Ülkem, canım ülkem. Bıkmadan usanmadan bin yıldır seninle uğraşıyorlar bunu hâlâ anlamadın mı? Bunca yıldır büyük bir gayretle bu yurttan bizi çıkartmak için yapmadıkları kaldı mı? Şimdi ülkelerindeki haber bültenlerinde ağızları sulanarak ballandıra ballandıra haber yapıyorlar. Ne yazık ki biz bu tuzağa hep düşüyoruz. Bir gün sağcısı, bir gün solcusu, bir gün türkü, bir gün kürdü.

Olaylar sözüm ona çevre için yapılmış.

Bunu 3 yaşındaki çocuk bile bilir ki bu bir çevre eylemi değil.

Bakın sosyal medyada yazanlara;

"Mesele sadece Gezi parkı değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın mı? Hadi gel!"

"Tayyip sen bittin, Sonun menderes gibi olacak"

"O ağaçlarda seni sallandıracağız"

"Hadi gayret AB kriterlerine göre 48 saat direniş devam ederse hükümet düşecekmiş."

"Tayyip oğlum sen bittin, bugün bizim zafer günümüz"

"O minareleri k....nıza sokacağız"

"Siz gidin takunyalarınıza sahip çıkın"

"Bugün hükümeti düşürdük, düşürdük. Yoksa bir daha kuyruğu dikemeyiz"

Bunları benim memleketimin insanı yazmış olamaz. Hangi ideoloji sahibi olursa olsun, savundukları Cumhuriyet ve demokrasi adına bunu yapmaları akıl ve mantığın bittiğini, nefretin ve tahammülsüzlüğün had safhaya ulaştığını gösterir.

Sizin nefret ettiğiniz hükümeti, sizin savunduğunuz demokrasi ve Atatürk Cumhuriyeti seçmedi mi? Siz seçmediğiniz her iktidardan nefret edip, devirmek için demokrasi kılıfına bürünüp anarşi yaratarak mı hak arayacaksınız? O zaman sizlere bir teklifim var. Sizin belirlediğiniz birini saltanat misali başbakan yapalım. Malum iktidar şansınız olmadığına göre. Sonra yine sizin seçtiğiniz kurul, işine gelmeyince türlü dalavere ile devirsin. Canınız sıkıldıkça değiştirin. Kim size özgürlük veriyorsa, kim sizin rantınıza, keyfinize uygunsa o başbakan olsun. Onun adı da özgürlükçü, demokratik halkçı bir yönetim olsun. Kendinizi böyle avutursunuz. Nasıl olsa bu ülkenin sahibi de sizsiniz.

Peki bu zamana kadar ne oldu? Dinlemeye hazır mısınız? Veya o zaman neredeydiniz?

The Marmara yeşil alan içindeydi katledildi. Sermayeye hediye edildi.

Hilton Otel, koru içindeki alan sermayeye hediye edildi ve hâlâ hükümetle kalan yeşil alan için mahkemelik.

Hyatt Otel, yeşillik alandı sermayeye hediye edildi.

ve Gezi Parkı milletin ekmeği karneyle aldığı, açlıktan insanların öldüğü günlerde, devletin kasası tam takırken, Cumhuriyet döneminde meydanlara Atatürk haricinde hiçbir devlet büyüğünün heykeli yok iken, İnönü heykeli dikildi ve millete stat masalı anlatıldı. Koskoca bir tarih yerle bir edildi. Cumhuriyetin simgesi Taksim'de görüntüyü bozuyor diye.

Yukarıda anlatılan bilgileri kimler biliyor?

Kaç kişi eylem sonrası uğratılan zarardan kendini sorumlu tuttu?

Kaç kişi eylem sonrası zararları görüp pişman oldu?

Kaç kişi sosyal medyada dolaşan sahte paylaşımlardan ders çıkardı?

Kaç kişi bunu gerçek bir demokratik bir eylem olarak nitelendirdi?

Kaç kişi gerçekten bu hükümetin istifa edip devrim niteliğinde yönetimin değişeceğine ve özgürlük geleceği palavrasına kandı?

Araçlarına, dükkanlarına zarar verilen kişiler AKP'li miydi?

Bu yazıyı yazarken hâlâ tencere sesleri ve ıslıklar duyuyorum. Canım ülkem siz gerçekten mi bu hükümet düşecek zırvalığına inanıyor musunuz?

Sizin görüşünüzdeki yönetimlerin geldiğinde huzur, refah ve özgürlük içinde yaşıyor muydunuz? Hiç mi tarihten ders çıkarmadınız sayın çevreciler.

Nurettin Sözen döneminde aylarca susuz kaldığınızı ve çöp dağlarını bir hatırlayın. Kör kuyularda kalan su için saatlerce nöbetleri hatırlayın. Karbormonoksit gazından dışarı çıkamayıp maske taktığınızı, katledilen ve peşkeş çekilen orman arazilerini, hortumlanan belediye şirketlerini, kaderine terk edilen, hakları ödenmeyen işçilerin paralarını nasıl hortumladıklarını. Yine geldiklerinde yapmayacaklar mı sanıyorsunuz? Kendinizi kandırmayın yine yaparlar ve sizler gık bile demezsiniz. Sizin beğenmeyerek horladığınız kesim ise sandığa kadar sabreder, sizin gibi anarşi yaratmaz.