Son birkaç yıldır hemen herkesin dikkatini fazlasıyla çeken bir meseleyi kaleme almak istedim bu defa. İlkokul çağındaki çocukların bile aşk acısı çektiği dikkatinizi çekti mi? Birçoğumuzun aklına gelen '' Bu gençlik nereye gidiyor? '' sorusuna çözüm bulabilmek ve bu yaraya merhem olmaya çalışmaktır muradım. Hayırlısı...
Caddelerde, sokaklarda, parklarda, okul bahçelerinde bile hep gözümüze çarpar yakışık olmayan davranışlar. El ele gezmeleri değil kastettiğim şey hepimiz anladık. Polislerin çoğu zaman uyarıda bulundukları sarmaş dolaş olan ve işin kötü yanı bunu ''AŞK'' olarak adlandıran gençler bunlar. Yani geleceğimiz! Bunların sebebini araştırmak istedim bir gün. Doktorun birinin yazmış olduğu yazı dikkatimi çekti. Televizyonda izlenen çizgifilmlerden bahsediyordu. Evet ben de aynı noktaya ulaştım. Birçoğunda bilinçaltımıza verilen mesajlar var. Bende inanmıyordum ilk başlarda, ama yavaşlatılmış hallerini izleyince hakikaten müthiş derecede ürkütücü şeyler çıkıyor ortaya! Hemen hepsinde pornografik içerikler var. Arka planlarda gözün görmediği fakat beynin algıladığı anlık şeyler bunlar. Peki ne işe mi yarıyor? Erken yaşta olgunlaşmaya sebep oluyorlar. Bu yüzden işte parmak kadar çocukların aklının fikrinin farklı türde oyunlarda olması. Tecavüzlerin ve taciz olaylarının artması, günlük ilişki arayışlarında olunması, davranış bozuklukları ... vs. Hepsi ama hepsi televizyonlarda yayınlanan diziler, filmler, reklamlardan kaynaklanıyor. Peki ne mi yapmalıyız?
Çocuklarımızı, kardeşlerimizi sırf sessiz olsunlar uslu dursunlar diye o meretin başına oturtmayalım. Öyle olacaksa bile kontrolümüz altında olsun ne izlediğini bilelim. İlgi gösterelim onlara. Gelecekte huzur evlerinin hınca hınç dolu olduğunu ve işin kötü yanı bizim de içinde olduğumuzu görmek istemiyorsak; tertemiz bir gelecek için lütfen yetiştirdiğimiz çocuklarımıza dikkat edelim. Saygılar...