Kötü anlarında insan yaşadığı veya yaşayamadığı hayata gider. O anlarda iyi şeyler düşünmeye sürükler etrafındakılar onu. Aslında onun iyi şeyler düşünmesini isteyenlerin de hayatlarında elbet kötü anısı olmuş veya olacaktır. Kötü anlarında direnmekle, ayakta durmakla sınanır hayatta insanlar. Asla “asla” dememeyi öğretir hayat...
“Kötü hatıralar” söyledikte herkesin aklına terkedildikleri veya yalnız kaldıkları anlar geliyor. O anlar ki, beyinlerinde hep “kötü hatıra, an” gibi kalacaktır. Hep diğer yönden bakarlar hayata. Ve tabiki, bu yönden bakarlarsa, mutsuz yaşamaya mahkumlardır.
Bir de böyle düşünsek... “Kötü hatıralar” dendikte insanların aklına aç, susuz, evsiz insanlar gelse. Annesini, babasını kaybetmiş çocuklar gelse... Ama insanoğlu bunlara sahip olduğu için hiçbir zaman hayata bu yönden bakmaz. Sahip olduklarının değerini bilmez. İnsanoğlu birşeyin değerini ancak onu kaybettikten sonra anlar. Yalnız kaldığı anları hatırlayıp, “evet, ben çok mutsuzum, berbat bir hayatım var” der... Bir kere bile olsa şükretmeyi bilmez. “Yalnızım” deyip, mutsuzluğunun sebebini böyle açıklar. Velilerini unutur. Kardeşlerini unutur. Herhangi bir arkadaşı veya sevgilisi olmadığı için yalnız olduğunu sanar.
Düşünsenize... Ya velileriniz olmasaydı? Hayata sımsıkı sarılabilecek miydiniz? Velileriniz değil de sadece sevgilinize, arkadaşlarınıza sahip olmakla mutlu bir hayat yaşayabilecek miydiniz? Hayata her zaman bir de bu yönden bakmaya çalışın! “Yalnızım” deyip geçmeyin! Herhangi bir arkadaşınızı veya sevgilinizi kaybetmiş olabilirsiniz. Ama şunu unutmayın: “velileriniz varoldukları süre içerisinde hiç bir zaman yalnız değilsinizdir.” Herzaman şükredin ve hayatınıza pozitif yönden bakmayı deneyin! ASLA “ASLA” DEMEYİN!
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.