Sevgili okurlarım! Bugün 25 Mayıs.. Bundan tam 30 yıl önce Necip (Güzel Ahlaklı) Fazıl (Faziletli); Onu Hiçten Var Edenine yürüdü..
Necip Fazıl desek çoğumuzun belleklerinde hemen onun bir sözü, bir menkıbesi veyahud silüeti beliriverir.. Zamanımızın en büyük şâiridir kimilerine göre.. Ama bilinsin ki onu sadece "şâir" olarak vasıflandırırsak; Necip Fazıl'ın hayatından, görüşlerinden, fikirlerinden, kavl-i manevîsinden çalmış oluruz.. Necip Fâzıl çok yönlü bir zât..
O 1900'lü yılların Nefîsidir belkide ama toplumun aksayan yönlerini eleştiren değil; toplum içine yerleştirilmiş tabuları yıkmaya çalışan bir Nefî.. Mesela der Müslümanlık batıdan gelseydi; sırf Batıdan geldi diye Müslüman olurdunuz..
O asrımızın Nâbîsidir aslında.. Peygamber'e hasret, Peygamber'e sevdâlı nâzımların 1900'lü yıllardaki sahibi..
O asrımızın Fûzûlîsidir.. Kimi zaman nâzım, kimi zaman nesirler sunar takipçilerine.. Ve tıpkı Fuzulî gibi Sultanü'ş-Şuâra'dır; Sultandır Şairlere..
O hepimizden daha Türk Milliyetçisidir; Vahdeddin'e Haîn diyenlere karşı dik durur ve Vatan Dostu der haykırırcasına..
Hamza yüreklidir Necip Fâzıl; yeni gelen rejmin, darbelerin, şeflerin ve şef yandaşlarının karşısında sinmez, sönmez ve içindeki fırtınaları olduğu gibi çıkartır günyüzüne..
O tam bir mücâhiddir haa; 1800-1900 yıllarında herkes Batı derken o Doğu dedi ve Büyük Doğu Medeniyeti ismiyle tescilledı. Komünizm vesâire İslâm Ahlâkına uymayan tüm ideolojilere savaş başlattı..
O ne güzel adamdı öyle.. Hiç kimseden çekinmez; kim hangi cevabı hakediyorsa ona yapıştırırdı.. Mesela;
Bir gün Necip Fazıl, bir üniversitede konferansa katılmış. Çıkıp her zamanki gibi Din ve Allah kavramı hakkında konuşmuş. Konuşması bittikten sonra, onunla karşıt görüşlü olan bir Profesör, Necip Fâzıl’a:
-Siz önceden çıkıp farklı şeyler söylerdiniz, şimdi ise o sözlerinize çelişen şeyler söylüyorsunuz, yazdığınız şiirler hala ezberimdedir. Bu ne demek oluyor? der..
-Necip Fâzıl’ın cevabı kullara parmak ısırtacak cinsten:
-Benim geçmişim bir çöplüktür ve çöplükleri ancak köpekler kurcalar!
Aslında çoğu mercîlerce görmezden gelinen bir noktadır ki;
Necip Fâzıl'ı çöplükten -kendi tabiriyle- çıkaran, onu aslına eriştiren, tabir-i caizdir; İhyâ eden Şeyh Seyyid Abdülhakim Arvâsîdir.. Hatta "O ve Ben" isimli eserinde hayatını; Şeyhini "tanıyıncaya kadar" ve tanıdıktan sonra" olmak üzere iki bölüme ayırmış bir şekilde nakşetmiştir tarihe..
Necip Fâzıl zamanının birtanesidir.. 1943 gibi Milli Şefin diktatörce yönetimine, yasakçı tutumlarına aldırmadan; biz Müslüman Gençlere en büyük mîrası ve bir mihenk taşı oluşturabilicek hareketi; Büyük Doğu Hareketini başlattı Büyük Doğu Dergisini çıkararak.. O Zamanlar Din Adına en ufak şeyin bile tahammül edilemeyeceği zamanlar idii ama o aldırmadı davâsına ne pahâsına olursa olsun sahip çıktı ve mücâdele etti..
Evet, bu dünyadan geçmişi çöplük, geleceği gülistan, dili keskin, aklı şahâne, gönlü güzel, kulluğu güzel, faziletli ve güzel ahlâklı bir adam geçti.. Yazıma son vermek üzereyken hala eksiklikler hissediyorum.. Necip Fâzıl'ı anlatmak ne zor imiş.. Bitirsem eksik, bitirmesem gereğinden fazla yazacağımı düşünüyorum.. Necip Fâzıl büyük bir insandı.. büyük bir adamdı.. büyük bir lider, büyük bir sûfî, büyük bir mütefekkir ve şâirdi..
Necîp Fâzıl'ı saygı ve minnetle anıyorum.. Rabbim O'na sonsuz rahmet etsin.. Sevdiklerine komşu eylesin.. Sözlerini anlamayı, hayatından dersler çıkarmayı, davasından istifâde etmeyi bizlere nâsib etsin..
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.