Hayatımızdaki en büyük yanlışlardan bir tanesi,iletişim kurmamızın önündeki en büyük engel ön yargılarımız… Ön yargılar Tam anlamıyla ilişkilerimizde bir DUVAR olarak karşımıza çıkıyor ve insanları anlayamamamıza,yaftalamamıza neden oluyor ve galiba bu en kolay olanı; yani Sınıflandırmak. Çünkü farklı gördüğümüz insanları tanımaya çalışmak, anlamaya çabalamak biraz efor ve zaman gerektiriyor. Buda post modern zamanın insanına yorucu geliyor galiba !
Bir türlü bu huyumuzdan vazgeçemiyoruz. İnsanları şucu bucu diye etiketliyoruz ve karşımızdakini dinlemiyor,dolayısıyla anlayamıyoruz. Empati kurmuyoruz çoğu zaman. Sadece kendimiz için değil; arkadaşlarımız, ailemiz ve sevdiklerimiz için de…
Ön yargılarımızın en büyük nedenlerinden biri ÖZGÜVEN eksikliği. Kendini tanıyan ve inanan kimse başkalarından korkmaz, çekinmez ve yaftalama kolaylığına başvurmaz zannımca…
İkinci büyük neden; BİLMİYOR olmamız. Bilmeyen kimse de ‘’Kişi bilmediğine düşmandır’’ fehvasınca hareket eder .
Einstain’e göre: “Ön yargıları yıkmak atomu parçalamaktan zordur” haklılık payı yok mu sizce? 80 öncesi gençlerimizin kamplara ayrılmasının en büyük nedenlerinden biri ön yargılar ve birbirlerini dinlememeleri değil mi?
Belki tarafgirliğe bu kadar batmayıp birbirlerini dinleseler;’’Şer odaklarının’’oyununa bu kadar kolay gelmeyeceklerdi. Darbe sonrası hapishanelerde beraber işkencelere maruz kalan birbirlerini daha iyi tanıyan, karanlık bir oyuna getirildiklerini anlayan binlerce genç olmadı mı? Aslında bugün de kamplaşmalar yok değil! Belki çatışmalar,eylemler olmadığından göremiyoruz ama birbirlerini komünist-ülkücü, laik-dinci, alevi-sünni, Kürt-Türk, A partici- B partici diye ayıran insanlar yok mu?
Ah! Birbirlerimizi şu yaftaları sökerek bir dinlesek, her şey yerli yerine oturacak, ayrışmalar son bulacak, yeniden oyuna getirilmeyeceğiz. Einstein haklı olabilir ama bu milletin atomu parçalayacak teknolojiye sahip olabileceği gibi bu oyunlara düşmeyecek kadar aydın olduğunu düşünüyorum.
Çözüm sürecinin gündemde olduğu şu süreçte bir misalle yazımızı tamamlayalım:
Üniversitede sınıf arkadaşlarımızla oturup muhabbet ediyorduk, her nedense söz açılım meselesine ve bölgeyle alakalı konulara geldi. Birkaç doğulu arkadaş olarak bize bölgedeki olaylara nasıl baktığımızı sordular; bizde bölgenin ekonomik, sağlık ve eğitimle alakalı sıkıntıları olmakla birlikte en temel sorunun demokrasi sorunu olduğunu ifade ettik. Bölge insanının kültürel inanç değerlerini rahatça yaşamak istediklerini, bunların birer temel hak olduğunu anadilimizin bir dönem yasaklandığını anlattık. Halkın da bu sıkıntıların çözülmesini istediğini, ayrı bir devlet kurmak gibi bir niyetlerinin olma-dığını anlattık. Tabi ki bu son söylediğimizin tersi görüşte olan insanlar yok değil ama oransal olarak çok düşük olduğunu ifade ettik. Halkın haklı gerekçeleri olsa dahi dağa çıkmanın yanlış bir yöntem olduğunu hak aranacaksa demokratik yollarla aranması gerektiğini ifade ettik. Silahın sadece acı ,gözyaşı ve kardeş katli getirdiğini söyledik.
Burada halklar arasında bir ön yargının olduğunu söyledim çünkü o zamanlar yayınlanan bir anket sonucunda:
-Bölge halkı ayrı bir devlet isteyip istemedikleri sorusuna \% 90’i HAYIR derken
Batı’da yaşayan diğer vatandaşlarımıza -Kürtler ayrı bir devlet kurmak istiyor mu? sorusuna \% 80 EVET cevabı verilmiştir.
Burada ciddi bir iletişim problemi olduğu ortada. Demek birbirimizi tam olarak anlayamamışız. Özellikle bölge insanlarının hakkında diğer vatandaşlarımızın ciddi bir ön yargısı olduğu gibi bölge halkının da kendisini iyi ifade edemeyişi ortaya çıkmıştır.
Sadece bu konuda değil birçok temel alanda insanlarımızda ön yargılar veya bilgi kirliliği var. Bu kirlilikten kurtulmak için de tekrarlamış olayım sağduyuya,empatiye,özgüvene ve birbirimizi dinlemeye daha fazla ihtiyacımız var…
https://twitter.com/seyhan_kurnaz
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
aynen katılıyorum çok doğru bence...