ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Empati zamanı

Suskun Üçnokta

07 Haziran 2013 Cuma 01:41
  • A
  • A

Malum konu, gezi parkı eylemleri…
Aslında garip memleketimin üzerinde dönem dönem oynanan oyunlardan diye düşünüyordum. Çünkü 27 Mayıs olaylarına dedem, 12 Eylül öncesine annem ve babam, 28 Şubat olaylarına da ben. Yaklaşık on yılda bir bazı cephelerin demokrasi için (!) çizmelerden medet ummasına alışıktı siyasi tarihimiz. Çok uzak da değil hani cumhuriyet mitinglerinde demokrasiyi (!) askerden istediklerine şahit olmuştuk.
Dönem dönem oynanan oyunlardan diye düşünüyordum dedim. Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi’ nin göreve geldiği süre boyunca, Genel Kurmay Başkanlığı’ nın aslında kendilerine bağlı bir birim olduğunu kabul ettirme çabası, 27 Nisan e-muhtırasına karşı dik duruşu ve hatta Genelkurmay Eski Başkanı Işık Koşaner’ in istifası, Adalet ve Kalkınma Partisi’ ne karşı muhalefetin karnesinin zayıf olması… Bu sebepler hükümet ne yaparsa yapsın desteğini alamayacağı kesimi rahatsız ediyor, insanlar kendilerini ifade etmenin yolunu bu şekilde denemek zorunda kalıyor.
Madalyonun diğer yüzünde Başbakan’ ın son altı aydır sert mizacı… Aslında birçok çevre yapılanlar ve yapılması planlananlar için ne kadar memnun ise Başbakan’ ın mizacından pek de memnun değildi.
Kendini ifade edememek ya da düşüncelerinin, isteklerinin savunulabildiği gücünü hissedememek, yani bir nevi kendilerini dışlanmış hissetmeleri, gezi parkı süresi boyunca yıllarca desteklerini, aynı fikirleri paylaştıklarını düşündükleri medyanın onları umursamaz yayın anlayışları, sosyal medya gibi hızlı ve maalesef çoğunlukla kendilerini yanıltmalarına sebep olan nedenler eylemin şiddetinin artmasına sebebiyet verdi.
Sakın yanlış anlaşılmasın kesin ama kesin gezi parkı eylemcilerine “Oh olsun!” diyecek değilim… Fakat yıllarca dışlanan, annesinin başı örtülü diye askeri okullara alınmayan, yemin törenlerinde annesinin elini öpemeyen, bacısının, başörtüsü nedeniyle üniversite kapılarında psikolojik baskı gören, eğitim görmesi engellenen, ibadet ettiği için fişlenen ve hatta çalıştığı devlet ve özel kuruluşlardan atılan, tabiri caiz ise ikinci sınıf vatandaş yerine konulan insanlar için empati yapabildiler ise, işte o zaman samimi olduklarına inandırabilirler insanları. Eğer empati kurabilirler ise “Ülke karışıyor mu?, 12 Eylül öncesine döndü ülke..” diye korkan ve insanlara şer gibi gelen bu olanlar, hayra dönüşecek ve Türkiye demokrasi yolunda, çağdaş Türkiye yolunda çok ama çok büyük adım atmış olacak. Yıllar sonra 12 Eylül mücadelesinde birbirine silah çeken kardeşler gibi yıllar sonra “Meğer kullanılmışız…” cümlesini kurmamak için, haydi şimdi tam zamanı.
Empati zamanı…

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.