Her sabah uyandığımız zaman güneşin varlığını hissederek, yeni doğmuş bir bebeğin ciğerlerine aldığı nefesi alırken tattığı duyguyu hissederek yaşıyor muyuz?
Her şafakta, her ayaz da her mevsimde bugünü tadarak mı yarına geçiyoruz.Her akşam başını yastığa bıraktığın zaman dışarıda birilerinin senin yerinde ve yatağında olmasını istediğini düşünerek mi uykuya dalıyorsun?
Saat ilerliyor günler günleri mevsimler mevsimleri takip etmeye devam ediyor. Aklımdan şairler geçiyor ve sıralanıveriyor yüreğime. Yaşar Kemal'ler Ahmet Arifve daha fazlası...
Giden bütün çocuklar geri dönüyor birden. Ahmet Arif yine hasretinden prangalar eskitiyor. Başlıyor çizmeye içimdeki mimar yarınlarımı. Kalemini alıyor ve başlıyor silmeye kara tarihimizden artakalanları. Siliniveriyor birden. Yine eline alıyor kalemini ve başlıyoryeni evler yeni yüzler çizmeye. Sonra düşünüyor tekrar siliniveriyor.Bir daha bakıyor tepeden ve siliyor. Eğer yeni yüzler çizerse onlarda gecekondularda yaşayacak düşüncesiyle irkiliyor ve siliyor.Düşünüveriyor sessizce. Yeni yüzler çizerse ne olacağını?
Başlıyor işlemeye. bu soruyu yüreğinin tozlu yolları İçinde çiziyor. Bu adam işsiz kalıyor, göç ediyor, para bulamadığından dolayı hırsızlık yapıyor, hapse giriyor ve bitiveriyor hikayesi. Bu yüzden siliyor ve bir işsiz eklemek istemiyor listelere, gecekondulara, hırsızlara,sigara içenlere, bunalımda olanlara. İçimdeki mimar korkuyor çizme yarınlarımızı. Ama cesur olması gerektiğini düşünüyor ve birden kararlılıkla alıveriyor çekici eline ve kararlar alıyor. Bir türban çiziveriyor ve içinde cevherler olan kızlar. Çiziveriyor, çiziveriyor. Tam da yumruğunu masaya vurmayı göze almışken geri çekiliyor yumruğu ve düşünüyor. Eğer yumruğu masaya vurursa masadan daha fazla ses duyacağını. Bu yüzden çekiniyor. İçimdeki mimar susmaya devam ediyor ve korkuyor çizmeye. Susuveriyor söyleyemiyor.
Düşünüyor görebiliyor fakat çizemiyor. Eline defalarca aldığı kalemi alıp çizivermek istiyor yarınlarını ama kaleminin kırılacağından korkuyor. Ama her şeye rağmen çiziyor. Halaya tutuşturuveriyor bütün ırkları, mezhepleri toplumları.Sonra düşünüyor. Bir el koparsa halayın bozulacağını. Yüreğimizdeki mimarlar neden suskun?
Neden konuşamıyor ve çizmekten korkuyor yarınlarını? Yüreğimizdeki mimarlar doydu savaşa, yoksulluğa,yolsuzluklara ve kimsesizliklere. Kalemini eline almak istiyor yüreğim.Çizivermek istiyor sağlam evler, iş yerleri, binalar. Eline alıp kalemini çizmek istiyor yeni yeni yüzler, çocuklar. İçindeki şefkati çocuklara vermek istiyor.Toplayıp çocukları dağıtmak istiyor sevgiyi barışı.Yeni hikayeler yazmak istiyor.Masallardaki gibi mutlu sonla bitmesini istiyor. Çünkü annesinden böyle öğrenmişti.
İçimizdeki mimarları konuşturma zamanı.İçimizdeki çocuklara artık şefkat verme zamanı.
Uzun bir halaya tutuşma zamanı artık.Sımsıkı tutunma zamanı artık.Artık konuşturma zamanı içimizdeki mimarları..
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.