ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

ŞİDDET (RUHA ŞİDDET)

yusuf ihsan

14 Kasım 2013 Perşembe 13:36
  • A
  • A

ŞİDDET (RUHA ŞİDDET)
Güzel ülkemde gündemler olağan(üstü) hızıyla değişip dursun, bu kadar kalabalık ve hızlı değişen gündemlerden başımızın dönmemesi mümkün değil. Dönmüyorsa ya bunu kanıksamış ya da hiç ilgilenmemeye başlamışız güzel ülkemin fındık kabuğunu doldurmayan sanal gündemiyle.
Her şey gibi gündemleri de hızlı tüketiyoruz. Doyma bilmeyen canlılar gibi ‘’daha yok mu? Daha yok mu ?’ deyip inliyoruz.Bu tüketim hızının içinde birer gönüllü tüketim canavarlarına dönüşürken ve gündemler yüzünden kamplaşmaya kayarken asıl gündemimizi unutuyoruz galiba…
Yoksa bir kenara itip öyle kullanılmayı bekleyen, depoya kaldırılan eski eşya muamelesi mi yapıyoruz. Her atıl yapı gibi o da eskimeye, toz toplamaya belki de çürümeye, pörsümeye başlıyor zamanla…
Evet hepimizin ortak ve asıl gündemi İNSAN olmalı her daim. Burada sadece ete kemiğe bürünmüş fiziki formu ve ihtiyaçlarından bahsetmiyorum. Daha çok ruh dünyasından söz ediyorum.
Asıl gündem maddemiz insanın ruh dünyası olmalı,kalbi olmalı, vicdanı olmalı mesela.. Biliriz ki buradaki problemleri çözersek devamı çorap söküğü gibi gelecektir zaten.
Dışarının (maddi dünya) o kadar kaotik, şiddet dolu yarışı yormuştu kalbini, vicdanı her gün gördüğü bazı zorbalık bazı ajitasyonlarla körelmeye mi başlamıştı, duyarsızlaşıyordu sanki. Ekonomik ihtiyaçları onu o kadar kuşatmıştı ki kötü niyetli olmasa da bu döngü vicdanını tozlu raflara doğru itmeye başlamıştı öznemizin. Sıkılmıştı,bunalmıştı artık muhasebe vakti gelip geçiyordu insanoğlu için diye düşünüyordu. Ne idi onu bu düşüncelere salan acaba her gün ite kaka doluştuğu metrobüste oturabildiği için mi böyle olmuştu!.
İnsan kimi zaman bir türkü,bir şiirle dinlendirebiliyor ruhunu diye düşündü ve kulağındaki kulaklığa dokunarak. Başka ne arındırır insan ruhunu ? karşıdan gelen veya yüzünde beliren basit ufak tatlı bir tebessüm mü? Evet! Evet! tebessüm sımsıcak eder insan kalbini. O da ne bu düşünce karşıda oturan küçük çocuğun gülüşü ve masumiyetindenmiş meğer. Ne kadar da masum ve tatlı hep tanıdık sıcak bir iklimi hatırına getiriyordu sanki. Çocukluğunu …
Önce o da tebessüm etti biraz da mutluluk.. sonra yüzünde acı bir tebessüme döndü. Bu maddi yarış ne kadar şey çalmıştı insan yaşamından,ruhundan diye düşündü.. En son ne zaman bu kadar sıcak tebessüm ettiğini hatırlamadan iş yerindeki olur olmaz kahkahaları geldi aklına, öyle hissetmese de yapmacık hareketlerini..
Acımaya başladı çocuğa,dünyayı tanımıyor kötü yüzünü görmedi,bilmiyor dünyanın yaşanası ne kadar güç hale geldiğini. Kötü insanlarla tanışmadı henüz,zaten o önemli değil ki şu iş,iaşe yarışı yeterdi ona kötülük olarak. Bilse bu yarışın zamanla insanı ne necis duruma düşürdüğünü.
Çocuğun gelişmesini.aile hayatını,eğitimini düşündü ve her madde için aklından sorunlar dizini geçmeye ve bunları kafasından sırayla geçirmeye başladı…
NOT:Bu bir yazı dizisinin ilk yazısıdır devamı öznemizin aklından (?) geçmeye ve bize yansımaya devam edecek.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.