir HANİF olarak `şüpheci` değil , `Sorgulayıcıyım`. Bunun için sana; aklım, fikrim, ruhum ve tüm benliğim ile bağlıyım. Ve İNANIYORUM . Bir gün ama bir gün, İbrahim (a.s) in kalbini tatmin etmekiçin gelen cevap, bana da gelecek ve kalbimi tatmin edecek...
------- Aciz ve Naçiz KULUN
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
Bu yazının, benim 21 Kasım da yayınlanan TANRI'YA MEKTUPLAR adlı köşe yazım ile ilgisi var mı Selma hanım ? Merak ediyorum..