Bu söz ben de dahil hepimizin içini burktu, cız ettirdi. Bu söz üzerine duygulanmamak insan olmamakla eş değerdi sanki. Emekçinin bu sözü söylemesinin altında ne vardı? Neden bu kadar düşünceli ve hassastı.
Kendisi bu sözü inancından, imanın temizlikten geldiğini söyleyerek ifade etmeye çalıştı.
Sadece inancı imanı mıydı ona bu sözü söyleten? Onun gibi olanları yıllarca aşağılayan, yaftalayan bir kesim vardı. Tıpkı orta çağda soylular ve halk gibi. Her gittiği yerde önünü ilikleyip şapkasını çıkarıp göğsüne koyan halka devletin ve seçkin zümrenin verdiği değerdi.
Seçkin zümre ona o hayatı layık görmüş, onun nasıl yaşaması gerektiğini ve saygı kriterini de onlar belirlemişti. İçindeki eziklik ve haddini bilme sınırını hiçbir zaman kendi koyamadı, koyamazdı. Onların hakkını yine onlara bu hayatı reva görenlerin araması düşündürücü.
Devletin ceberrut memuru onu öyle bir korkutmuştu ki, devletin içine saldığı korkuyla inancını harmanlamış ve bu doğal tepki ortaya çıkmıştı.
Bu korku ve sindirilmişliği seçkin zümrede kendi lehine kullandı. İşin içine para da girince bu kıvama gelmiş halk kitlesi kullanıldı. Vatandaşın da aklı karıştı. Önceleri insan yerine konulmazken şimdi saygıyla anılır oldu.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.