Târihte İslâm’ın nezâfetini, şefkat ve adâletini gösteren pek çok misâller bulunduğu gibi; insanlıktan çıkmış olan küfür ehlinin gaddarlık, zulüm ve vahşetini sergileyen pek çok örnekler de mevcuttur. Haçlı seferleri’nden günümüze kadar süregelen haçlı barbarlığı ve yahudi ve hıristiyanların kendi dinlerinden olmayanlara, husûsiyetle müslümanlara yaptıkları zulüm ve katliamlar bunun en açık delilleridir
Asırlar boyunca müslümanlara her türlü vahşet ve barbarlığı uygulayan, sonra da utanmadan bu vahşet ve barbarlığı müslümanlara atfetmeye kalkışan küffar devletleri; târih boyunca ortaya attıkları çirkin yalan ve ftirâlarını bugün de çeşitli yollarla sürdürmekte; cehâlet, zulüm ve vahşetle dolu olan karanlık geçmişlerine bakmadan; İslâm’ı terör dini, müslümanları da terörist gibi göstermeye cür’et etmektedirler
Elbette İslam dini ilme önem veriyor. Hatta Müslümanlar birçok bilim dalının kurucusudur. Bir dönem Avrupa üniversitelerinin tıp fakültelerinde İbn-i Sina’nın yazdığı kitaplar okutulmuş. Ancak Moğol istilası sırasında Buhara gibi ilim merkezleri yıkılmış, kütüphaneler yakılmış. Endülüs’ü ise Latinler istila etmiş ve yüz binlerce Müslüman’ı katletmiş. Avrupalılar kütüphanelerdeki kitapları ülkelerine taşımışlar, çoğunlukla kaynak göstermeden, kendileri yazmış gibi alıntılamışlar. Bundan sonra İslam ülkeleri eski günlerine dönememiş. Çoğu sömürgeciler tarafından işgal edilmiş. Avrupalılar dünyanın kaynaklarını sömürüp zenginleştikçe eğitime ve bilime daha fazla yatırım yapabilmişler. İslam ülkeleri ise gittikçe yoksullaşmış ve cehalet de yaygınlaşmış. Birçoğu işgal edilmiş veya sömürülmüş. Tabi bu işte Müslümanların da hatası yok değil…
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.