Son zamanlarda Gazze saldırılarıyla hassasiyetlerin arttığını ve İsrail mallarının boykot edildiği gördük. Bu tarz boykotların daha önceleri de, başka olaylarda başka ülkelere uygulandığına da şahit olduk.
Bir müslümanın veya vatanseverin zulmü gördüğünde boykota destek vermesinin doğru olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. Fakat madalyonun öteki yüzüyle de ilgilenmek lazım.
Dünya markası ürünlerin sahiplerinin yaptıklarının doğru olmadığı söylense de, yerli temsilciler ülkemizin özkaynaklarıdır. Marka yatırımlarını sadece patent sahibi ülke değil, temsilci olan ülkenin yatırımcısı da yapmaktadır. Bu yatırımlar bir günde yok olup, istihdam da sona ermektedir.
Neden bu markaların yerli yatırımcısı bu markalara yöneldi, varsın çeksin cezasını diyebilirsiniz. 60-70 yıl öncesi çoğu miras yatırımların hesabını şimdi sormak biraz abesle iştigaldir. O günkü ticari konjoktür, yerli sanayinin yetersizliği ve yeterlilik gerektiren istihdamın olmaması buna neden sayılabilir sanırım.
Gelin o yatırımcıyla kendimiz arasında bir empati kuralım. Mesela size dedenizden bir fabrika miras kaldı. Fabrikanın üretimi veya bağlantıları hakkında toplum hassas ve sizi boykot ediyor, ne yaparsınız? Fabrikayı satmaya kalksanız kimse almaz, bağlantıları değiştirseniz o kadar yıl yapılan tüm marka yatırımları yok olur, çalışanlarınızın iş akdi sona erer ve tazminatlar size yük olur. Yeni bir marka veya ürünün tekrar piyasada olması da yıllar alır.
İşin birde tüketici boyutu var. Tüketici cebinden çıkacağı paraya ve o parayla neyi satın aldığına bakar.
Günümüz dünyasında tüketici ürünün kimin tarafından üretildiğine değil, kalitesinin nasıl olduğuna, lezzetine, dayanıklılığına, satış sonrası hizmetine ve kurumsal anlayışına bakarak kararını verir.
Boykot kalıcı mı olmalı, yoksa bir zaman kesitinde gaza gelerek yapılan boykot yeterli olur mu? Bu soruya doğru cevap bulursak durumu da anlamış oluruz. Köklü markaların bu tür durumlar için B, C hatta Z'ye kadar planları olduğu unutulmamalıdır.
Boykot ettik diyelim, peki ne yiyeceğiz, ne içeceğiz, neyi kullanacağız? Boykot ettiğimiz malların parasal değerinde kaliteli, lezzetli, sağlıklı ürün var mı? Daha da hassas düşünüp yerli ürüne yönelelim. Karşısında yerine koyacağımız bir ürün yoksa, aynı paraya daha kalitesiz, lezzetsiz ve daha az sağlıklı bir ürünü mü tercih etmeliyiz.
Bir elektronik ürünü ele alalım. Yerli olan tüm elektronik markalar çok kalitesiz bunu hepimiz zaten biliyoruz. Bizden çok geride olan bir ülkenin kendi markasını dünyaya pazarladığını ve dünya markalarıyla kalite yarışında olduğunu görüyoruz. Bizim markalarımız da o ülkenin markası için üretilmiş kalitesiz bir ürünün üstüne marka basma çabasındalar. Çünkü amaç mümkün olduğunca ucuza mal olan ürünü en pahalı fiyata satmak.
Kaliteli bir dünya markasının benzerini üretmeyen ve patent alınca kastıran, yerli marka olunca özensiz davranan bir yerli yatırımcı profilini görülmekte. Yerli üreticilerin en iyisini üretebilme kapasiteleri olduğu halde üretmediklerini düşünerek aslında boykotu kimin hak ettiğini bir daha düşünmek gerekir.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.