İnsanın sonudur yalnızlık veyahut yaşlılık ikisinin getirisidir zaman ve ayrılıklar. Ben bu gün kendimi altmış beş yaşında bir adamın hayatının nasıl olacağını düşünerek bir şeyler çıkarttım umarım beğenirsiniz.
İnsanlar evlerine çekilmişlerdi. Gökyüzü düşünceliydi, Mavinin üstüne siyah renk eklenmişti ne fazla karanlıktı, nede çok aydınlıktı, mahallede yanmaya başlamıştı sokak lambaları ve insanlar haberleri izliyordu muhtemel, ben ise bir ileri, bir geri sallanıyordum oturduğum sandalyemde, bir ara gözlerim ellerime doğru kaydı, ilk kez görmüş kadar şaşırdım, ellerime. Buruş buruştu sanki bana ait değildi , beklediğim el kırışmamış, yeni doğmuş bir bebek eliydi yani öyle olmalıydı, elimi alnıma dokundurarak gezdirdim evet alnımda kırışmıştı Altmış beş yıllık hayatımı betimliyordu sanki. Bütün hayatım o kırışıklıklar arasında yazılı gibiydi , moralimin bozulduğunu duvarlara sezdirmedim, duvarlara mı? Evet onlar yalnızlığımın arkadaşları, onlar iyi birer dinleyiciler. Susarlar ve dinlerler beni günlerce...
Kâh gülerek anlattığım anılarımı, Kâh Yanaklarımdan yüzümü yakarak geçen göz yaşlarıyla paylaşırım maziyi. Bir ileri, bir geri; gökyüzüne tekrar kilitlendi gözlerim... Bazen olur bu bana dakikalarca bakarım... En yakın arkadaşlarım oralarda bir yerlerde saklıdır belki.. Annem, babam oralardadır, aldanmayın dış görünüşüme demeyin sen dedesin diye, ben daha ufak bir yetimim, öksüzüm, yalnızım, arkadaş sızım, kimsem yok aslında, herkes göç etti, biz kaldık duvarlara...
Bir ileri bir geri... Tahta sandalyedeyim sabah dokuzdan beri, gerçi günlerim hep böyle geçmekte ya, çaktırmam kimseye de.. He bir de dışarı çıkmak bana koyuyor. Ufak çocuklar görür iç çekerim, genç delikanlı görür ah derim. İnsan zamanının kıymetini bilmiyor. İnsanlara çaktırmam a ben bunu ama eve gelir saatlerce gökyüzünü izlerim, hayat bizlere çok önceden durmuş gibi aslında, yada bir sinema salonu, zihnimizden geçmişimiz günlerce film şeridi gibi geçer, güleriz, ağlar ve sinirleniriz, hiç unutmam bir keresinde en yakın arkadaşımla bilye yüzünden kavga etmiştik de üstümüz başımız kirlenmişti, hiç unutmam sevgi sözleriyle kalbimi besleyen kızın sonra beni terk edişini, düşünceler sabitleşiyor zaman geçtikçe hayat bana önce güvenmeyi öğretiyor sonrada güvenmemeyi işte... Bu arada gökyüzü bu sefer tam karardı, veyahut gözlüğümü takmadığım için bana öyle geliyor, her neyse ... Buruşmuş ellerimi koyuyorum sandayeye erkenciyim yine bu gece , mâlum dostlar bekler rüyalarda...
İyi geceler duvarlar...
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.